Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Kısa demokrasi tarihimizin önemli ilklerinden biri olan tekrar ettirilen İstanbul Seçiminin son haftasına girdik. Adı İstanbul seçimi ama esası Türkiye seçimi. Çünkü, tüm Türkiye ilgili ve bağlantılı. 23 Haziran’da 16 milyon değil, 82 milyon seçim yapacak. Zaten tüm dünya seçimi bu gözle izliyor.
Seçimden bahsediyoruz, seçimi ön plana çıkarıyoruz ama Türkiye’nin gerçek derdi seçim değil. Seçim yapay bir sorunumuz ve sorunlarımızı erteleten, umursatmayan meşgalemiz oldu… Türkiye’nin gerçek sorunu vatandaş açısından iş, aş ve huzur arayışı, devlet açısından ise güç kaybı, para, istihdam yaratamamak ve uluslararası alandaki sıkışmışlık. Her iki tarafta da tükenmişliğe bağlı birbiriyle ilgili sorunlar var.
Sorunları tek tek a’dan yani adaletten başlayarak, ahlakla devam ederek zamlara kadar sıralamak ve içinizi karartmak istemiyorum. Sorunumuz çok kısaca kamuda sistemin, toplumda ortak değerlerin çökmesi olarak da tarif edilebilir.
Peki, bu sistem ve değer çöküşü seçimle giderilebilir mi?
Vatandaşın ve devletin sorunları tekrar ettirilen İstanbul seçimi ile çözülebilir mi?
Eğer, demokrasiye inanıyorsak ‘Evet’ dememiz gerekir. Demokrasi, sandık yoluyla iktidarların değişmesidir. Yapamayanın gitmesi, yapacağı umulanın gelmesidir. Dolayısı ile herkes kafası ve gönlü ile uyumlu bir partiye ve adaya oy vermelidir. Oy vermek gerekli, ancak bu İstanbul seçiminde bir ilave sorun ve gerekçe daha var…
İstanbul Seçimi çok açık bir şekilde haksızlıkla tekrar ettiriliyor. Seçim tekrarı ilk kez oluyor ama aynı zarfa aynı kişilerin attığı 4 oydan birinin iptali, 3’ünün kabulü ilk kez oluyor. YSK gerekçesine göre bazı sandık başkanlarının kamu görevlisi olmaması BB seçimini etkiliyor, ortalama bir kaç yüz oyla yer değiştiren meclis üyelikleri seçimini ise etkilemiyor, böyle bir karar sadece hukuksuz değil matematik gerçeğe bile aykırıdır. YSK kendi içtihatlarını ve kendini inkar ederek İstanbul seçimini iptal etmiştir. Türkiye’de bundan sonra seçim yapmak oldukça zor olacaktır. Demokrasinin sandık yoluyla iktidarın el değiştirmesi esası İstanbul Seçiminin tekrar ettirilmesiyle ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Niyet açıkça bu yöndedir, yani Türk demokrasisi yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sorun da buradadır. Dolayısıyla ilk sırada anlamamız gereken bu seçimin siyasi parti veya adayların seçimi olmadığı, gerçekte demokrasimizi oylamakta oluşumuzdur…
Diğer yandan anlamamız ve dikkate almamız gereken başka hususular da var. Bu seçim bir siyasi çekişme konusu değil, çünkü, konu şu partinin iyi, şu partinin kötü olduğu değildir. Artık sorun elden giden ahlakımız, birlik ve beraberliğimiz, yarınlarımız, milli-manevi değerlerimizdir. Kanun-nizamın yok olmakta olduğu, işsizliğin her geçen gün arttığı, adaletsizliğin ve borçların çoğaldığı, para ve değer üretilemeyen, üretmenin değerinin olmadığı bir ülke olduk. Seçimin bu konulara da cevap niteliği taşıması gerekiyor.
Bir farklı bakışla da, 23 Haziran İstanbul Seçimi mal varlığını açıklayamayan bir profesyonel siyasetçimizle, makul, bizden yeni ve umudumuz olan bir siyasetçi arasındadır.
23 Haziran İstanbul Seçimi milletle, devlet arasındadır. Devlet, mal varlığını açıklayamayan siyasetçiyi sonuna kadar desteklerken, umudumuz olan siyasetçiyi kızdırmak ve sıradanlaştırmak için her türlü basitliği vazife addetmektedir.
Gelecek bizim, ülke bizim, karar bizim, devlet sonuçta bizim, YSK ise devletindir.
Her şeyin çok güzel olması için gayret etmek zorundayız.
Zafere değil, sefere mecburuz…
Ancak, bu hafta sonu İstanbul’da demokrasimizi oylayacağız, zafere de mecburuz…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 27003 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |