Dogma, tartışılmaz doğru, değişmez olduğuna inanılan ve test dahi edilmeye asla gerek duyulmayan düşüncedir. Yeterince gelişmemiş toplumlarda dogma çoktur ama her toplumun ve hatta her bireyin dogmaları vardır. Atatürk “Ben miras olarak hiçbir dogma bırakmıyorum” dediği halde bazı Atatürkçüler kendi anlayışlarına göre Atatürkçülüğü dahi dogma haline getirmişlerdir. Dinin de bir dogma olduğu söylenebilir ve din içersinde de dogmalar vardır. Dindarlar belli dini simaların ve belli dönemlerin tartışılmaz olduğunu düşünürler.
Burada akla fanatizm gelebilir ve denebilir ki dogmatizmin, fanatizmden ne farkı var? Fanatizm ifade edilen bir düşünce değil daha çok duygudur diye varsayıyorum.
Peki biz dogmatik mi yoksa fanatik mi bir toplumuz?
Galiba ikisini de yoğun yaşıyoruz…
***
Bu köşede uzun zamandır yazıyorum. Henüz kimse “Ben kanaatimi bu yazılar nedeniyle değiştirdim” dememiştir, demezde. Herkesin doğrusu kendine… Ancak şu “4+4+4” meselesinde işin özünün görülmemesine de şaşıyorum. Din istismarını görmemeyi anlayamıyorum. Başbakan milletvekillerine “Siz ezan-ı Şerifi orijinaline döndürenler kadar önemli bir iş yaptınız” diyebiliyor, oysa arkasında çatlayan grubu yapıştırma, 15 yıla yaygın milyarlarca dolarlık ihaleleri denetim ve ihale yasasından muaf tutma, komşularla yaşanan tarihin en büyük skandallarını ört-bas etme gayretleri var. Kimse 28 Şubat’ı savunamaz ama 28 Şubat’ın sahipleri ortalıkta dolaşıyor hesap soran yok… Başbakan’a bakarsanız Türkiye dinsizdi, kimse dinini öğrenemiyordu, Kuran ise yasaktı ve “4+4+4”le her şey düzeldi. Bundan sonra Kuran-ı Kerim’i ders kitabı olarak okuyan çocuklarımız altın nesil olarak yetişecekler ve gerçek Müslüman bir toplum ortaya çıkacak…
Hanımefendiler, Beyefendiler, İslamiyet ve İslam toplumları inanın İslam düşmanlarından daha fazla, İslam dostu görünüp, İslamı kullananlardan zarar görmüştür.
Allah doğruyu ve kalplerimizi bilir.
***
AKP içersinde uzun zamandır sorun ve sıkıntı var diyorum, oynanan oyunlar buna yönelik, Tayyip Bey partiyi bir arada tutmak için her numaraya başvuruyor diyorum inanan yok. Şu cümlelere dikkat edin; “Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz”
Kim söylüyor bunu? Haşim Kılıç. İktidarın en yakın desteği.
Kime söylüyor? İktidara, Başbakan ve Adalet Bakanı’na.
Peki, iktidarca verilen cevabı biliyor musunuz?
Hanımefendiler, Beyefendiler, Siz iktidarın içerisindeki sorunları görmek mi istemiyorsunuz, yoksa..?
***
Başbakan’ın İran gezisini takip ettiniz mi? Tam bir rezaletti, Cumhuriyet tarihi boyunca düştüğümüz en sıkıntılı durumlardan belki de en başta gelenini yaşadık. Orada iken söylenenler ayrı ama geldikten sonra İran yetkililerinin söyledikleri de çok ağır, hatta hakaret içeren suçlamalardı.
Duymadık, yazmadık, konuşmadık değil mi?
Hanımefendiler, Beyefendiler, Siz Türkiye’yi yönetenlerin İran’da düştükleri durumu görmek mi istemiyorsunuz, yoksa..?
***
Hepimizin dogmaları var ve gerekçeleri var. Karşı argümanlarımız da her zaman hazırdır biliyorum ama karşımızdakini değiştiremediğimize göre boşuna uğraşmayalım bari kendimizi değiştirelim…
***
Zamlara yer kalmadı. Yapılan zamlar daha öncekilerden farklı olarak tam bir kötü yönetim örneği idi. Belki başka bir konu çıkmazsa gelecek yazıda işlerim.
***
Son sözüm okuyucu ve yorumculara; Lütfen fazla celallenmeyin, faydası yok, zararı da kendinize olur. Atalarımızın dediği gibi; Uhuletle ve suhuletle…