Kuşku unsuru ne kadar güçlü olursa olsun, belgesi olmayan her konuya ihtiyatlı yaklaşmak insani olduğu kadar temel bir gazetecilik görevidir.
Aşağıda okuyacağınız olay, tüm unsurlarıyla dört dörtlük belgeli bir skandaldır.
Bir ucunda, ağırlıklı olarak CHP’lilerin yönetimde olduğu TÜYAP; diğer ucunda, Cemaate yakın yargı unsurları ve polis şeflerinin oluşturduğu akıl almaz birlikteliği, Türk basınında ilk kez bu kadar açık bir şekilde belgeleriyle ortaya koyacağız.
Her şey, 2011 yılında TSK Güçlendirme Vakfı’nın, İDEF Uluslararası Savunma ve Sanayi Fuar ihalesi ile başlar.
Yasaya göre; Vakıfa en yüksek bağışı yapan ihaleyi alır.
TÜYAP’ın, 4 milyon 950 bin dolarlık teklifine karşılık, CNR Holding 6 milyon dolar teklif verir.
Tam bu noktada ilginç bir gelişme yaşanır!
İhaleyi kaybeden TÜYAP, CNR’ın binalarının çürük olduğunu iddia ederek, bazı raporları dosyaya ekleyince, CNR ihaleden elenir.
MAHKEME VE ÜNİVERSİTE RAPORUNA RAĞMEN…
Bu gelişme üzerine CNR; İstanbul Üniversitesi ve Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden (Dosya No: 2011/220) binaların sağlam olduğuna dair teknik raporlar alır.
İstanbul Üniversitesi ve 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yanında, İstanbul Valiliği de, 969/4000 sayılı belge ile, CNR’ın binalarının sağlamlığını teyit ederek, CNR’ın binalarını, Avrupa Yakası Lojistik Destek ve Koordine merkezi ilan eder.
VALİLİĞİN GÜVENDİĞİ YERİ ÇÜRÜK İLAN ETTİLER!
Yani, CNR’ın binalarının, bırakın çürük olmasını, depremde ilk sığınılacak kadar sağlam olduğu, devlet katında 3. kez onaylanır.
Tüm bu gelişmelere rağmen, akıl almaz bir kararla kurul kararından geri adım atmayınca, TÜYAP’la ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulur.
2011/99746 sayılı Cumhuriyet Savcılık soruşturmasında bilirkişi raporu, “CNR aleyhine sunulan raporların geçersiz olduğu, mahkeme ve Üniversite raporlarının eksiksiz ve gerçek olduğu” sonucuna varınca, dönemin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal TUYAP için düğmeye basar.
MALİ ŞUBE SAVCI’NIN “GÖZALTI” TALİMATINI DİNLEMEDİ!
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal, Vakıftaki bütün belgelere ve ihale dosyasının tamamına mali şube ve kaçakçılık organize suçlar müdürlüğü kanalıyla el konulması talimatı verir. (15.02.2012)
Ve Savcı en kritik kararını vererek; TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, TÜYAP Yöneticileri Murat Adıyaman, Serdar Yalçın ve ihale komisyonu hakkında 30/11/2011 tarihinde, 2011/99746 numaralı soruşturma ile, mali şubeden savcılığa getirilmesini emreder.
SAVCI’YA ÖNCE EL ÇEKTİRME, SONRA SÜRGÜN!
Yine çok ilginç bir gelişme yaşanır ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal’ın, 30/11/2011 tarihli talimatına rağmen, mali şube 13/03/2012 tarihine kadar gözaltı işlemi yapmaz.
Bitmedi! Skandallar zincirinin en büyük halkalarından birisi tam da bu noktada gerçekleşir.
YENİ SAVCI GÖZALTI KARARINI KALDIRIR!
İhalede usulsüzlük iddiaları için gözaltı kararı veren Cumhuriyet Savcısı’na en büyük darbeyi dönemin HSYK’sı indirir ve 13/03/2012 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal’ın elinden dosya alınarak başka bir savcıya verilir.
HSYK bununla da yetinmez ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal’ı İstanbul’dan Edirne’ye sürer.
Yeni gelen Cumhuriyet Savcısı’nın ne yaptığını tahmin edersiniz sanırım!
Savcı Mehmet Ünal’ın verdiği gözaltı kararlarını kapatır!
Bitmedi! Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ünal’ı görevden alan, süren dönemin HSYK’sı, Ünal’ın meslekten ihraç edilmesi ile ilgili dosya hazırlayarak HSYK’na sunar ama HSYK’nın yapısı değiştiği için bu karar uygulanmaz.
Talat Atilla/Güneş