Ortaya çıkan illegal kasetlerin tek hedefi, Başbakan ve ona yakın iş adamları.
Kasetler doğru mu, montaj mı bilemem ama yasa dışı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Direkt ve dolaylı olarak yüz binlerce telefon dinlemesine rağmen; CHP, MHP ya da cemaate ait tek bir siyasetçi, bu partilere yakın gazeteci, ya da iş adamının telefon kaydı yayınlanmadı.
Oysa, CHP’nin 503, MHP’nin 490 belediye başkanı, bu partilere yakın yüzlerce iş adamı var. Ayrıca, TBMM’de; CHP’nin 134, MHP’nin 52, BDP’nin 26 ve HDP’nin de 4 vekili var.
Soru şu;
Bu partiler ve onlara yakın unsurların alayı dinlendiği halde, tamamı pür-ü pak mı?
Özel hayatlarında hepsi birer masumluk abidesi mi?
Muhalefet partilerin milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri, gazetecileri, iş adamları, hakimiyet alanlarındaki milyarlarca dolarlık ranta, hiç mi dokunmadılar?
“Hayır” yanıtı, hayatın olağan akışına ve fizik kurallarına ters.
Muhalefeti zorda bırakacak tek kaset dinlemedik!
Yanlış anlaşılmasın; İktidara yönelik illegal kasetlere itiraz ederken, muhalefetin kasetleri yayınlansın demiyorum. Yaptığım, yorumsuz fotoğraf çekmek.
Soruyorum; muhalefet eliyle meşrulaştırılan illegal kasetler, yarın, muhalefet ve muhalefeti destekleyen unsurları vurduğunda, kasetleri alkışlayanlar, nasıl bir savunma geliştirecekler?
Yavaş yavaş bu savunmaya hazırlanmalarını öneririm. Çünkü, siyaseti yeniden dizayn etmek isteyen unsurlar, yerel seçimlerden sonra, muhalefet ve muhalefet unsurlarının da ses ve görüntülü kasetlerini yayınlayabilir.
Bu kararın birden fazla nedeni olduğu gibi, demlenmeye muhtaç unsurları da var.
Şu aşamada, yalnızca bir nedenini açıklayayım;
Kasetin olağan failleri, tabanda kendilerini sıkıntıya sokmaya başlayan, tek hedeflerinin Başbakan Erdoğan olduğu algısını karartmak istiyorlar.
Peki, bu kasetlerin içeriği ne?
Muhalefete ait belediyelerdeki rantlar, bazı gazetecilerin muhalefet partileri ile girdiği gazetecilik dışı ilişkiler, muhalefet parti yetkililerinin ve bazı gazetecilerin özel hayatları!
Dinleme sayılarının, 1 milyonu aştığı açıklandı.
Görüntülü kasetlerin sayısını, kamerayı yerleştirenler bile bilmiyor!
Hangi görüşte olursa, olsun, bir parça görünürlüğü olan; özellikle, Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Antalya’da yaşayıp, “Ben 1 milyon dinleme arasında yokum!” diyeniniz var mı?
Yoksanız, hiç doğmadınız demektir!
Başbakan, Ak Parti’ye siteminde haklı!
Başbakan Erdoğan, ATV yayınında, “Bizim partimizde de cemaate karşı suskun kalanlar var. Öyle ucundan kıyısından eleştirmekle olmaz.” dedi.
Erdoğan, kendi durduğu açıdan haklı. Siyasi varlığını Başbakan’a borçlu olan Ak Parti yöneticilerinin önemli bölümü ve bazı bakanlar, tıpkı gezi eylemlerinde olduğu gibi tam siper halindeler.
Cemaatin içindeki bir odakla kavgasında da, birkaç kişinin dışında, Başbakan’a kayıtsız-şartsız destek veren Ak Parti yöneticisi ve bakan olmadı.
Başbakan’a en yüksek volümde sırt veren, Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan görünüyor.
Erdoğan’ın baş danışmanlığını da yapan Akdoğan, yazdığı köşe yazıları ve demeçleriyle, Erdoğan lehine dalgalanma meydana getirecek bir belagat gücüne sahip.
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve son dönem çıkışlarıyla genel başkan yardımcısı Süleyman Soylu’yu, Erdoğan’ın arkasında sağlam duran isimler olarak zikredebiliriz.
Ak Parti tabanı, il, ilçe teşkilatı ve delegeler, firesiz olarak Erdoğan’ın yanındayken, iktidar partisi yöneticileri ve bazı kabine üyelerinin Erdoğan’ı yalnız bırakması, iki ana nedene dayanıyor.
Cemaatle, yıllarca yol arkadaşlığı yapmalarının verdiği insani şaşkınlık hali ve kaset radarına takılmış olma ihtimalleri.
Peki, bu iki gerekçe, Erdoğan’ı tatmin ediyor mu?
Asla!
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...