Size bir soru soracağım ama lütfen elinizi vicdanınıza koyarak cevaplayın; Bu Egemen Bağış bir CHP’li olsaydı ve “Bakara-makara”, “Her cuma Google’dan bir ayet sallıyorum” türü konuşmaları internete düşseydi tepki nasıl olurdu? Recep Tayyip Erdoğan hemen her mitinginde konuyu gündeme getirir, o sinir bozan bağırmasıyla “İşte CHP bu! CHP zihniyeti bu! CHP’nin İslama bakışı bu! Bunlar din düşmanı zaten” diye halkı tahrik eder, bir taraftan da CHP aleyhine sivil toplum kuruluşları kampanyalar başlatır, Diyanet, hocalar-imamlar seferber olur, Egemen Bağış CHP en az 3-5 puanlık oy kaybettikten sonra CHP’den istifa etmek zorunda bırakılırdı...
Yalan mı?
Peki, Egemen Bağış AKP’li olunca ne oldu? Hadi Tayyip Bey kendi adamına laf edecek değil diyelim, Diyanet, hocalar ve hacılar nerede? Nerede İslamla, inancımızla dalga geçenlere karşı tavır?
Biz çifte standartlı, riyakar bir toplum mu olduk?
İnancımızda yeterince bilinçli ve samimi mi değiliz?
Yoksa bunlara ilave olarak siyaset imanımızı mı satın aldı?
Toplumun duruşu bana bir taraftan bunları ilham ediyor ve sorduruyor ama her şey olumsuz değil ki? Başka olaylarda var ve olumlu, umut verici bunlar…
Örneğin Başkent Ankara’da Mansur Yavaş resmen CHP büyük şehir başkan adayı ama MHP’lilerin de desteğini alıyor önemli ölçüde… Hatta AKP ve bir kısım katı olmayan BDP’lilerinde… Siyasetin geçmişini bilenler için müthiş, inanılmaz bir şey bu… Toplumun olgunlaştığını, bilinçlendiğini, fanatizmi aştığını gösteriyor sanki…
Birkaç gün önce Mansur Yavaş’ın Bala Mitingi sonrası önümdeki otomobilde kocaman bir CHP bayrağı dalgalanıyor iken, yarı beline kadar sarkmış bir delikanlının kurt işareti yaptığını görünce şaşırdım. Yine Mansur Yavaş’ın CHP mitinglerinde CHP ve MHP’liler birlikte olup ayrı ayrı sloganlar atıyorlar. Eskiden olsa bir birlerine 20-25 metre yaklaşma kavga nedeniydi… Tüm bunlar ilginç geldi… Siyasi partilerin ve partililerin hoşgörülü ve geçişli olması, fanatik olmamaları eğer bir seviye yansıtıyor ise olumlu olarak alınmalı… Batıda siyasi ve demokratik olgunluk biraz da böyle bir şey…
Sanırım Tayyip Beyin kutuplaştırma çabalarına rağmen toplum siyasi fanatizmi çok uzun olmayan vadede aşacak… Bunda Ankara Büyük şehir seçiminin rolü çok fazla olacak…
***
Bu hafta içinde Cumhurbaşkanı’nın Danimarka gezisi sırasında verdiği demeç önemliydi. Kumpas, dış tezgah iddialarına “Bunlar 3.dünya söylemi” demesi hem Başbakan’ı yalanlaması açısından hem de bir kompleksimizi ortay koyması açısından önemliydi. Ancak asıl üzerinde durulması gereken nokta Cumhurbaşkanı’nın siyaset üzerine çıkabilmesi, toplumu ve siyaseti doğru yöne kanalize edebilmesiydi ki biz bunu Gül’de pek yaşamamıştık…
Yine üzerinde durmadık ama AİHM’in Öcalan hakkında verdiği şartlı tahliye kararı da geleceğin nasıl şekilleneceği açısından önemliydi…
Bir Tayyip bir de Bilal Erdoğan’ı savunma adına çok şey kaybediyoruz…