RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Bunlar bir alem diğerleri bir alem. Böyle tek tek arayıp konuşacaksın. Fatih bak şu anda ben yani
MEHMET FATİH SARAÇ: Buyrun Başbakan'ım
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Fas'ta televizyon izliyorum burada
MEHMET FATİH SARAÇ: Evet efendim
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Şimdi Bahçeli'nin bütün konuşmalarını, altta şimdi bant olarak da ayrıca geçiyor konuşmanın
MEHMET FATİH SARAÇ: Anlaşılmıştır efendim şimdi... Tamamdır
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Ve orada sürekli olarak bu bantta işte Cumhurbaşkanı'nın birinci görevi eee görüşmeler yapmak değil, bu görüşmelerin dışında bu durumu düzeltmektir
MEHMET FATİH SARAÇ: Anlaşılmıştır efendim
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Görüşmeler üzerinden ülkeyi huzura kavuşturacak adımları atmaktır.
MEHMET FATİH SARAÇ: Tamam efendim
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Yani Bahçeli hep öyle demiş devamlı şimdi bunu bant olarak geçiyor.
MEHMET FATİH SARAÇ: Tamam efendim, anladım efendim şimdi hemen.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Ya anladım diyorsunuz da işte yani hayret ya böyle bir şey de, hala bunlar ya ne gerek var.
MEHMET FATİH SARAÇ: Eee tamam ee emriniz olur efendim anlaşılmıştır şu an.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Hemen şey yapmanız gerekiyor.
MEHMET FATİH SARAÇ: Şimdi yapıyorum, şimdi yapıyorum efendim
Yukardaki diyalog Başbakan’la ilgili olarak piyasada dolaşan rüşvet ve yolsuzluk iddiaları yanında, demokratik anlayışını ve zihniyetini sergilemesi açısından önemli bir veri… Habertürk Yayın Yönetmenini Fas’tan arıyor ve insanın çocuğu ile yapmayacağı bir üslup ve içerikle fırçalıyor, müdahaleci oluyor. Konuşmayı bir de kendi sesinden izleyin lütfen ve cevap verin bu seste, bu anlayışta demokrasiden ve başkalarına saygıdan eser var mı?
Bu konuşma Kılıçdaroğlu tarafından yapılsaydı ne düşünür, ne derdiniz?
Bu konuşma Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel gibi yakın dönemin Başbakanları tarafından yapılsaydı kendi partililerinden ve kamuoyundan nasıl tepki olurdu?
Yargıya geri gönderilen fezlekeleri, piyasadan işadamlarına salma salınarak toplanan paraları, mafya usülü dağıtılan ihaleleri, her rant alanının Başbakan tarafından belirlenmesini ve alıştığımız onlarca rezaleti, rüşvet ve yolsuzluk olayını biliyorsunuz… Gerçekten ahlakın bittiği ve sesinin kesildiği noktaya geldik…
Ben Başbakan’ın sonunun geldiğine inanıyorum. Özellikle AB ve NATO gibi örgütler nezdinde de itibarı kalmadığını görüyorum. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğu için muhattap alındığını biliyorum. Kara para işine, terörün finansmanı konusuna, rüşvet ve yolsuzluk bataklığına bu kadar bulaşıp bir de soruşturmalara izin vermeyeceksin ve kalacaksın, bu mümkün değil… Muz veya ananas cumhuriyetinde dahi mümkün değil… Özgürlükleri, demokrasi ilkelerini, yargıyı, devleti kurumlarını bu kadar istismar edeceksin, baskı altına alacaksın ve iktidarın devam edecek, gerçekten mümkün değil… Ekonominin nasıl bir hızla krize sürüklenmekte olduğuna bağlı olarak seçimler sonucu Başbakan gidecek… Ancak, kafamda bir soru var. Çok önem atfettiğim bir soru… hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir soru.
Giderken bu devlete ve bu topluma ne kadar zarar verecek?