Ben Recep Tayyip Erdoğan’ı hiç sevmedim, hiç beğenmedim. Kişiliğini bilmem, devlet adamlığından bahsediyorum tabi ki… Eleştirilerimi de her vesile ile yazdım. Kimse de haksızlık yapıyorsun, bu eleştiriler yanlış diyemedi. Sadece CHP, Kılıçdaroğlu ve bana yönelik saçmalıklarıyla konuyu saptırmaya çalıştılar. Bundan 6 ay önce 16 Ekim 2014 tarihinde yazdığım yazının başlığı da “Bu Cumhurbaşkanı ile İşimiz Var!” şeklindeydi. O yazıma ve yapılan yorumlara bakın, bir de son “Ahh Ah!” başlıklı yazıma ve eleştirilere bakın, Erdoğan’a eleştiri konularım çok farklı oldukları halde yorumların nasıl da benzer olduklarını göreceksiniz…
İnsanları, izanları ve vicdanları anlamakta zorluk çekiyorum artık. İnsanların bu kadar dindar görünüp bu kadar imansız olmalarını anlayamıyorum artık… Oysa İslam, adalet ve ahlak dini…
Bu Cumhurbaşkanı değil miydi, Merkez Bankası Başkanı ve Başbakan Yardımcısını vatan hainliği ile suçlayan? Dolar artışını tetikleyip piyasaları alt-üst ettikten sonra kalkıp işi tatlıya bağladık diyen de kendi oldu… Peki vatan haini kim bu durumda? Öyle ya, faizi, doları artırıp ülke ekonomisinin maliyetlerini yükseltmek, ülke ekonomisini alt-üst etmek vatan hainliği ise bu durumda kim vatan haini?
Hesap sorabilen var mı?
Kabataş yalanı ile toplumu birbirine düşürmeye çalışmaktan, tahrik etmekten hesap verdi mi?
Ya, imamın yalanladığı cami de içki içtiler yalanı ile ilgili?
Geçen hafta sonu daha bir önceki torba kanun Genel Kurul’dan geçmeden bir torba kanun daha getirdiler Plan ve Bütçe Komisyonu’na. Bu Torba Kanun’daki maddelerden biri ne biliyor musunuz? Recep Tayyip Erdoğan’ın Bank Asya ile ilgili olarak yaptığı manipülatif sözleri affetme maddesi…
Zerre kadar devlet adamlığı yok, her şeye konuşuyor. Geçen hafta 79 yaşında ki Erol Büyükburç’un ölümü üzerine ortada şüpheli bir durum da yok iken, “Özellikle de bir program öncesinde böyle bir şeyin gerçekleşmiş olması düşündürücüdür. Şu anda güvenlik güçlerimizden henüz bu işin neticesini almadık. Nedir, ne değildir... Bu bir adli tıp konusudur. Adli Tıp incelemelerini yapacaktır, ondan sonra da bizlere gerekli bilgiler bu konuyla ilgili verilecektir" demesi hangi ruh hali üzerinde olduğunu gösteriyor. Kimse “Sana ne, sen emniyet müdürü müsün, durup dururken kafaları neden karıştırmaya çalışıyorsun?” diye soramıyor. O da zatını bir şey sanıp, enaniyet kurbanı olarak konuşuyor. Amerika’yı Müslümanlar keşfetmiş, bilimselmiş, bilimsel ise bırak bilim adamları açıklasın, tartışsın, sana ne oluyor? Bir de Pazar günü Balıkesir’de benden önceki cumhurbaşkanlarını avare kasnaktı diye suçlamış… Sanki Kürt meselesini istismar eden kendi değilmiş gibi, “Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Neyin eksik senin... Ne istiyorsun daha ne istiyorsun? Allah aşkına bizden farklı neyiniz var, her şeye sahipsiniz” diye de ahkam kesmiş… Nedir bu hırs, bu gözü doymazlık? Ne makama, ne paraya şükür diyebiliyor…
Yine geçen dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ açıkladı, Kozmik Oda soruşturmasının talimatını da R.T.Erdoğan vermiş. Türkiye Cumhuriyeti’nin harim i ismetine girilmesini sağlamış. Hem de Başbakan olarak… En gizli belgeler konusunda dahi devlet adamlığı gösterememiş. Neden? Devlete ve askere olan düşmanlığı nedeniyle… Bu konuda Cumhurbaşkanlığı bittiğinde soruşturma açılması gereklidir.
Diğer yandan, Erdoğan döneminin Cumhuriyet tarihinin açık ara en fazla yolsuzluk yapılan dönemi olduğunu bir tarafa bırakıyorum ve diyorum ki, belki CHP içerisinde AKP’de olduğu kadar dindar yoktur ama İslamiyete en büyük zarar, sanılanın aksine CHP döneminde değil, AKP döneminde ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilmiştir.
Nereden mi biliyorum?
Namazı-niyazında dediğimiz kişilerin 15 yıl önceki itibarlarıyla şimdiki itibarlarına bir bakın, yeter… Ha! Maddi durumlarına da bakın bu arada… Müslümanların Süslüman oluşlarına…
Suriye ve Irak’ta öldürülen, tecavüze ve zulme uğrayanları da unutmayın…