Bu haftanın ana gündemi öğrenci olayları ve Başbakan’ın İsviçre hesaplarıydı. Ben 79 Mülkiye mezunu biri olarak öğrenci eylemlerini iyi bilen ve sıkıntılarını çekmiş biriyim. Konu çok abartıldı. Öğrenci eylemlerine “Ergenekon işi” demek kadar, “anlı-şanlı” olduğunu söylemek de saçma. Hükümet ve yandaşları yanlış stratejileri ve bu garip anlayışları ile muhalefet ise iktidar rahatsız oluyor mantığı ile kıvılcımı orman yangınına çevirebilirler. Başbakan unutmasın, sadece deli ve çocuk padişahtan korkmazmış. Bunlar da delikanlı… Üstelik provokatörleri de varmış... Bence konuyu medya kadar Başbakan da bilinçli büyütüyor.
Peki, öğrencilerin derdi ne, fark eden var mı?
Başbakan’ın İsviçre’de ki hesapları konusunu muhalefet de, Başbakan’ın kendisi de yanlış bir şekilde gündeme getirdi. MHP işi nedense ciddiye almadı, CHP ise “Hesapları olmadığına dair belge getirsin” diyerek yanlış yaptı. Bu garabet, çok önemli ve ülke güvenliği ile ilgili bir konu olabilir. Bir başbakanın veya herhangi bir kamu görevlisinin İsviçre bankalarında hesabının olduğu iddiası ciddiye alınması gereken bir konudur. Hele ABD Büyükelçiliği “İki ayrı kanaldan teyid ettik” diyerek merkezine bildiriyor ise mutlaka ciddiye alınmalıdır. Varsayalım ki böyle hesaplar var ve birileri de bunları tespit etti ve şantaj yapıyor.
Olamaz mı?
Tarihte bu tür olaylar olmuş ve olmaktadır. İstihbarat kuruluşlarımızın bu konu üzerinde çalışması gereklidir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley’in, birkaç gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Wikileaks belgeleriyle ilgili olarak, ‘ABD'li diplomatların dedikodu, magazin, iddia ve iftiralardan oluşan gayri ciddi yazışmaları' ifadesi hakkında, “Diplomatlarımız ülkelerde yaşanan gelişmelerle ilgili samimi ve dürüst değerlendirmelerini sunarlar. Bu faydalı ve önemli” demesi de dikkat çekiciydi. Yani ABD, yanlışlık oldu, özür dileriz demiyor, doğrudan hesaplar var da demiyor ama konuyu ortada bırakıyor. Bu garip gelmiyor mu?
Konuya iç siyaset açısından değil ülke güvenliği açısından bakmak lazım.
BİR FIKRA
Tarihte ilk kez Kars'a ayna gitmiş. Adamın biri aynayı bulup eline almış. Aynaya bakınca, daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşi sanmış görüntüdeki kendisini. “Ey gidi gardaşım. Seni bi daha görmek nasipte varmış” diye ağlamış. Eve gidince aynaya sarılıp uyumuş, kardeşi sanarak. Karısı komşudan geldiğinde bakmış kocası bir şeye sarılıp uyuyor. Hemen almış, evirip-çevirmiş bir kadın görmüş “Allah belaanı vireee, bu garı da kim?” demiş, “Bi boka da benzese!” Feryat figan evden çıkmış kadıya gitmiş. “Kadı efendi, benim herif bu çirkin garıyla yatir, zina edir” diyerek şikayette bulunmuş. Kadı aynayı almış bakmış. “Yav bu garidan çok gavata benzir” demiş.
Ben bu fıkrayı çok severim. Halimize de benzetirim. Aynada ki kendi siluetimizi dahi tanımıyoruz. Başkası sanarak ayıpladığımız, suçladığımız, küfrettiğimiz görüntüler gerçekte bize ait…
YORUMLAR
Bu Hafta Bir Fıkra ve Biriken Yorumlar’a ilk yorum TEYZE’den gelmiş. Oy için şimdiden teşekkür ederim. Ben hırslı değilim, Allah’tan hep hayırlısını dilerim. Yazı günlerim pazartesi, Çarşamba ve Cuma. KERPETEN, ÇAPANOĞLU, GERÇEK VATANDAŞ, GKA, A.B, SABRİYE ve MİSAFİRLERim, Hasan TAHSİN’in dönmesi için yaptığınız çabalar için çok teşekkür ederim. HASAN TAHSİN, tekrar hoş geldiniz. Sizi darıltan konu neydi ip ucu vermediniz ama hoş geldiniz. Gelirken de hakikaten hoş bir kavramla geldiniz, e-dergah. Mükemmel. Dergah, herkesin birbirine destek vererek, yol göstererek tekamül etmeğe çalıştığı yerdir. Tekamülümüze katkılarınız için çok teşekkürler.
YİĞİTOĞLU, zaten hepimiz “bilinmez” bir yoldayız. Siz bizden farklı olarak “bilinmez” yolda olduğunuzu fark edenlerdensiniz. Belki avantajlısınızdır. Eğer, bilinmezlikle sağlıkla ilgili bir hususu kast ediyorsanız Allah’tan şifalar dileriz. Yine de yazın ve paylaşın. “Bilinmezlik”e belki destek oluruz.
MİSAFİRlerime, N.DÖNMEZe, ADİLe, T.T.K.ya katkıları için çok teşekkür ediyorum.
