Yaşam tarzınızın, bazı alışkanlıklarınızın değiştiğini, değişmekte olduğunu ve bu konuda zaman zaman kendinizi zorladığınızı fark ediyor musunuz?
What’sApp’tan aldığınız bir yazı veya videoyla kansere çare olan sebzeleri öğreniyor, o sebzeleri daha fazla tüketmeye çalışıyor musunuz? Facebook’tan gelen bir video mesajla çok farklı karın inceltme hareketleri öğrenip tatbik etmeye çalışıyor musunuz? Tweeter’da gördüğünüz bir twit size çok basit, farklı ve sağlıklı yemek tarifleri önermiş ise onları yapmaya çalışıyor musunuz?
Oturduğunuz iş koltuğunda spor yapmayı, grip-nezle olmamak için tavsiyeleri, kalp krizi geçirdiğinizi direksiyon başında fark ettiğinizde yapmanız gerekenleri, anti-oksidanlı yiyecekleri, içilmemesi gereken içkileri, bitki çaylarının nasıl hazırlanacağını, yorulmadan zayıflama yöntemlerini, akla-hayale gelmeyen her türlü sorunun çözümünü, kolaylığı, fırsatı, avantajı öğrenip uygulamaya çalışmıyor musunuz ara-sıra?
En azından bir arkadaşınız yaptığı ve çok önerdiği için sizde denemeye çalışmıyor musunuz?
Yediklerimiz-içtiklerimiz, giydiklerimiz, yaşadığımız mekanlar sürekli değişiyor. Farkındayız veya değiliz, değiştirmekte arzuluyuz veya dirençliyiz çok fark etmiyor; yaşam tarzımız az veya çok değişiyor sonuçta.
15-20 yıl önce dahi bizleri etkileyen reklamlar bugün izleyince komik gelebiliyor. Yaşam tarzımız, anlayışımız ve algılarımız değişiyor.
İster siyaset Müslümanı olalım, ister radikal dindar, ister muhafazakar, liberal, sosyal demokrat, sosyalist fark etmiyor, değişiyoruz. Söylemlerimizi adapte ederek değişiyoruz…
Değişim kaçınılmaz gerçek.
Siyasette de değişim kuralı işliyor.
Siyasete girdiğim 2002 yılında pek konuşulmayan renk, duruş, konuşma üslubu, NLP, iletişim kuralları, giyim tarzı, telefon mesajları, billboardlar, mega boardlar, light boardlar, duvar ve araç giydirmeleri, sosyal medya, digital medya bunların alt kavramları ve uygulamaları o kadar önem ve yaygınlık kazandı ki belki bugün 40 yıl öncenin siyasilerini mümkün olsa da aday yapsak ne diyeceklerini, nasıl diyeceklerini şaşırırlar.
Çok önceki söylemleriniz, bir köy kahvesinde bile olsa yaptığınız hatalı, çelişkili söylemleriniz anında tespit ediliyor ve sizi size tekzip ettiriyorlar. Ücra bir mekanda, ‘Oh basın mensubu da yok’ diye rahat rahat yaptığınız konuşma 10 dakika sonra karşınıza sorun olarak çıkabiliyor. Siyaset, gerçekten belki fark etmiyoruz ama çok farklılaşıyor.
Bahsettiğim siyaset yöntemlerine ilişkin değişiklik. Peki, siyaset yöntemlerine ilişkin değişim siyasetin sonuçlarını da değiştiriyor mu?
Değiştiriyor. Okuyan, teknolojiden yararlanan, sosyal medya ile ilgilenen kesim için değiştiriyor. Okumayan, sosyal medyayı kullanmayan kesim için ise değişimden etkilenmek dolaylı yoldan ve çok daha kısıtlı. Bu bahsettiğim kesimin cebi, gırtlağı, geçimi etkilenmedikçe siyasi tercihini değiştirmesi çok zor.
Sahada gördüğüm kadarı ile bir değişim dönemindeyiz. Ağırlıklı olarak Millet ittifakı ile Cumhur ittifakı arasında geçtiği görünen mücadele aslında ekonomik krizin varlığının hissedilmesiyle çok ilgili.
İktidarın özellikle Berat Albayrak ve Erdoğan’ın söylemlerine bakın; sürekli krizin olmadığı, olmayacağı iddiasındalar. Millet ittifakı ise tam tersini söylüyor.
Seçmen geçim meselesi konusunda çok hassas; “Yumruğu vurduk, doları 5’e düşürdük” dediklerinde dolar 5.35 ve eğilimi yukarı ise söylem ters tepiyor. “Halinizden memnun musunuz? Memnun iseniz iktidara oy verin” diye sorulup önermede bulunulduğunda ise Anadolu’nun çilekeş insanını bazen şükretmeye ve sabra yöneltebiliyorsunuz.
Birey de değişiyor, toplum da, tabi ki siyaset de… Ama bazen sabrımızı çatlatacak kadar yavaş değişiyor, ancak bu Yerel Seçim çok önemli bir değişimin habercisi. Türk Siyasetinde bir önemli dönemin değişmekte olduğunun tüm göstergeleri seçmende var…
Bir diğer husus, Siyasiler değişime adapte olmasını çok iyi beceriyor. Bakıyorsunuz her şey değişmiş; Teknoloji ve yöntemler çok farklılaşmış ama siyasetçilerin söylemleri de değişmiş. Muhafazakarlık da, liberalizm de, sosyal demokratlık ta bir şekilde değişerek devam etmiş…
En fazla da değişime adapte olan radikal dindar topluluklara hayret ediyorum…
Galiba insan fıtratı değişmiyor…