Son günlerde Emin Çölaşan eksenli ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Her şey Çölaşan’la yaklaşık 15 gün önce yaptığım röportajla başladı.
Röportaj, Emin Çölaşan’a yumruk atmak isteyenlerin eldivenine dönüştü adeta…
Fatih Altaylı Çölaşan’ın bana yaptığı bazı açıklamalardan duyduğu rahatsızlığını Habertürk.com sitesinden duyurdu:
-Çölaşan’ın Ciner’le ilgili açıklamalarından sonra kendisiyle çalışmayı gözden geçirebilirim.
Medya dünyasını takip etmeyenler ve haberi olmayanlar için konuya kısa bir açıklık getirmek isterim…
Emin Çölaşan bana verdiği mülakatta, Ciner’e, “Özgür yazabilecek miyim?” diye sorduğunu, Ciner’in de ”Abi bunlar benim malımı gaspetti, istediğin gibi yaz” dediğini aktardı.
Fatih Altaylı’da bu sözler üzerine, “Çölaşan’la çalışmayı tekrar gözden geçireceğim” dedi.
Mevzu bu…
Yayın yönetmeni olarak böyle bir karar vermek Fatih Altaylı’nın hakkı…
Altaylı’nın bu kararı eleştirilebilir ama, kınanamaz.
Sorumluluk Altaylı da olduğuna göre elbette karar da kendisi verecek…
Bu pozisyona gösterdiğim saygıdan dolayı bir önceki yazımda “Altaylı, Çölaşan’a haksızlık yaptı” demekle yetindim…
Ama üst üste yaşanan gelişmeler, düşüncelerimi daha açık yazmamı zorunlu kıldı…
Bazı gazeteci arkadaşlarımın şakayla karışık “Emin Çölaşan’ın başını yedin.” sitemleri bitmeden Hürriyet yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün bir demeci düştü ajanslara;
Ertuğrul Özkök Emin Çölaşan’la yaptığım röportajı kastederek, " Emin Çölaşan geçtiğimiz günlerde yeni çalışacağı bir gazetenin sahibiyle yaptığı görüşmeyi anlatmış, ancak bu gazetenin müstakbel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı yemekte yapılan görüşmeleri Emin Çölaşan'ın yanlış aktardığını belirtmiştir. Emin Bey bazı görüşmeleri kendi açışından menfaatine uygun biçimde aktarmakta beis görmemiştir."Fatih Altaylı mülakatında insanların gazetelerinde fütursuzca yazı yazmayacağını belirterek daha işe başlamadan sayın Çölaşan' ile Genel yayın Yönetmeni olarak uyarılarını yapmıştır. Bu da en doğal hakkıdır"
Özkök bu konuşmayı Aydın Doğan’ın Emin Çölaşan aleyhine açtığı davanın duruşmasında söylemiş…
Özkök beni çok şaşırttı…
Mahkemenin sorduğu “Siz Çölaşan’a sansür uyguluyor musunuz?” sorusuna Özkök’ün uygun gördüğü cevaba bakar mısınız?
Özkök’e iki hatırlatma yapmakla yetineceğim…
Turktime’ı iyi takip ettiğini bildiğim Sayın Özkök şayet kaçırdıysa, yaklaşık 45 gün önce Turktime’ın Ankara Kulisi’nde yazdığım yazıyı okusun lütfen…
Ya da zahmet etmesin, ben buradan aktarayım;
1 Eylül 2008/Turktime/Ankara Kulisi
Ciner Grubu gibi bir çok medya gelecek parametrelerini Ak Parti’nin kapatılması üzerine yaptı…
Ak Parti kapatılacak, dolayısıyla dağılacak ve yeni bir siyaset ortaya çıkacaktı…
Olmadı…
Hatta Ak Parti daha da güçlendi…
Herkes gibi Ciner Grubu da stratejik koordinatların tekrar gözden geçirme ihtiyacı duydu…
İşte bu durum değerlendirmesinde bazı sıkıntılar var…
Altaylı, usta gazeteci Emin Çölaşan’la Ankara’da 5 yıldızlı bir otelde el sıkıştı…
Beklenmeyen fotoğrafın kadrajına Emin Çölaşan’ın isminin ağır geldiğine dair Ankara’da dedikodular var…
Patronajın kafası karışık…
Emin Çölaşan’la el sıkışılmasına rağmen, Çölaşan kesin Ciner Grubu’nda yazacak demek zor!
Şayet Emin Çölaşan Ciner Grubu’nda yazarsa, bu Altaylı’nın başarısı olur…
Not: 45 gün önce yazdığım bu kulis sanırım bir çok soruya cevap verecektir.
ÇÖLAŞAN'IN MAAŞI NE ZAMAN KESİLDİ?
Özkök’e ikinci bir belge daha sunmak isterim;
Çölaşan’ın bana verdiği mülakatla sıkıntıya girdiğini iddia edenler, ya da mülakata sarılarak kamuoyu ve mahkemeleri yönlendirmek isteyenler şu sorulara cevap vermeli;
Ciner Grubu ne kadar zamandır Emin Çölaşan’a maaş veriyor?
Çölaşan’a verilen maaş, benim Çölaşan’la yaptığım röportajdan önce mi kesilmiştir?
Ciner Grubu, Çölaşan’a verdiği maaşı benim röportajdan önce kestiyse, neden Çölaşan’la köprülerin atılması ısrarla bu röportaja bağlanmaya çalışılıyor?
Özkök’e üçüncü bir belge daha;
Çölaşan’ı gerçekleri kendi menfaatine yönlendirmek ve mahrem bilgileri açıklamakla suçlayan Özkök, neden Çölaşan’ın maaş, prim ve özel konuşmalarını deşifre etti?
Oysa aynı Özkök, Çölaşan’la yollarını ayırırken Çölaşan’a şöyle yazmıştı;
Sayın Mustafa Emin Çölaşan, 31.08.2007
Hürriyet Gazetesinde uzun yıllardan beri sürdürdüğünüz köşe yazarlığı görevine 31.08.2007 tarihi itibariyle son verildiğini üzüntü ile bildiriyoruz.
Bu süre içinde ilişkilerimiz, karşılıklı sevgi e iş anlayışı ile sürdürülmüştür.
İş akdinizin feshedilmesini, her kurumda rastlanan kurumsal bir anlaşmazlık çerçevesinde değerlendireceğinizi umud ediyoruz. Görev yaptığınız yıllar boyunca gerek gazeteci gerek çalışan olarak Hürriyet'e yaptığınız katkıdan dolayı size teşekkür ederiz. Kariyerinizin bundan sonraki bölümünü de, Türk toplumunun yakından tanıdığı ve takdir ettiği başarılı bir gazeteci olarak sürdüreceğinize olan inancımız tamdır. Gazetecilik başarınızın devamını, bizleri de mutlu edeceğine olan duygumuzdan emin olmanızı dileriz.
Bu duygularla size ve ailenize bundan sonraki hayatınızda başarılar ve mutluluk diliyoruz.
Tebellüğ ettim:
Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
***********
Özkök, mahkemedeki sözleriyle başka bir kurnazlık daha yapıyor.
Altaylı’ya zeytin dalı uzatırken, kendisinin geçmişte yaptığı somut yanlışlara Altaylı’yı psikolojik ortak yapmak istiyor…
Özkök’ün mayın döşemedeki ustalığına çıkaracak şapkam bile yok!
Duyunca başımdan uçtu zaten…