Şehirli Müslüman Olduk mu? başlıklı yazım pek istediğim gibi yorumlanmadı. Halbuki, bizimle aynı dönemde televizyon ve gazetelerde gündemdeydi. Önemli bir konuydu.
İlk yorum HASAN TAHSİNin ve eleştirisi “AKP’nin dini ve İslami referanslarla oy aldığına inanıyorsanız, Türk toplumundan haberiniz yok” şeklindeydi. Bu konuda kamuoyu yoklamaları var. Partilere neden oy verildiği belli. AKP algısı da bu. Tabi destekleri var, tek değil. Ayrıca yazı konusu yapalım. Havuzlu villada yaşamak bazen kabahat olabilir. Sonraki yorumunuzda meramınızı gayet güzel anlattınız ama çok konuşulması gereken bir konu. Gelir adaleti konusunda çok haklısınız, zamanımızın gerçek problemi. TEYZE abdest köşenizi merak ettim. Yine her zamanki gibi katkılarınız çok seviyeli ve güzeldi, eleştiriye bakmayın. ÇAPANOĞLU, meramım şehirli-şehirsiz Müslüman ayrımı değildi, şehirde layık olduğumuz şekilde müslümanca nasıl yaşarız idi. Baştan yanlış girdiniz ama sonraki yorumlarınız müthişti. Meselenin özüne girdiniz. Evet, köyde ibrik deyince abdest akla gelir, şehirde abdesti akla getiren ne? Konu buydu. Katkılarınıza çok teşekkürler. Bayburtlu Zihni için de. 14:53 MİSAFİRim islamı tartışmıyoruz, islamı şehirde nasıl yaşayacağımızı tartışıyoruz. Teşekkür ederim. GERÇEK VATANDAŞ örnekleriniz müthişdi. Bu koşullarda nasıl Müslüman olabileceğimiz sorundu. Çok güzel ortaya koydunuz. Teşekkürler. Cp, ÇAPANOĞLUsunuz ama her ihtimale karşı katkılarınıza teşekkür ederim. 21:42 MİSAFİRim işte işin özü bu. Çok güzel bir örnekti, çok teşekkür ederim. 23:47 MİSAFİRim kimsenin inancına karışmıyor, tersine şehirde daha makul ibadet yolları arıyoruz. Teşekkür ederim. 00:11 MİSAFİRim ilginç bir yorum yapmışsınız, haklı olabilirsiniz. PAN KUTUSU, hoş geldiniz, ne güzel yorumlar ve katkılar böyle. Her zaman bekleriz. 11:29 MİSAFİRim güzel cevaplar teşekkür ederim. FEYYAZ, ve 00:26 MİSAFİRim katkılarınıza çok teşekkür ederim.
Resmi Tarih, Çarpıtma Tarih ve Tarihsizlik, yazıma bu yazıyı hazırlarken 70’e yakın yorum gelmişti. Çok teşekkür ederim. İlk yorum sahibi HASAN TAHSİN tam size göre bir konuydu. Hakkını vermiş, döktürmüşsünüz. Çok Teşekkürler. Çok ilginç konulara girmiş ama arada yine parti siyaseti yapmışsınız. Eski bir teşkilatçı ve tecrübeli olarak mahçup olacağınızı bile bile dayanamıyor yazıyorsunuz. Hem de bu birikimle… Tek sıkıntıya girdiğiniz yer bu nokta dikkatinizi çekerim. Tüm katkılarınıza teşekkürler. Tarih konusunda yeniden yazacağım. TEYZE, yine formdasınız. Şahsi görüş ve gözlemleriniz cuk oturmuş yine. Teşekkür ederim. 16:36 MİSAFİRim inanın o kadar çok şey yazılıp söylendi ki bu toplumu artık hemen hemen hiçbir şey şaşırtmaz. Hassasiyetlerimizi yitirdik. Ayrıca Mülkiye, milli eğitim müfredatına sahip değil ki, fakülte, Hasan Bey’de öğrenseydi. Kendi kabahati de var. Şimdi doğrusunu biliyor mu? 20:30 MİSAFİRim yazdığınız doğru da inanın M.Kemal’in bunlara ihtiyacı yok. Takip eden yorumlarınızda dikkat çektiğiniz noktalar çok önemli. Bir rumuz alın lütfen. 22:37 MİSAFİRim ilginç iddialarınızı detaylandırın lütfen. Çok ilginç olabilecek. ÇAPANOĞLU, rumuzunuzu koymayı unutmuşsunuz galiba. Yayla yolları, binalar vs. işgalcilerin tekrar geldiğimizde halk zorluk çıkarmasın diye yaptıkları işlerdir. Teşekkür ederim. 14:13 MİSAFİRim, çünkü, Türkiye batı bloğunda olduğu için Rusya’yı bilmez. Ayrıca, Rus korkumuz da var. Halbuki haklısınız daha iyi bilmemiz gerekir. A.B. tartışmak istediğim noktalara dokunmuşsunuz, teşekkürler. 02:28 MİSAFİRim ‘kolektif’ Türk Dil Kurumu’na göre doğru imiş. Ben de sizin gibi biliyordum. 02:50 MİSAFİRim enteresan yorumunuz için teşekkürler. 03:54 MİSAFİRim bilmediğim bir konuyu yazmışsınız. Teşekkür ederim.