Habur skandalı ve Açılım Süreci’nde şehit sayısının patlaması nedeniyle Başbakan Erdoğan’ın terörle mücadelede güvenlik güçlerinin de etkin biçimde önünü açması sonrasında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay uzunca bir süre gündemden düştü.
Son olarak Güvenlik Müsteşarı’nın kendisine rest çekmesi ve istifa etmesiyle konuşulan Atalay, yeni bir sıkıntıyla karşı karşıya… Erdoğan’ın Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı Anadil öğretimi ve PKK’nın silah bırakması konularında Beşir Atalay kritik bir hamle yaptı.
Erdoğan’ın konuyu açıklayacağı grup toplantısından önce Beşir Atalay alelacele CNNTürk’e çıkarak konuyu patlattı. Hürriyet dahil birkaç gazeteye konular manşet olunca, haliyle gazı da kaçmış oldu. Erdoğan’ın grup toplantısında açıklamasının etkisinde bu nedenle nispi bir azalma yaşanacak. Ancak Atalay cephesinden bakınca puanları kendisine yazdırmış gibi gözüküyor. Usta bir hamleyle Erdoğan’dan rol kapan Atalay, hala Hükümet Politikalarına yön veren bir isim olduğunu ispat çabasında önemli bir PR zaferi elde etmiş oldu.
Manşetlerden bir gün sonra Kanal 24 televizyonuna çıkan Atalay, burada söylediklerini revize ederek Erdoğan’a alan açtı. Atalay için tam anlamıyla kazan kazan durumu söz konusu. Ancak Erdoğan’ın yakın çevresi, bu durumdan “Başkan”ın rahatsız olduğunu ifade etmekten çekinmiyor.
Başbakanlık uçağında alternatif tıp uzmanı!
Tıp doktorları ihtiyatlı yaklaşsa da alternatif tıp yaşamımızın her alanını kuşatıyor.
Bu öyle bir kuşatma ki, alternatif tıp sessiz sedasız Başbakanlık uçağında bile kendisine yer bulabiliyor. Başbakanlık çevrelerinden aldığım bilgilere göre Başbakan Erdoğan’ın son birkaç gezisinde Başbakanlık uçağında alternatif tıp uzmanı bir bayan da Başbakan Tayyip Erdoğan’a refakat ediyor.
Son zamanlarda Başbakan’ın yanından hiç ayrılmayan Türk Cumhuriyetlerinden birisine mensup alternatif tıp uzmanı bayanı görenler, ilk anda, Başbakan Erdoğan’ın sağlığı konusunda endişelendiler ama alternatif tıp uzmanı bayanın Erdoğan’ın yanından ayrılmamasını isteyen Emine Erdoğan’dı.
Emine hanımın yalnızca Başbakan’ı değil tüm ailesini alternatif tıp uzmanı bayana emanet ettiğini de son not olarak ekleyelim.
Darwinizm =Deccal
Sanırım Darwinist akım Türkiye’de yeniden filizlenme çabasında. Darwin teorisi ile ilgili bana mail gönderen genetik dalında uzman M. Öncügil başta olmak üzere; M.M. ve Y.O isimli okurlarımın ısrarları karşısında, kendilerine, “Darwin teorisi ateizm üreten kurmay sisteminin başkomutanıdır, ana damarıdır. İnsanlara hayvandan geldikleri yalanına inandırarak, bencil bir ayakta kalma savaşına yönlendirmek, güçlü olanın güçsüzü yemesi gerektiğini empoze eden illüzyondur.
Bu yönüyle de Deccalizmin emrinde olduğu gibi ispat edilmiş tek bir ara fosil dahi yoktur. Yani Darwin teorisi her yönüyle bilimsel izahtan tamamen yoksun bir safsatadır.” diye yazmıştım.
Cevap olarak neredeyse 20 tane mail göndermişler. Nazik yanıtlarıma rağmen bazı mailler de akıllarınca bana hakaret etmeye çalıştılar.
Benim bu arkadaşlara göndereceğim son yanıtım oldukça kısa olacak;
Darwin teorisi dikiş yerlerinden patlamış, geriye perişan ve bozuk bir yığın düşünce leşi bırakmıştır. Newton, Kepler, Leonardo da Vinci, Einstein gibi bilim tarihine yön veren ünlü bilim adamlarına baktığımız zaman onların ifadelerinde, “Allah’a tercümanlık yapıyoruz” felsefesini bulabilirsiniz. Müspet bilim, toplu iğnenin ustasız olamayacağına ikna olmazken, muazzam kâinatın ustasız var olduğunu iddia etmek bilim olabilir mi? Kanıtsız, olasılık üzerine kurulmuş bir hipotez, bilim olabilir mi? Bilim adamları Einstein, Newton gibi Allah’a tercümanlık yapmak yerine kendi nefislerine tercümanlık yaptıkları zaman gül bahçesi olan ilimi, leş bahçesine çevirirler.
Bu satırların yazarı leş kokusundan hiç haz etmez!
Birisi bana, “Ben maymunum. Gel, illaki sen de maymun ol.” diye diretirse, benim de ona, “Maymun da yaratılmış bir mahlûkattır, saygım var ısrar da etmiyorum ama insan olsan da öyle konuşsak!” deme hakkım doğmaz mı Allah aşkına?
Revizyon
Eylül-Ekim’e doğru Kabine’de değişiklik olacağı söylentilerini duymuşsunuzdur. Bana gelen bilgilere göre Kabine’deki revizyon daha kısa zamanda, 1-2 ay içinde gerçekleşecek. İsimler konusunda polemiğe girmek istemem ama gider denilen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin kalır, kalır denilen Kültür Bakanı Ertuğrul Günay giderse kimse şaşırmasın!
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…