Bu bir yazıdan çok mektup olacak, ancak hayatım boyunca, çoğunuz gibi duygularımı hep sakladım, yine mümkün olduğunca saklama gayretinde olacağım ve konuyu duyguya boğmayacağım..
Son birkaç aydır benim için çok önemli olan “e-dergah”ımıza belli sınırlar dahilinde konular oluşturmaya ve birlikte tartışmamızı sağlamaya çalıştım. Hayat hikayemin resmi ifadeli kısmını yazılara başlarken görmüştünüz. Tabi, o format çok şeyi eksik bırakıyor, hatta yanıltıyor. Hangi koşullardan geldiğinizi, gerçekte kim olduğunuzu göstermek yerine aslında saklıyor. Eksik bıraktığı konulardan biri de benim son 8 yıldır parti siyaseti ile uğraştığımdı. İki partide genel başkan yardımcılığı, arge başkanlığı ve il başkanlığı yaptım. Burada yazmaya başlarken de, Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı idim. Tercüman’da yazarken köşeli siyasi yazılar yazdım, parti siyasetini öne çıkardım. Burada bunu yapmak istemedim çünkü, burası farklı okuyucusu olan bir yerdi ve gördüm ki köşeli, keskin ifadeler karşıtı daha karşıt, fanatiği daha fanatik yapıyor. Bunun da pek faydası yok.
Asla bulunduğum partinin propagandasını yapmadım ama düşüncelerimi yazmaktan da çekinmedim. Düşüncelerim siyasi oldu ama bir partinin propagandasına dönüşmedi.
Ayrıca siyasi partiler bilgi ve fikir üretim yerleri değiller. Hazır bilgiyi kendi meşreplerine uygun kullanan yerler, dolayısı ile bilgi ve fikre ihtiyaçları var. Partilerin okuyucunun, vatandaşın fanatik bilgisinden çok gerçek düşüncelerine ihtiyacı var. Gerçekleri yakalamak ve doğruyu bulmak istiyorsam, ben de fanatik köşesi yerine kendimin de partili olmadığı, parti siyaseti yapmadığı bir köşe yapayım ve okuyanların samimi duygu ve düşüncelerinin ortaya çıkmasına vesile olayım istedim. Kısa zamanda galiba internetin en çok yorum alan köşesi oldu, sayenizde “e-dergah” oldu. Burada siyasi, ekonomik ve toplumsal konuları tartışmaya çalışıyorduk ama partililer olarak değil de sade vatandaşlar olarak. Zaman zaman ben de bu kuralı zorladım siz de, ama çok şükür kimse adabını, terbiyesini bozmadı, hatta saygı ve seviye örnekleri sergilendi. E-dergah bağımlılık yaptı, kendimin de duygusal bağlandığım, bir yorumcu yazmadığında, üzüldüğüm, aradığım bir yer oldu. Her gün “e-dergah” ziyareti yapmadan, yorumları okumadan duramaz oldum. Bazen, Ben de yorum yazayım tam interaktif bir köşe olsun, istedim ama bunun için 24 saat bilgisayar başında olmak gerekecekti. Ayrıca duygusallık karışır, ölçü kaçabilirdi.
Bir dergahta herkes aslında öğrencidir, ben de çok şey öğrendim, ancak sorumluluğum dergahın kurallı ve düzenli olmasını sağlamaktı bunun için de çok gayret gösterdim. Yorum hiç yazmadım ama çok imrendim. Anında cevap yazmak, kendimi tanıtmadan, gizleyerek yorum yapmak bazen cazip geldi ama hiç yapamadım. Doğrusunu yapmışım, hem size hem kendime karşı. Ayrıca, mensubu olduğum partili arkadaşlarıma veya teşkilatlara da yazdığımı bildirmedim. Sadece cep telefonuma kayıtlı bin 500’ü aşan kişiye de duyuru yapmadım. Fakat, nasıl olduysa “e-dergah” oluştu. Galiba 2 veya 3 yorumcuyu tanıyorum, yada gerçek kimlikleriyle tanıdığımı sanıyorum. Tahminimin, hedefimin ötesinde bir konuma ulaştık. İnternetin binlerce köşesinden biriyiz ama özellikliyiz. Size ve Türktime yönetimine çok şey borçluyum, çok teşekkür ederim.
Bu yazıyı Pazar sabahı yazıyorum. Dün SSK’dan eski Genel Müdürüm ve Maliyeden üstadım Kılıçdaroğlu’nun davetine icabet ederek CHP Parti Meclis’ine seçildim. Son iki gün çok yoğun ve stresli geçti. Anlatamayacağım üzüntülü olayları ve stresi yaşadım. Dün liste açıklandıktan sonra mübala etmiyorum 30 saniye ara vermeden yaklaşık 8 saat yüzlerce kişiyle telefonla görüştüm, dostların “hayırlı olsun” temennileri ile hercümerc (Böyle yazmak doğru mu H.Tahsin ağabeyim) oldum. İki günlük yorgunluk ve uykusuzluğuma rağmen sabah 6’da kalktım ve bilgisayarımın başına oturdum. Çünkü aklımda, “e-dergah”ın yeni gelişmelere nasıl yaklaştığı ve “e-dergah”ın ne olacağı vardı.
Devam edebilecek miydik?
Bunu henüz bilmiyorum. Aynı kurallarla koşullar uygun olursa devam etmek istiyorum.
Talat Atilla ile ayaküstü konuştum, o da henüz bilmiyor.
Sizlere, tepkilerinize ve benim ne kadar parti görevi alacağıma Talat Atilla’ya bağlı. İlk tepkileriniz çok olumlu, çok teşekkür ederim.
Her şeyin hayırlısı. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.
Fakat, ben sizleri ve “e-dergah”ı çok sevdim.
Her şeyin hayırlısı.
Hepinize saygılar sunuyorum.