Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin 2,5 ay, diğer milletvekillerinin ise 1 aydan fazla bir süredir üzerinde çalıştıkları, hatta zaman zaman gerilimin kan akmasına dönüştüğü, içinde Soma ile ilgili de düzenlemelerin olduğu “Torba Kanun” geçen Çarşamba gecesi gelen ani bir talimatla Ekim’e ertelendi. Muhalefet içerisinde Anayasa’ya aykırı ve kamuya zararlı bir çok madde de olduğu için sadece olumlu olan maddeler çıksın diye mücadele verdiği ama iktidarın onları hiç dinlemeden sabahlara kadar Meclis’i çalıştırarak mutlaka çıkmasını istediği ve sona gelinen bu tasarıyı aniden Ekim’e ertelemesi büyük bir sürprizdi.
Genel Kurul saat 03.’e doğru bittiği için ben de Perşembe yazımı yazamadım.
Sebep sonradan anlaşıldı: AKP Genel Kurulu öncesi yapılan kulis faaliyetleri. Herkes bölgelerine gönderildi, Ankara’dan uzaklaştırıldı.
Tayyip Beyin menfaatim için kamuyu dahi çiğnerim zihniyetini çok çirkin bir şekilde yaşadık…
***
Biliyorsunuz önümüzdeki günlerde 2 kongre var, biri iktidar partisin AKP’nin, biri de ana muhalefet partisi CHP’nin… Peki farklılık ne?
İktidar partisinde muhalif olan, aleyhte söz söyleyen hiç kimse yok… Ana muhalefette ise konu hep medyada tartışılıyor. Bu durumu iktidar partisi çok disiplinli, muhalefet çok konuşuyor diye açıklayamazsınız… Zira ana muhalefete muhalifseniz tüm medya size açık…
Ayrıca iktidar partisinde iseniz erkekseniz hafif yollu da olsa bir eleştiri yapın bakalım… Buna medya da dahil…
Yeni demokrasimiz böyle…
***
Şu habere bir bakar mısınız lütfen,
Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, adli yıl açılışı törenine, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması halinde katılmayacağını açıklamasıyla ilgili "Başkanlar Kuruluna konuyu götürüp, sonucu kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Bu basit olarak Cumhurbaşkanı’nın Baro Başkanı’ndan nefret etme haberi değil. Cumhurbaşkanı nefret etse bile buna hakkı yok ama haber gelecek dönem rejimin değişeceği sinyalini çok güçlü bir şekilde veriyor…
Askeri vesayet kalktı diye sevinirken ağdalı ve keyfi bir vesayet gelmesini görmeyenlere ithaf olunur…
***
Bülent Arınç, merkezi Erbil’de bulunan Rudow Tv’ye verdiği demeçte, “Artık halkın yüzde 52’sinin oyuyla gelmiş bir cumhurbaşkanı, adeta yarı başkanlık sistemine doğrudan geçmiş gibidir. Yeni anayasa çalışmamız vardı. Çoğunluğumuz yetmediği için muvaffak olamadık. Ama 2015 seçimlerini takiben tek başımıza anayasayı yapacak noktaya gelirsek veya parlamentoda bir uzlaşma imkânı olursa yeni bir anayasa yapacağız. Bu anayasaya da başkanlık sistemlerinden herhangi birisini, Türkiye için daha iyi yönetilebilir bir sistem olarak düşündüğümüz için gerçekleştireceğiz” demiş.
Arınç yeni rejimin; hem başkanlık siteminin hem de federal sistemin sinyalini vermiş. Kimseye sordukları, tartıştıkları yok. Her şey Recep Tayyip Erdoğan’a göre yapılıyor…
Bir de Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile ilgili şu haberdeki sözlerine bakın; "Cumhurbaşkanımız yeni dönemde bir değerlendirme yapar, bedelli askerlik olup olmayacağına en doğru şekilde karar verir. Yeni dönemde "eğer ihtiyaç" var derse tasarı Meclis'e gelir diye düşünüyorum" dedi.
Bedelli askerlik kararını Erdoğan verecek ihtiyaç varsa Meclis’e gelecekmiş… Neden geliyor ki? Gelmesin, ne gerek var? Anayasa değişmedi, sorumluluk değişmedi, rezalete bakın…
Allah fırsat vermesin…
***
Unuttunuz tabi ama ben hatırlatayım; 10 Haziran’da İŞİD Musul Başkonsolosluğumuzu basarak 49 vatandaş ve görevlimizi rehin almıştı. Yaklaşık 2,5 ay geçti, Türkiye böyle bir rezalet yokmuş gibi davranıyor. Snowden’e göre ABD, İsrail ve İngiliz istihbarat örgütlerince kurulan İŞİD’in Musul’a girdiğini bile bile Konsolosluğu boşaltmamak ayrı bir rezalet, ondan sonra konunun yönetimi ayrı bir rezalet… Bu işlerin sorumlusu asrın bakanı Davutoğlu şimdi Başbakan olacakmış… Kukla başbakan olur olmasına da “Asrın Başbakanı” olması daha büyük ihtimal… Allah korusun eğer, başbakan olursa komşulardan sonra kendi içimizde de “sıfır sorun” yaşarız…