Büyükelçi atayan gazeteci
Sabah Gazetesi’ni yazmaktan yoruldum.
Sabah’ı o kadar çok yazdım ki, bıkkınlık bile geldi.
Doğal olarak Sabah’ın kurumsal yapısıyla bir problemimiz yok.
Aksine, Sabah’ın yaşaması hem gazeteciler, hem de Hürriyet’in rakipsiz kalmaması için çok önemli.
İyi güzel de, bir gazetecinin önüne her şeyi ile ‘haber’ olan bir malzeme geldiğinde buna dayanmak mümkün mü?
Sabah Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ergun Babahan bu kez de Türkiye'nin Büyükelçiliği bulunmayan Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai şehrine büyükelçi atadı. Babahan, 21 Kasım 2008 tarihli yazısında Galatasaray'ın Seyrantepe Ali Sami Yen Projesi'ne ortak bulan mimar Eren Talu'dan bahsetti ve '' Büyük bir mücadele verdi ve sonunda bu koşullarda 700 milyon dolarlık projeye ortak buldu. Bu işte kendisine Dubai Büyükelçimiz Hakkı Akil'in de büyük desteği olduğunu öğrendim, bundan dolayı onu da tebrik ediyorum'' dedi.
Oysa Babahan'ın tebrik ettiği Hakkı Akil, Türkiye'nin Birleşik Arap Emirliği-Abu Dabi Büyükelçisi.
Bitmedi!
Türkiye'nin Dubai'de Büyükelçiliği de yok!
Böylelikle daha önce Şili'nin bayan devlet başkanını erkek zannederek yazılar yazan Babahan, şimdi de Büyükelçiliğimizin bulunmadığı bir kente atama yaptı.
Hadi bakalım?
Siz olsanız bunu yazmaz mısınız?
İsmail…
İsmail Küçükkaya Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni oldu.
Umarım kendisi için hayırlı olur.
Burada başarılı olamazsa, bundan sonraki gazetecilik yaşamı çok zor geçer.
Genel Yayın Yönetmenliğinden tekrar Ankara Temsilciliğine dönemeyeceğine göre, bulunduğu mevziyi iyi korumalı…
“Görevden alınırsam yazarlığa dönerim…” yaklaşımı Küçükkaya için çok geçerli değil…
Yöneticilik yapmaktan zevk alan bir yapısı olduğu için, İsmail’in bu süreci atlatması çok kolay olmaz…
Küçükkaya ile aynı dönemde sağlık muhabirliği yaptık.
İnişli çıkışlı bir arkadaşlığımız oldu, kendisi hırslı ve çalışkan bir gazetecidir.
Mevzuyu dağıtmayayım…
Serdar Turgut çok başarısız bir yöneticiydi.
Gazeteye kendi zihnine göre bir konfor vermeye çalıştı.
Akşam’ın okuyucusu ayda bir kez lokantada zor yemek yiyen bir kitleyken, o, Amerika’da yediği havyarları anlatmakla vakit geçirdi…
Turgut, yanlış yapmadı, yanlışta ısrar etti…
İsmail çok şanslı…
Hiç kimse Serdar Turgut’tan daha kötü bir yayın yönetmenliği yapamazdı…
Bu yüzden İsmail’in yaptığı her küçük katkı göze çarpmaya mahkum…
İsmail’in bir başka şansı da Ankara’nın dengelerini iyi bilmesi…
İsmail Küçükkaya’yı tanımayan okuyucularımıza kendisini çok kısaca tanıtayım…
Tatlı dillidir, emekliliği gelmiş diplomatlara taş çıkartan bir kıvrak zeka ve üsluba sahiptir, haberin kokusunu çabuk alır…
Küçükkaya ile ilgili internet sitelerinde olumlu/olumsuz haberler doğal olarak uçuşmaya başladı…
Küçükkaya, ne olumlu, ne de olumsuz haberlerden asla etkilenmemeli…
Ta ki, ciddi hatalar yapana kadar…
Turgut’un bıraktığı parmak izleri internet medyaya taşına taşına nefessiz kaldı…
Yaptığı işler dayanılacak gibi değildi…
Serdar Turgut’un gidişinde diğer siteler gibi Turktime’ın da tuzu/biberi oldu…
Özellikle, “Kaç “Akşam” Geçti Hala Maaş Yok Ama Serdar Turgut Amerika’da Golf Oynuyor” başlıklı yazımızın etkisi tartışılmaz!
Küçükkaya’ya büyük başarılar diliyorum…
CHP'nin tarihi
CHP, bundan sonra asla eski CHP olamaz.
İlk seçimlerde kesinlikle oy kaybedecek.
Çarşaf takiyyesi; ne sağ, ne de sol seçmende müşteri bulamaz.
Baykal, artık eskisi kadar güçlü olamaz.
Bu iş bitmiştir.
Tarih bu fotoğrafı CHP'nin bitiş ve takiye kaydı olarak hafızasına almıştır.
Başörtüsü, hiç bu kadar kullanılmamıştı!