Erciyes’teki Villadan Kurtulmuş’a Kadar Köşk Notları!
Köşke yakın kaynaklardan aldığım bilgilere göre Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Numan Kurtulmuş eksenli gelişmelerden bilinenin aksine memnun. Geleceği ile ilgili kaygısı yok. AK Parti kurulurken Numan Kurtulmuş’u ısrarla partiye davet eden de Abdullah Gül’dü…
Söz Cumhurbaşkanı Gül’den açılmışken iki önemli notu da aktarmak istiyorum.
Doğrusu zamanı konusunda net bilgiye sahip değilim ama bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kayseri’de ilginç bir toplantıya ev sahipliği yaptığına dair ciddi bir bilgi aldım.
Kayseri Erciyes yolu üzerinde bir villada yapılan toplantıya Gül’ün yanında Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Taner Yıldız gibi hükümet üyelerinin yanında, Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu katıldı. Toplantının içeriği ile ilgili gelen bilgileri fazla spekülatif bulduğum ve doğrulatamadığım için şimdilik yazmayacağım.
Köşk’le ilgili bana ilginç gelen son anekdotum TBMM ile Köşk arasındaki imla krizi...
İmla kurallarında hassas olan Gül, TBMM bürokratlarından kendisine gelen imlası bozuk
yazışmaları geri gönderiyor.
Bunun son örneği de, TBMM bürokratları Köşk’e yazdığı bir resmi yazıda, TBMM yerine, “Türkiye Büyük Meclisi” ibaresini kullanınca, Gül, yazıyı imzalamadan düzeltilmesi için TBMM’ye geri gönderdi.
Vaziyet budur Sayın Başbakanım;
Biz gazeteciler genelde büyük hayatları yazmaktan, küçük hayatların dramlarını ıskalıyoruz. Oysa dramın ve çelişkinin büyüğü küçüğü olmuyor.
Küçük hayatlara, büyük ellerin dokunuşu hoyrat olursa, küçük hayatlar büyümeden kayboluyor. İşte bu gerçeğin çarpıcı özetini paylaşacağım sizlerle…
Elime Ankara Onkoloji ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili mağdur yakınlarının resmi yerlere yazılmış belgeleri ulaşınca mağdurları aradım.
İdris Kurt isimli vatandaş Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektubu bana telefonda da aktararak, şunları söyledi, “Başbakan Erdoğan’a ithafen, ‘Annem Salihe Kurt’un rahatsızlığından dolayı kalçasına protez konulması gerekiyordu. Ankara Onkoloji ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetkilileri beni tedavi eden doktora duydukları “KİN”den dolayı anneme malzemelerini vermedikleri için ameliyatı da gerçekleşmedi.’ şeklinde bir mektup gönderdim.
Bunun üzerine Başbakan devreye girdi ve beni Sağlık Bakanlığı yetkilileri aradı. Halen bir sonuç alamadım, bekliyorum” dedi.
Aynı hastanenin mağduru olduğunu iddia eden, Mehmet Şahin’e de telefonla ulaştım. Şahin de, “Acilen ameliyat olması gereken yakınıma bizimle ilgili doktora hastane ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin gıcık kapmasından dolayı hastamız mağdur” dediler.
Mağdur yakınlarının beyanları ve elimdeki belgeler; Ankara Onkoloji ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kişisel saiklerle hareket edildiğini, Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve hastane yönetiminin hastaları mağdur ettiğine dair kuvvetli emareler gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Tosun ve hastane Başhekimi Mustafa Ertek’i Başbakan Erdoğan’ın vicdanına havale ediyorum.
İlk taşı masum olan atsın!
Öyle anlaşılıyor ki; Başbakan Erdoğan parti kadrolarının 10 yıllık yorgunluğu ve 3. dönem seçilememe nedeniyle oluşacak yönetici kadroyu tazeliyor. Bu perspektiften baktığımızda Erdoğan’ın Numan Kurtulmuş’a daveti siyaseten doğru bir tavırdır.
Tabii yükselen her değeri hırpalama geleneğimiz Numan Kurtulmuş örneğinde de değişmedi. Etik kelimesini lügatte dahi sevmeyenler, “Kurtulmuş ayıp etti, bitti.” diye kalem oynatıyor.
Gerekçe olarak, Kurtulmuş’un geçmişte Başbakan’a yönelik eleştirilerini karine gösteriyorlar. Evet, Kurtulmuş’un Erdoğan’a söylediği bazı sözler belli ki bir süre önüne konulacaktır ama Allah’tan biz gazetecilerin arşivlerini tarayacak bir siyasetçi çıkmıyor. Dün kara dediğine, bugün süt beyaz diyeninden, dün kahraman ilan ettiğine, bugün hain diyenine kadar gazetecilerin yüzlerce med-cezirine rastlamak için google yeter.
Bence Başbakan; Yüz kızartıcı suç işlememiş, zararlı odakların tesirinde kalmamış, geçmişte şu ya da bu nedenle partiden uzaklaştırılmış siyasetçilere de af çıkartarak partisine yeni bir sinerji sağlayabilir.
Sözün özü; Başbakan, Numan Kurtulmuş’a teklif götürerek son dönemlerdeki en doğru kararını verdi. Kurtulmuş’un geçmişteki sözlerine sahip çıkması cesur bir yaklaşımdı. Bir siyasetçi, özünü bozmadığı sürece nerede ve hangi pozisyonda olduğunun bir kıymeti yok. Tabela hiçbir şey, öz her şeydir.
Bunu POLİS’e yapmayın!
Bölücü terör örgütü PKK’nın sık sık roketli ve uzun namlulu silahlı saldırılarına hedef olan Hakkari Emniyet Müdürlüğü’nün daha “korunaklı” bir hizmet binasına taşınması projesi “ödenek” engeline takıldı. Hakkari’deki tesislerini boşaltan Telekom içinde müştemilatı bulunan arazisinin bedelsiz olarak devredemeyeceğini, “Bedelini ödeyin size satalım” gerekçesiyle 30 dönümlük araziyi ilanla 13 milyona satışa çıkarttı.
Emniyet, 13 milyon liralık arsayı satın alabilmek için Maliye Bakanlığı’ndan ödenek istedi. Maliye Bakanlığı ise, “Ödenek karşılığı sizde bize sahil beldelerinden bir arsanızı (kampınızı) devredin” dedi. Maliye’nin Polis Akademisi’ne ait Didim Altınkum’daki kampı istediği söyleniyor.
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...