Zaman azman kandırıldığınız, enayi yerine konduğunuz hissine kapıldığınız oluyor mu? Ben çok kuşkucu bir adam değilim ama yine bu duyguya kapıldığım çok oluyor. Bu duyguyu çevremdeki “küçük” şahıslardan dolayı da devletten dolayı da yaşıyorum. Çevremizde sanatçı olmadığı halde “Çok iyi bir sanatçıdır” diye yutturulan, torpille milli olan, takıma giren kişilerden tutun da, medya şişirmelerine kadar müthiş yalancılıklar var. Ancak yalanın en büyüğünü, istatistiklere dayanarak kamu söylüyor galiba…
Geçen hafta TÜİK Haziran-Temmuz-Ağustos dönemi istihdam raporunda işsiz sayısını 2 milyon 782 olarak açıkladı. Buna göre, işsizlik oranı yüzde 10.6'ya düşmüş.
Konuyla ilgili olarak pek basında yer verilmeyen, benim de Turktime’da yakaladığım bir açıklama vardı. DİSK, işsiz sayısının doğru hesaplanmadığını, çünkü, 'Umudu kalmadığı için iş aramaktan vazgeçen' 211 bin kişinin 'İşi olanlar' hanesine, eve ekmek götürmek için tırı-vırı, günü birlik işlerde çalışan 268 bin kişinin de 'Çalışanlar' hanesine yazıldığını açıkladı. Ayrıca, şehirlerde iş bulamayıp, daha fazla rezillik çekmemek için köye dönen 538 bin kişi de 'Tarım kesiminde çalışıyor' olarak gösterilmiş. Bu ekleme-çıkarma illüzyonları ile yüzde 20.46'ya ulaşan gerçek işsizlik oranı, yüzde 10.6 olarak sunulup toplum kandırılmış.
Haberi okuyunca enayi yerine konduğumu hissettiğim anlarda ki tepkiyi verdim…
Bu konuyla ilgili bir tespitte Habertürk ekonomi yazarı Hakan Özyıldız’dan gelmişti. Ağustos’taki bir yazısında TUİK’in işsizlik rakamlarını irdelerken şöyle demiş;
“… aylık verilerde göze çarpan diğer bir gelişme de “Kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler” grubunda yaşanmış. Mayıs ayında 56 bin üst düzey yönetici, müdür iş bulmuş. Bu rakamın dikkat çekmesinin nedeni, aynı gruptan son beş ayda 58 bin kişi işe yerleşirken, bunların 56 binin Mayıs ayında iş bulabilmesi.
Kanun yapıcıların iş bulabilmesi için seçimlerin yeni yapılmış olması gerekiyor. Öyle bir şey olmadığına göre, olsa olsa üst düzey yöneticiler ve müdürler işe yerleştirilmişlerdir.
O zaman kamu kurumlarının durumuna bir bakalım. Mayıs ayında kamuda yeni müdür alımları olabilir mi? Biliyorsunuz kamuda müdür olabilmek için belirli bir süre kamuda çalışmak gerekiyor. Öyle açıktan, işsiz adamı müdür yapmak imkanı yok. O zaman müdür olup yeni iş bulabilenler kamuda değil.
TÜİK’in üst düzey yönetici tanımını tam olarak bilmiyorum. Ama, benim anladığım kadarıyla şirketler bir ayda CEO’larını, genel müdürlerini yoğun olarak değiştirmişler. Kriz döneminde olsa bu gelişmeyi bir yere kadar açıklamak belki mümkün. Ama kriz bittiğine göre özel sektörde bu tür değişimi anlamak hiç kolay değil.”
Biliyorsunuz son yıllarda işsizlik ve büyüme hesaplama yöntemleri değiştirildi. Buna rağmen dünyanın en yüksek işsizliğinin olduğu birkaç ülkeden biriyiz. Bu bir üzüntü sebebi ama enayi yerine konulmak üzüntüyü kronikleştiriyor. Yukarıdaki yazılanlara cevap dahi verilmedi, belki de verilemedi. Nasıl verilsin, Mayıs’ta 56 bin üst düzey işsiz iş buluyor!
Erzurumlunun hayretle sorduğu gibi, “Essah mı gardaş?” diye sormak sonrada cevabı beklemeden ‘şaplağı basmak’ geliyor içimden.
Allah aşkına kimse eskiden de böyleydi, şöyleydi demesin. Bunun siyasetten önce demokratlıkla, adamlıkla, kurumsallaşmakla, devlet olmakla, insan olmakla ilgisi var. Eskiyle-yeniyle ilgisi yok.
Vatandaşını kandıran devletin bahanesi olabilir mi?
Eminim sizin de yaşadığınız, rastladığınız, bildiğiniz örnekler çoktur.
Bizim adam olma sürecimizi hızlandırabilmemiz için bu tür örnekleri siyasetin dışına çıkıp ayıplamamız lazım.