Bedri Rahmi Eyüboğlu dökmüş Nazım’a..
Nazım, Bursa’da.
Cezaevinde, en aziz değeri hürriyet için açlık grevinde; Nazım hasta. Revirde ya da ranzasının bir ucunda Nazım.. Ağrısı var, onmaz sızısı da..
‘Zindanı taştan oyarlar.’ şiirin adı asıl. Ama biz ‘Yiğidim’e çözülmüşüz en baştan.. ‘Aslanım’ı dilimize pelesenk, ‘Burda yatıyor’ u da başımıza yastık etmişiz.
Asıl adı ‘Zindanı taştan oyarlar’ şiirin..
İhtimal varmamış varması beklenen mektup Eyüpoğlu’na. Ama gelmiş gelmeyesice haberi şairin.
‘Bursa’nın ufak tefek yolları /Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri / Tepeden tırnağa şiir gülleri / Yiğidim aslanım burda yatıyor.’
Dediğine göre öteki şair, şiirin deryasına..
Sıtma mı kim bilir derdi, yoksa zatürre mi geçirdi.. Tutmamış eli Nazım’ın, tutmamış Hikmet’in, dili susmuş şiirin;
Bursa’da, cezaevinde, açlık grevinde..
‘Bir şubat gecesi tutuldu dilin / Silaha bıçağa varmadı elin / Ne ana ne baba ne kız ne gelin / Yiğidim aslanım burada yatıyor.’
Dediğine göre öteki şair, şiirin dem’ine..
Nazım, çelik - mahpusluk, eğe.. Biletmiş şair bir şairi paslı demire.
‘Sağa döner böğrü taşa gelir / Sola döner çırılçıplak demir / Çeliğin hası da yiğidim, aman böyle bilenir / Döşek melun mahzun, yastık batıyor / Yiğidim aslanım burda yatıyor.’
Dediğine göre öteki şair, şiirin nirengine..
Kendi şarkısından tanırım ‘hainliğini’.. Aynı şarkıdan Amiral Vilyamson’unun 66 santimetre kareye sığdırdığı ağzı kulaklarında sırıtışını.. Aynı şarkıdan Amerika’nın bütçemize 120 milyon hibe ettiğini.. Aynı şarkıdan tanırım bir şairin ‘Vatan hainiyim.’ diye isyan ettiği sesini.
‘Hainlik’ demek Nazım’dan kalma.. ‘Kökü dışarıda’ demişler; vatan için, hesaba katılmayanların hakkı için 13 yıl mahpus yatan adama.
‘Sana kökü dışarda diyenin kökü kurusun / Kurusun murdar ilikleri, dilleri çürüsün / Şiirin gökyüzü gibi, herkesin / Sen Kızılırmak kadar bizimsin.’
Dediğine göre öteki şair, şiirin gökyüzüne..
Yazı yetmeyince ayna dökmüş, susturulunca şiirleri tezgâhta kilim dokumuş, artırdığını zarfın içine iliştirip içerdeki - dışarıdaki dostlarına göndermiş. Ama haram yememiş, hükümler giymiş ama..
‘Ne bir haram yedin ne cana kıydın / Ekmek gibi temiz su gibi aydın / Hiç kimse duymadan hükümler giydin / Döşek diken diken, yastık batıyor / Yiğidim aslanım burada yatıyor.’
Dediğine göre öteki şair, şiirin hürriyetine..
*
Bu şiir Nazım’a yazıldı.. Ak Parti Nazım’ın mezarını Türkiye’ye getirmeye kalktı. Bu şiiri Zülfü Livaneli besteledi, şarkı yaptı. Ak Partinin yeni versiyonu Deva’nın ilk işlerinden biri Zülfü Livaneli’ye teklif götürmek oldu.
Bu şiiri Fazıl Say piyanoya döktü, aşk oldu, tuşlarında çağladı. Önce bir tweeti yüzünden yargılandı Say, sonra Külliye’ye özel davet aldı.
Sanat yıkılmaz zira, sanatın önünde bugün var yarın yok, gelip geçici siyaset de duramaz zira..
Boşa heves etmeyin;
Milletçe Orhun alfabelerine geri dönsek, sanatçı yine sanatını yapacak; sanat hep vardı, yine var olacak.
Müjdat Gezen ve Metin Akpınar yatarsa Silivri’de.. Korkarım bu sanatçılara yine bu hükümet plaket verecek, bu hükümet Külliye’ye davet edecek..
Tartaria tabletlerinden, antik tiyatrolardan, paleolitik çağ mağaralarından, papirüslerden bugüne hiç susmadı çünkü sanat;
Susmaz.