Net olarak anlaşıldı ki Başbakan Erdoğan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları karşısında istifa etmeyeceği gibi soruşturmalarına da izin vermeyecek. Anlaşılıyor ki bu noktadan geri adım adım atması yani soruşturma yaptırması bitmesi anlamına geliyor. Oğluyla olan ses kayıtlarını dahi inceletmedi montaj-dublaj diye geçiştirdi. Sanki ses dublaj-montajlarının yapılabiliyor olması bunun da kesin montaj olduğu anlamına geliyormuş gibi algı oluşturmaya çalıştı. Tam bir rezalet tabi… Serdar Akinan’ın tabiriyle “Allah inancının anlamını yitirmiş olan bir güruhun” günahkar çırpınışları… Kuvvet karşısında hakikatin geciktirilmesi… Muhakkak ki İlahi kuvvet galip gelecektir.
Tabi bu durum sadece öbür dünyaya bırakılacak bir konu değil. Allaha inanıyorsak ta bırakmamamız gereken bir konu, inanmasak ta…
30 Mart Seçimleriyle ilgili kamuoyu yoklamalarından anlaşılan AKP oylarının 35’in altında olacağı, muhtemelen 30’un alt-üst sınırları içerisinde gerçekleşeceği. Bu çok yüksek bir oran, bu kadar ağır rüşvet ve yolsuzluk iddiaları altındaki bir iktidar için… Ancak, 2011 Genel Seçimlerine oranla da çok keskin bir oy düşüşünü ifade ediyor… Halkın desteğinin önemli oranda yittiği anlamına geliyor. Bu kadar oy kaybı açıkça Cumhurbaşkanlığı ve arkasından gelecek genel seçimlerin de kaybedilmesini getirir. Bir kere güçten düştün mü, düşüyor görüntüsü verdin mi bitersin… 30 Mart Yerel Seçimleri Tayyip Bey için şu görüntüsü ile o anlama geliyor…
Bu durumda Başbakan’ın yerinde olsanız ne yaparsınız?
Geçen yazımda da söylediğim, şıklarını sıraladığım gibi, bu Başbakanın tiyniyetinde ve koşullarında olsanız her şeyi yapabilirsiniz…
Bu durum yürütme, yasama ve yargıyı elinde tutan ve bu devlet imkanlarını istismarında ötesinde kullanan, (Son örneği 28 Şubat) bir iktidarla ülkenin kutuplaşması ve Allah korusun iç savaşa kadar gitmesi anlamına gelir.
AKP cenahında Başbakan’a bağlı olmayan belki birkaç milletvekili kalmıştır. Diğerleri geleceklerini Başbakan’a bağlamışlardır. 3 Yıl koşulunun kaldırılması ile parlamentoda daha fazla fire vermeyecek olan bu iktidarı genel seçim olmayan bu Yerel Seçimle düşürmek ise nerede ise imkansızdır ve bu imkansızı zorlamak kutuplaşmaya hizmet etmekten başka sonuç doğurmayacaktır. Eğer, imkansız başarılır ve iktidar düşürülür ise arkasından gelecek muhtemel ekonomik olumsuzlukların yeni oluşacak iktidara mal edilmesiyle, gelecekteki muhtemel bu zihniyetteki iktidarlar için bahane oluşacaktır.
İktidarın ve Tayyip Beyin ise sonuçta kurtuluşu yoktur. Toplumsal ve ekonomik koşullar ve uluslararası toplum nezdinde durum her geçen gün kötüye gitmektedir. Zamana oynayan, süre çalmaya çalışan Başbakan mukadder sonundan kurtulamayacaktır. Kısaca Tayyip Bey gidicidir ama sorun o gidişin maliyetlerini asgariye düşürmektedir…
Türkiye Cumhuriyeti kurumları ve muhalefet Tayyip Bey ne kadar zorlarsa zorlasın bu sorunu demokrasi kuralları içerisinde aşmak zorundadır. Demokrasi kuralları içerisinde aşmak demokrasimize bir lig yukarı çıkma olanağı verecektir.
Kimse Meclisten çekilmeyi de çare olarak benimsemesin. Nasıl Anayasa uzlaşma Komisyonundan çekilmeyip bir şeyleri önlediysek şimdide önleyebiliriz. Önlüyoruz da…
Demokrasi gelişmiş ülkelerin deneyimlerine de bakarsanız göreceksiniz ki tahammül ve sabır rejimidir. 12 Yıldır tahammül etmekte olduğumuz R.T.Erdoğan rejimine bir süre daha maalesef tahammül etmek zorundayız… Bizim entelektüellerimize kabul ettiremeyiz ama gerçek budur…