Milli bayramlarda yürürüz. 30 Ağustos Zafer Bayramında askerimiz yürür, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında asker, vatandaş ve öğrenciler yürür, 23 Nisan Çocuk Bayramında da çocuklar yürür. Bu bayramlarda konu, zaferlerimiz ve başarılarımızın konuşulması suretiyle dayanışma ve ortak değerlerin yeni nesillere aktarılması, birlik ve beraberliğin devamının sağlanmasıdır.
Dini bayramlarda birbirimize gideriz, önce küçükler büyükleri sonra büyükler küçükleri ziyaret gider. Konu-komşu, akrabalar birbirlerine ziyaret ederler. Bu bayramlarda konuşma konusu sevgi, saygı, akrabaların ve komşuların birbirlerini daha yakından tanıması ve yardımlaşma suretiyle toplum dayanışmasının artmasıdır.
Demokrasi bayramı olan seçimlerde ise siyasi partiler ve adaylar halka, sivil toplum ve meslek kuruluşlarına giderler. En ücra köşelere, köylere, gecekondulara gidilerek oy isterler. Demokrasi bayramı olan seçimlerde konu vatandaşın, halkın, ülkenin dertleridir, sorunlarıdır. Partiler ve adaylar halkın sorunlarını dinlerler, ülkenin sıkıntıları ve halkın sorunları hakkında düşüncelerini söylerler, seçmende hangisinden etkilenirse, hangisini başarılı ve yakın bulursa ona oy verir.
Biz demokrasiyi benimsemiş, sevmiş bir toplumuz. Seçimlere yüksek oranda iştirak ediyor, ses getirecek kampanyalar yapıyoruz. Ancak bu seçim pek demokrasi bayramı olmadı. Çünkü, vatandaşın ve ülkenin dertleri, sorunları konuşulmadı…
Ülkenin sıkıntıları, vatandaşın sorunları yeterince konuşulmadı çünkü Erdoğan ve Cumhur İttifakı konuşulsun istemedi. Konuşulmasın diye sürekli farklı gündemler yaratmaya gayret ettiler. Beka sorunu var dediler, Millet İttifakı içerisinde PKK’lı-Fetöcü terörist adaylar var dediler, dörtlü çete dediler, din-iman, milliyetçilik dediler polemik oluşturarak seçmenin gündemini saptırdılar.
Halbuki seçmenin, ülkenin derdi ilk defa resmi rakamlara göre 4 milyonu, gerçekte 7 milyonu geçen işsizlikti…
Halbuki toplumun derdi pahalılıktı, enflasyondu, iflaslardı, geçinememekti…
Halbuki ülkenin derdi yarınlarının güvencede olmaması, gelecek günlerin karanlığıydı…
Bu dertler, sorunlar ve yerel yönetimler yeterince konuşulamadı, konuşturulmadı.
İktidar beka sorunu var dedi, ancak vatandaşa beka yani var veya yok olma durumunun ne olduğunu da anlatmadı. Neden beka sorunu olduğu, niçin olduğu, beka sorununun ne olduğu, kimin beka sorununu oluşturduğu açıklanmadı.
Vatandaş devlet olanakları, para çokluğu ve medya gücü ile bilgi bombardımanına tutularak serseme çevrildi. Ak Parti içerisinde daha fazla Fetö, HDP veya PKK sempatizanı olduğu, suçları yok ise onlarında bu ülkenin vatandaşı olarak seçilmelerinin ülkenin iyiliğine olduğu gözlerden kaçırıldı.
Ak Partinin sürekli suçladığı HDP’ye devletin bu seçimlerde kullansın diye 92 milyondan fazla para verdiği gözlerden kaçırıldı.
Faizlerin yüksekliğinden ve Türk Lirasının değerinin düşüp, dövizin sürekli değer kazanmasından Erdoğan’ın yanlış tavırlarının sorumlu olduğu gözlerden kaçırıldı.
Üretimin özellikle tarım ve sanayi üretiminin ihmal edilerek alınan borçlarla sarayların, gökdelenlerin, binaların yapıldığı, devletin tek bir fabrika açmadan elindeki tüm tesisleri sattığı ve sonuçta üretimi olmayan ekonominin işsizlik yarattığı gözlerden kaçırıldı.
Dış politikada yapılan yanlışlarla Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ortadoğu, AB ve ABD ile ilişkilerin Türkiye’nin nasıl aleyhine döndüğü konuşturulmayarak gözlerden kaçırıldı.
Erdoğan’ın, İstanbul, Ankara, Bursa gibi seçmenin yüzde 25’inin yaşadığı şehirlerde görevden aldığı belediye başkanlarının suçlarının ne olduğu, suçlu iseler neden ceza almadıkları gözlerden kaçırıldı.
Bu yazı yayına girdiğinde seçime bir haftadan az kalmış olacak. İktidar bu bir hafta süre içerisinde yine seçmene dertleri, sorunları unutturma baskısını sürdürmeğe devam edecek. Dış güçlerin nasıl oyunlar oynadığından dem vuracak.
Aslında İktidar son haftaya değin tüm olanakları sonuna kadar kullanmasına rağmen pek başarılı olamadı ama dikkatli olmak gerek son hafta seçim için daima önemlidir…
Son bir husus; İlk defa Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olduğu bir seçim yaptık. Binlerce yıldır Türk Devlet geleneğinde Milletin temsilcisi, devletin sembolü olan Cumhurbaşkanı devlet gücüyle günlük siyasete girdi ve çok kötü görüntüler verdi, çirkin konuşmalar yaptı. Yeni bir sorun çıkararak üzdü bizleri…
Velhasıl, milletçe demokrasi bayramı yaşayamadık seçim süresince, fakat seçimin sonucu hayırlı olacak inşallah…