Bu hafta önemli konular vardı. Kuzey Afrika’da ki olaylar özellikle Mısır’daki gelişmeler çok önemliydi. Bırakın bizde iç politikaya yönelik muhalefetin dillendirdiği, “Mısır halkına demokrasi isteyenler Ankara’dakileri dövdürüyor” kavgalarını… Bunlar iç siyaset söylemleri, asıl önemli nokta işin esası. Dünya değişiyor, asgariden bölgemiz değişiyor, İslam dünyasında bir şeyler oluyor. Bu işlerin arkasında birileri var veya yoksa da mutlaka olacak en azından olmasına çalışılıyordur ama Arap Halkları ilk defa kendi yönetimlerine isyan ediyor. Bunu gururla söyleyen insanlar diğer taraftan dönüyor aynı soruyu soruyor; “Halk üzerinden bölgede bir oyun mu oynanıyor?”
Beni endişelendiren ABD’nin, Arap Ülkelerini Türkiye’ye benzetme çabası iddiaları. Sabahattin Önkibar Yeniçağ’da müthiş şeyler yazdı. Doğrusu huzursuz oldum. Türkiye, ne İran veya El-Kaide’nin kontrolüne geçecek kadar İslamcı olsun, ne de çağdaş seviyede bilinçli kalabilsin isteniyormuş ve Başbakan eşbaşkan olarak kullanılıyormuş. Tekzip edilmedi . Bu konuda yalanlanmayan birçok yazısı var. 4 Şubat’ta şöyle yazmış;
“ABD ve Batı’nın Arap âlemine sunduğu rol model ise AKP’nin ılımlı İslâm ile Tayyip Erdoğan’dır. Hem ABD, hem Batı ve hem İsrail Tayyip Erdoğan’ın Arap Dünyasında fenomen olmasına açıktan destek sunmuştur.
İsrail ile Türkiye arasındaki malum gerginlik yapay yani danışıklıdır ve tamamen Erdoğan’ı Arap kamuoyunda kahraman yapmaya endekslidir.
Tayyip Erdoğan, ABD, AB ve İsrail çıkarlarının bölgedeki Truva atıdır.”
Ne oluyoruz? H.T’nin yazılarında hep vurguladığı yeni bir emperyalist oyunla mı karşı karşıyayız? Bunu iç politikaya yönelik almayın lütfen. Sadece ciddiye alınması gereken bir iddia olarak algılayın. Gelişmeleri takip edebildiyseniz şu sorulara cevap arayalım;
Neden Obama’nın telefonu sonrası Mısır’ın iç işlerine müdahale ettik?
Neden belli bir grupla birlikte Arap yönetimlerinin tepkisini aldık?
Bu kavga sonrası bizim çıkarımız ne olacak?
***
Peki enflasyona ne diyorsunuz? 41 yılın rekoru kırılarak TÜFE yüzde 4,90 oldu ama ÜFE’de 10,80 çıktı. Aynı dönemde yüzde 100’den fazla farklı olan böyle bir enflasyon hesabı olur mu?
Sizce doğru mu?
Hadi tüketici fiyatları 4,90 artıyorken üretici de 3 olsun, 7 olsun, 10,80 olur mu?
***
Kıbrıs’ta Rum Bayrağı açılarak yapılan ve “Ankara çek git” denilen gösterilere ne diyorsunuz? Kıbrıs’ta ayrılıkçı mı?
Başbakan, “Ankara’da ki bürokratıma vermediğimi Kıbrıs’a veriyorum” dedi. Güneydoğuya da aynı mantıkla yaklaşırsa hapı yuttuk demektir.
Kabahat tabi ki bizim. Geçmişteki Hükümetlerin. Ama özellikle Annan Planı yüzünden ortak ruhu yok edenlerin…
Maalesef, milli meseleyi berbat ettik, bıraktık.
***
Bu hafta geçen haftanın devamı olarak ekonomideki gelişmeler de vahimdi… Dünyada gıda fiyatları rekor kırdı. (FAO Tarım endeksi) Petrol 100 doların üzerine çıkıyor. Türkiye’den hızlı bir para çıkışı var. Dolar, euro, altın, borsa istikrarsız, sallantıya geçti. Merkez Bankası ve Hazine bazı yanlış müdahalelerde bulundu. Güven ortamı yitmeye başladı. Bunda uluslararası gelişmeler kadar, Tayyip Beyin siyasetteki gerilim yaratma politikası da etkili oldu ve iç siyaset yapıcılar ekonomiye zarar vermeye başladı. Ekonomideki istikrar ve güven zayıflıyor. Kimse Başbakan’ın dediği gibi Siyonizme suç bulmasın, zamanında tedbir almak gerek. İnşallah sorun büyümez.
***
İki deli havuzun başında oturuyorlar, biri aniden kalkıp havuza şeker atmış, havuzdan bir yudum su içmiş sonra tükürmüş. Arkadaşına, “Havuza şeker kattım ama tatlanmadı” demiş.
Arkadaşı, “Tabi tatlanmaz, karıştırmadın ki…”
Olaylara bakışımız bazen bu fıkradaki kadar mantıklı oluyor. Tabi kendimi hariç tutmuyorum.
Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum.