Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yolunda kendisine ayrı partisine ayrı yol çizdi. İlker Başbuğ ve bazı Ergenekon sanıklarına açık desteğini, ilk turda yüzde 51’i bulma çabası olarak görmek gerekiyor. Erdoğan kendi çizgisini böylece yavaş yavaş merkeze çekmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemde yavaş ama istikrarlı biçimde Erdoğan’dan benzer merkez adımları görebiliriz. Partisi için ise Erdoğan tam tersi bir oyun kuruyor. Köşke çıksa bile kendisine sadık kalan parti isteyen Erdoğan, çözümü Milli Görüş çizgisine dönüşte bulmuş görünüyor. Kendisi merkeze kayarken partisine çıkardığı gömleği yeniden giydiriyor. Bu hem partinin bünyesindeki liberal isimlerin egemenliğine geçmemesi için bir supap hem de Abdullah Gül’lü dönemde Erdoğan’ın partiye hakimiyetini sürdürmeye devam edebilmesi için önlem. Ekrem Erdem’in bu iş için merkez olduğunu bilmek gerekiyor. Parti il kongrelerinde tamamen Milli Görüş çizgisinde isimlerin yükselişine sahne oldu. HAS Parti bütünleşmesiyle bu daha da pekişecek ve Milli Görüşçüler partiye tamamen egemen olacak.
Unutkanlık mı?
AKP İran konusunda geç de olsa bir uyanış sürecine giriyor gibi. Başbakan, Dışişleri Bakanı’nın ardından son olarak Bülent Arınç, İran konusunda sert açıklamalar yaptı. Milli Görüş çizgisi İran konusunda gerçekleri unutması ya da görmezden gelmesiyle bilinir. Binlerce insanın katledildiği tarihi Hama Katliamı’nda İran’ın sorumluluğunu görmezden gelip İran’la yıllar boyu sıkı fıkı ilişki geliştirmişti Refah Partisi. AKP döneminde de bu görmezden gelinmeye devam edildi. Suriye sorunu patlayıp da İran eski çizgisine sadık kalarak Hama benzeri katliamlara silah ve lojistik desteği verince bir uyanış başladı. Lakin tren kaçtı. Uluslararası alanda İran’a verilen destekle Türkiye çok şey kaybetti. Suriye konusunda İran’ın açık destek vereceği öngörülemedi. Sadece Hama katliamını hatırlamak İran’ın gerçek yüzünü görmeye yeterdi ama ilginç biçimde Milli Görüş çizgisi İran konusunda unutkan!
Arınç’tan bomba bilgi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen hafta Ankara Temsilcilerine iftar yemeği verdi. Yemekte, İran konusunda sert konuşurken uluslararası çapta olay olacak bir bilgi verdi. Arınç, İran’la MİT’in istihbarat paylaştığını söyledi. Bu cümleyi bazı temsilciler haberlerinde hiç kullanmazken, bazıları ise yazılarının içine gömdü. Temsilcilere “haberi görememişler” demek haksızlık olur. Görmemelerinin nasıl olabildiği ise son dönemin pek çok örneğiyle bilinen bir süreç. Arınç bu sözleri söyledikten sonra İran’ın PJAK’la mücadele ettiklerini zannettiklerini ama aslında İran’ın hiç mücadele etmediğinin ortaya çıktığını, bu sırada teröristlerin başka yerlere kaydırıldığını söyledi. Durumun vahametine bakın. Türkiye PKK-PJAK konusunda çok kritik istihbaratı İran’a veriyor ve İran bunu kullanarak işi pazarlığa çevirip kendi topraklarından militanları kaydırmayı başarıyor. Bizim PKK’yla yaptığımız pazarlıkların nasıl rezaletle sonuçlandığını düşününce, bizim istihbaratımızla İran’ın elde ettiği başarıya helal olsun diyesi geliyor insanın. Kaydırılan o teröristler şimdi başka noktalardan Türkiye’ye saldırıyor. Arınç’ın verdiği bu bomba bilginin ardında ne bombalar vardır ama Ankara temsilcileri bu kadar suskunsa gazetecilik açısından gerisini siz düşünün.
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var!
Türk basınının efsane ismi Rahmi Turan yakında yeni bir gazete ile sahalara tekrar geri dönecek. Arkadaşım Ersin Tokgöz Rahmi Turan’la çok kapsamlı bir röportaj yaptı. Röportajın tamamı Perşembe günü turktime.com’da yayınlanacak. Ancak o röportajdan ilginç bir detayı ben şimdiden sizinle paylaşmak istedim. Şimdiye kadar sayısız gazete çıkaran ve çoğunu tiraj şampiyonu yapan Rahmi Turan’a bu kez ciddi bir muhalefet var: Eşi Emel Turan hanım. Çalışkanlığı ile bilinen Rahmi Turan’ın gazete ile uğraşırken eve zaman ayıramadığını söyleyen Emel Hanım ancak son birkaç yıldır doya doya birlikte vakit geçirdiklerini söyleyip, yine eski tempoya dönünce Rahmi Turan’ı evde göremeyeceğinden endişe duyuyor. Bir eş için son derece makul ve anlaşılabilir bir talep. Ama gazeteci eşi olmanın, hele hele Rahmi Turan gibi bir ismin eşi olmanın bedeli de galiba bu.
Gözlemim şu ki; Emel hanım diğer zamanlarda olduğu gibi yeni gazetede de tüm muhalefet şerhine rağmen eşine destek verecek.
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…