Büyük sayılabilecek bir gazetede şöyle bir manşet vardı;
"Çocukluk hayaliydi ‘Budist Ahmet’ oldu."
Bu manşetin altında da şöyle bir spot;
“Türk baba ve İngiliz annenin oğlu Matthew Ahmet, diğer rahiplerle dünyayı dolaşıp huzur dağıtıyor…”
Spotun içine sıkıştırılan şifre : Huzur
Gazete hızını alamamış devam ediyor;
"Ahmet şimdi Budist rahiplerle dünyayı dolaşarak mutluluk ve huzur dağıtıyor..."
Buradaki şifreli kelime de : Mutluluk
Türk Ahmet, Budist olduktan sonra mutluluk ve huzur dağıtıyormuş, gazete bu müthiş gelişmeden bizi haberdar ediyor!
Budizm propagandası bu kadar aleni ve göz göre göre yapılabilir.
Bu topraklara ait; ister laik, ister anti-laik tek bir din adamı için, “Mutluluk ve huzur” dağıtıyor diyemeyen Türk gazeteleri, açıkça Budizm propagandası yapabiliyorlar.
Herkesin inancı kendisine…
Dindar/Dinsiz, Mecusi/Putperest, Müslüman/Hıristiyan herkesin inancı saygı değer ve kıymetlidir.
Tamam ama;
Müslümanlık için güzel tek kelime yazamayanlar, konu Budizm’e ya da Darvinzim’e gelince, nedense, içlerinden coşku ve sevgi fışkırıyor…
İnsan dininden soğuduğu zaman, o topraklara ait olan değerlere de yabancılaşır.
Bu gazetecilik değil, misyonerliktir.
Elbette misyonerlik de yapılabilir ama gazetecilik kisvesiyle değil…
Ne diyeyim?
Baykal’ın başörtülü bayanları partisine kattığı fotoğrafları görmüşsünüzdür.
Medyada geniş yer aldı.
Belli ki, Baykal yerel seçimlerde oy kaybetmek istemiyor.
Takıye’ nin kralı burda.
Şahı, padişahı.
Daha 2 ay önce başörtülü bayanlar CHP toplantısına alınmıyorlardı hani?
60 günde devr-i alem bu…
Müthiş değişim…
Tamam, değişim iyidir.
Eyvallah...
Bu kadarı da iyimidir ki?
Belki de iyidir!
Şaşırmaya bile vakti olmuyor insanın buralarda...
Peki bu olay karşısında basının tutumu ne oldu?
Olamaz, işte bunu kelimeler anlatamaz…
Baykal’ın parti rozetini taktığı başörtülü bayanın hemen yanında, siyah çarşaflı bayanlar da vardı.
Şimdi dikkat;
Bu fotoğrafın altında şu yazı vardı; “Baykal partisine katılan bayanlara parti rozetlerini taktı”
Ortalık başörtü ve kara çarşaf kaynıyor!
Haberin yanında başörtülü/kara çarşaflı kadınların fotoğrafı var ve şu yazıyor “Baykal partisine katılan bayanlara parti rozetlerini taktı...”
Aynı basın; AK Parti’nin her hangi bir toplantısında fellik fellik kara çarşaflı arayıp, “Kara çarşaflılar da bu arada dikkati çekiyordu…” diye yazmıyor muydu?
Kara çarşaf CHP’ye gelince beyaz, AK Parti’ye gelince siyah oluyormuş demek ki!
Hadi gözünüz aydın!
Bu ikiyüzlülükle AK Parti, ya da bir benzeri, 1000 yıl daha iktidardır!
Doğru karar
Habertürk benim öngördüğümden daha iyi toparlanıyor.
Özellikle ulusal yayına geçtikten sonra herkes kendine çeki-düzen verdi.
Medyaradar’ın yazdığına göre ana haber bültenini Özlem Gürses’in yerine Erdoğan Aktaş sunacakmış.
Yerinde bir karar.
Özlem Gürses iyi bir programcı olabilir ama, iyi bir ana haber sunucusu olamazdı. Olamadı da…
Ağır makyajı, gereksiz mimikleri ve ağır abla görünmeye çalışan duruşuyla ana haber için biçilmiş kaftan olmadığı açıktı.
Aktaş, tecrübeli bir gazeteci.
Anchorman ruhunda ana haberi götürebilecek birikimi var.
Bu tercih yerinde olmuş…
Küçük Öngörüler…
Obama, Bush’u aratabilir..
AK Parti 1,5 sene daha sıkıntısız devam edebilir..
Öcalan intihar denemesinde bulunabilir…
Yerel seçimlerde AK Parti: yüzde 59, CHP: yüzde 21 MHP: yüzde 14 Genç Parti: yüzde 2 DP: yüzde 2,5 oy alabilir..
Devlet Bahçeli’den sonra MHP Lideri Koray Aydın olabilir..
Fatih Altaylı’nın çıkaracağı gazete ilk gün 400 bin, sonraki günlerde 230 bin civarında satabilir..
Önemli bir devlet görevlisinin aşk skandalı ortaya çıkabilir…
CHP Genel Sekreteri ve Baykal şiddetli bir kavgayla yollarını ayırabilir…
Barzani ve Türkiye Cumhuriyeti Kanka olabilir.. Hatta, Barzani, “Türkiye’ye yapılmış yanlış, bize yapılmış demektir..” açıklaması yapabilir…
Ertuğrul Özkök’e Hürriyet başyazarlığı teklif edilerek görevden alınabilir..
Uğur Dündar ve Mehmet Ali Birand yer değiştirebilirler..