Mümkün değil desek bile, makul bir olurluğu olan bir yaklaşım bu.
‘Talep Tiryakileri’nin parçalanmış ruhlarını seyrettikten sonra, talepkar olmaktan hep imtina ettik.
‘Güç bağımlıları’nın bakışlarından hiç haz almadık..
Olanı ve olmayanı hep aynı sukunetle karşılamak zor tabi..
Bazen bocalıyor insan..
İnsan olmanın anlaşılır yanı da bu zaten..
Bir gülücük atıp hayata, yeniden gaz pedalına basanlardanız..
Bazı dostların bizi, ‘fazla tepkili’ daha açık deyimle, ‘bir parça sinirli’ bulduğunu biliyoruz..
Haklılar..
Zayıf tarafımız bu..
Kalleş olmayı beceremeyenlerin, sinirli olmalarını anlamaya çalışırken, bizim payımıza da bir parça asabilik düştü işte..
Beynindekini diline rahat dökenler için en zor an; Haklı oldukları zaman suçlanmalarıdır..
Savunma geliştirmenin fayda getirmiyeceğini bilirsiniz..
Söylediklerinizin tereddütle karşılanması içinizi acıtsada, telefonda buruk bir gülümsemeyle yanıt verirsiniz..
Sizin gerçeği bilmenizin size verdiği gücü çoğu zaman muhattabınız anlayamaz..
Konuşur, konuşur!..
Muhattabınıza söyleyeceğiniz bir iki kelime her şeyi çözecekken, yine de susmayı tercih edersiniz..
Bu davranış şeklini bir ‘duygu sıkışması’ diye tanımladığım olsa bile vazgeçmeyi düşünmüyoruz.
Bu bir şımarıklık ya da pes hali asla değil..
Hakikate olan saygının dipten gelen bir tezahürü..
SEVGİYLE..