Ben Ergenekon, Balyoz ve diğer davalardan serbest kalanlar arasında darbe yapmak isteyenler olduğuna inanıyorum. Bunun için darbe planları da yapmışlardır. Ancak öyle bir gözü dönmüş siyasi anlayışla ve hukuku hiçe sayarak askerlerimizi yargıladık ki sonuçta yaş ve kuruyu ayırmadık, çok fazla suçsuzun, günahsızın hatta gerçek kahramanın iflahını kestik, hem devlete ve TSK’ne zarar verdik hem de toplumda gereksiz bir travma yarattık. En başta gelen sebep tabi ki Recep Tayyip Erdoğan ve onun insafsız insan ve devlet tanımaz hırsı…
Hatırlarsanız, Ergenekon, Balyoz ve Fenerbahçe gibi davalar toplumun gündemine oturan ve sürekli tartışılan konulardı. Başbakan’ından Süphan Dağı’nın eteklerindeki çobana kadar herkes bu konuları tartışmış fikir beyan etmişti… Donanmamız komutansız kalmıştı… Hatta rektör, prof, işadamı, gazeteci ne varsa darbeci diye içeri tıkmıştık… Bunu da devrim kabul etmiş, ne nutuklar atmıştık…
Bizim bu köşede yorumcularımız az mı ateşli yorumlar yaptılar… Bir arşive girin bakın, kim neler yazmış… “Toplum bağırsaklarını temizliyor”dan “Demokratikleşiyoruz” a kadar her şey vardı. Sizler de hatırlıyorsunuzdur…
12 Eylül Darbe döneminde bir devletin sağ-sol demeden kendi gençliğini ve bir kuşağı düşüncesizce yok ettiğini görmüştüm. Avrupa’da ve dünyanın bir çok yerinde de benzeri olaylar olmuş ama hiçbir ülke evlatlarını harcamamıştı. Şimdilerde o delifişekler hatta teröristler kuşağı kendi ülkelerini gayet güzel yönetiyor. Bizde ise ülke kimlere kaldı görüyorsunuz. Çünkü biz sağcı veya solcu en zeki, cesur ve vatansever kuşağımızı harcadık.
Bu dönem yine benzer bir hatayı yaparak başta TSK olmak üzere bir çok kurumumuzu ve iyi yetişmiş adamımızı harcadık…
Ne yaptık biz?
Niçin yaptık?
Tayyip Bey o çın çın sesi ile Balyoz sanıklarına bugün onlar tahliye edildikten sonra “Biz olmasaydık içerdeydiniz” diyebiliyor.
Halbuki, daha dün “Savcı millet adına vardır, biz de millet adına hakkı aramanın gayreti içindeyiz. Bu anlamda savcılık ise evet savcıyım” diyen yine aynı kişi…
17 Aralık ve takip eden süreç olmasaydı TSK’ne “kumpas kurulduğu” asla kabul edilemeyecekti.
Dün TSK ve darbeci yapıyı iyi niyetle eleştirenler dahi bugün olumlu bir noktada olduğumuzu söyleyemez… Darbecileri yargılamayı ve demokrasiyi içselleştirmeyi de bu anlamda da beceremedik sonuçta…
Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetilmiyor, Recep Tayyip Erdoğan ve şürekâsının siyasi, ticari ve kişisel emelleri doğrultusunda bir yerlere sürükleniyor. Bunu bazen gidiş yönüne göre iyi olarak niteleyenlerimiz olsa da geniş perspektiften bakınca durumun olumlu olmadığı net olarak görülebiliyor.
Tabi bu yazdıklarıma da itirazı olan çok kişi olacaktır. Çünkü biz toplum olarak olumsuz anlamda politize edilmiş bir toplumuz…
Öyle bir toplum olduk ki artık her şeyi ama her şeyi siyasi ölçeklerle değerlendiriyoruz. Buna din ve hukukta dahil…