Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın, “BDP ve Kandil süreci zehirledi.” sözleri çok açık.
Akdoğan, “Süreç zehirlenecek” demiyor, “Zehirlendi” ifadesini kullanıyor.
Belagat konusunda iyi olan Akdoğan’ı biraz tanırım;
Sözlerini iktisatlı kullanır, özenle seçer…
Akdoğan yerden göğe kadar haklı.
BDP’nin legal kimliğini temsil eden Selahattin Demirtaş, 100 aydına yaranmak için, milyonlarca insanın geleceği ile oynamakta tereddüt etmiyor.
Demirtaş’ın sırtını abana abana sıvazlayan kesimlerin başında bazı tanınmış gazeteciler geliyor.
Destekçilerin hepsi solcu
Hangi gazeteciler sorusu, Demirtaş’ın bir süre önce yemek yerken basına yakalanan isimlere bakıldığında yanıtını bulur.
İlginç ama Demirtaş’a kayıtsız şartsız destek veren gazetecilerin neredeyse tamamı sol düşünce sahip.
Genetik bir akrabalık bulmalarından mı, iktidar gitsin de nasıl giderse gitsin düşüncesinden mi, başka etkenlerden dolayı mı bilemiyorum ama fotoğraf bu.
Demirtaş’ın Türkiye’den haz etmeyen Avrupalı bazı isimlerle olan yakınlığının, bu yanlış tutumuna olan katkısını zamanla öğreneceğiz ama tüm çabasının genel başkan olmaktan ziyade, lider olmaya dönük olduğu hissediliyor.
Öcalan’a bir öykünme, bir kıskanma; daha açık deyimle, bir kitlenin kahramanı olmak için gerçeklikten kopmayı göze alıyor Demirtaş…
Buradan yeniden altını çiziyorum;
Sayın Erdoğan’ın, “Dolmabahçe ve izleme heyeti.” çıkışı son derece yerinde ve doğrudur.
Kocaoğlu, CHP liderliğini istiyor!
İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun CHP Liderliğine uzanma isteği artık gizlenemez boyuta geldi.
Yerel seçimlerden önce Hürriyet’e verdiği demeçle, bu niyetini iyice açık eden Kocaoğlu, kısa süre önce Kılıçdaroğlu’nun basın açıklamasına yaptığı müdahale ile liderine yine örtülü rest çekti.
Kılıçdaroğlu, İzmir İl Başkanı Bedri Serter’e, “İzmir’den ön seçime gireceğim. Basın toplantısı yap.” talimatını iletti.
Kocaoğlu, Serter’e; basının haberi olduğu gerekçesi ile, “Basın toplantısını yapma.” dedi!
Yoruma gerek var mı?
Talat Atilla/Güneş