Türkiye’nin hakikaten çok önemli yapısal ve güncel sorunları var. Birkaç örnek:
Toplum şaşkın, endişeli. Toplumda ahlakla ilgili suçlar artmış, ahlaki değerler yok olmuş, milli, dini değerler oldukça yıpranmış.
Terörün geldiği, gittikçe artan kanlı süreç sonunda “İmralı Süreci” namıyla yeni bir döneme girmişiz ki bununla devlet terör örgütünü zımnen tanımış, terör örgütünün müebbetle hükümlü başkanını muhatap almış ve toplum siyasi veya idari “çözüm”e adapte edilirken aslında gönül olarak bölünmüş.
Gelecek yıl ilk defa yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile başbakandan çok daha güçlü ve popüler ama sorumsuz bir cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması sistemi tıkayacak.
Şu günlerde TBMM’de görüşülmekte olan Sağlıkta Kamu-özel ortaklığı ile onlarca hastane yapılması ve 25 yıl süreyle bunlara kira ödenmesi çok pahalı bir yöntemle yerli üretimi öldürecek, sağlıkta sorunlara, kamuda hesapsız borçlanmaya yol açacak.
Şu anda TBMM’de görüşülmekte olan Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkında Kanun ile her dernek, firma veya belediye hakkında iktidar “şüphe” duyması halinde mallarını dondurma kararı aldırabilecek.
Anadolu’da Tarım üretimi yok oluyor. Saman 70, buğdayın 50 kuruş olması tam bir garabet oluşturdu.
Başbakan’ın kimseye danışmadan “Şanghay İşbirliği örgütü’ne girelim” yani blok değiştirme önerisi çok tartışılması gereken çok hayati bir konu.
AKP Diyarbakır Milletvekili, “Ölen PKKlılar benim çocuklarım” demiş.
AKP Genel Başkan Yardımcısı, “Erdoğan ilelebet ve ebedi liderdir” demiş.
Suriye ile bir yıla yakın bir zamandır savaş noktasında bulunmamız, her an patlayabilecek bir Ortadoğu sıcak savaşında boğazımıza kadar işin içinde olacak olma ihtimalimiz, hem turizm gelirlerimizi azalttı hem de ihracatımızı düşürerek ekonomimizi olumsuz etkiledi.
TSK, özellikle Hava ve Deniz Kuvvetleri ile savaşacak durumda olmaktan çıkmış. Başbakan’ın dahi sözleri ile “Savaşacak komutan kalmamış”
Diğer aklınıza gelen sorunları siz ilave edin. Ama, bunların önemi yok. Ben ne yazarsam yazayım, Türkiye’nin güncel veya yapısal sorunları ne olursa olsun, değerli okurlar bunları bir tarafa bırakıyor ve tek bir konuyu yorumluyorlar; Ne olacak bu CHP’nin hali? CHP neden iki parça? CHP neden daha iyi yönetilmiyor? CHP’li falanca neden öyle dedi?
Okur daima haklıdır. Yeni medya düzeninde tek yönlü değil, çok yönlü etkileşim vardır. Yazardan okura, okurdan yazara ve okurdan okura… Okur böyle istiyor. Ben de bu yazımda kısada olsa CHP’ye değineceğim. CHP’de ne oluyor, CHP ne yapıyor?
CHP’li milletvekilleri istatistiklere bakarsanız; 3 binin üzerinde yazılı ve sözlü soru önergesi, yüzlerce kanun teklifi, binin üzerinde araştırma önergesi ile CHP, TBMM’nin en çalışkan grubu. Hem TBMM’de hem de örgütleri ile halkın içinde görev yapmaya çalışıyorlar. Halkın endişelerini, toplumun kaygılarını olduğu gibi taşıyorlar. Toplumun bölünmesinden, ülkede sistemin değişiyor olması görüntüsünden ve emarelerinden oldukça kaygılılar. Cumhuriyet için oldukça kaygılılar. Halkın içinden geldikleri için, sorumluluk duygusuna sahip oldukları için, ülkeleri için yürek taşıdıkları için gelişmeler karşısında eziliyorlar. Ülkenin bölünmüşlüğünü söylemleri ile aynen yansıtıyorlar. Onların normal gayretlerini duyurmayan, seslerini yansıtmayan medya onların sadece aykırı, ekstrem cümlelerini vererek yıpratıyor ama tınmıyorlar. Her şeye rağmen ülkenin getirildiği çok riskli sürecin içinde tüm gayretleri ile bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ülkenin durumunu anlatmaya çalışıyorlar. Sivil toplumun, üniversitelerin, meslek kuruluşlarının, medyanın, kanaat önderlerinin konuşmadığı, konuşturulmadığı bir süreçte halka doğruları anlatmaya çalışıyorlar. Belediyeleri basılıyor, oradalar. Askerler haksız ve hukuksuz yargılanıyor, oradalar. Halk, öğrenciler biber gazları ile boğuluyor, oradalar. Meclis’te tek adamın kanunları çıkıyor, oradalar. Deniz Feneri’nde sanıklar değil, yargıçlar cezalandırılıyor oradalar…
CHP ve CHP’liler yanlış veya doğru bulabilirsiniz bir şeyler yapma gayreti içersindeler. Keyif çatmıyorlar. Cumhuriyet tarihinin en zor döneminde sorumluluklarının bilinci ile, “Bu ahval ve şerait içersinde dahi” çok ağır görevlerini, alışılmışın dışında demokrat ve çalışkan Genel Başkanları Kılıçdaroğlu ile, beğenirsiniz, beğenmezsiniz yerine getirmeye çalışıyorlar. Fakat, çalışıyorlar…
Bunlar yoğun bir TBMM gününün sonunda gecenin 12’si ve 01’i arasında yorgun vücudum, bitkin beynimle yazabildiklerim. İlk defa bana bu vesile ile CHP propagandası yaptıran yorumcularıma teşekkür ederim.