Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Bir başarı öyküsü oluşturmak kadar, başarıya süreklilik kazandırmak da önemlidir.
Hatta daha kıymetlidir.
Çünkü tarih çoğunlukla finali yazar!
Kendisi dışında rakibi yok Erdoğan'ın!
Belki de bu yüzden yorgunluk ve hata sinyallerini daha fazla vermeye başladı.
Paradoks tam da burada.
Siyaseti bu kadar iyi bilen bir devlet başkanının bu kadar hatasına acaba kimler zemin hazırlıyor?
Karşıtlıktan oy çıkarma pratiği artık sosyolijik olarak da yorgun bir kavram.
Vaktiyle iyi oy topladığı bir gerçek ama ya şimdi?
ÇİLLER'İN ÖFKESİ SONUCU DEĞİŞTİRMEDI!
Tansu Çiller'in cafcaflı günleri.
Celâl Bayar Köşkü'nde "Barajı geçemeyeceksiniz!" deyince, bayanlara has savurmayla güzel saçlarını geriye atarak öfke ile "Sen hiçbir şey bilmiyorsun! Bizim ölümüz yeter! " diye patlamıştı bana.
Yanımda bir de önemli ve değer verdigim STK başkanı kaş göz işaretleri ile "Sus!" demişti bana ama frenim patlamıştı!
"Size oy verenlerin çoğu öldü. Diğerleri de kahvelerde bastonlarına dayanarak ölümü bekliyor. Barajı geçemeyeceksiniz!" diye diretmistim.
Konumuz Çiller değil, uzatmayayım.
Elinde her türlü verisi olan bir genel başkan..
Bir prof. yanılıyor..
Sıradan bir adam bilmiş,
DYP barajın altında kalmıştı!
REALİTE NE KADAR ÖNEMLİ?
Son yerel seçimlerdeki aday seçimlerinden teşkilata...
Hatta Bakanlar Kuruluna kadar...
Kuruluş öyküsünü yaşatmayan yığınla insanla doldu iktidar partisi..
Cumhurbaşkanı "inadına! " repliği ile herkese yeni bir manşet verince, siyasi tarihimizin inat ve realite arasında sıkıştığında neler yaşadığını düşündüm.
Siyaset, realite ile yapılabiliyor.
Karizma ve güç realiteye bir süre sonra yeniliyor!
Yeni bir öykünüz yoksa, hiç degilse mevcudu yıkmamak daha iyi bir tercih değil mi?
İnsanı solculuktan...
Muhafazakarlıktan...
Milliyetçilikten...
Sağcılıktan soğutacak ne varsa iktidar/muhalefet sanki bilerek siyasi ve vicdani suçları tereddütsüz bir şekilde işlemeye devam ediyor.
Böyle giderse...
Türk siyaseti ve tüm ideolojiler küllüyen son nefesini verirken Konfüçyüs''ün
"Bildiğini bilenin, arkasından gidiniz. Bildiğini bilmeyeni, uyandırınız. Bilmediğini bilene, öğretiniz. Bilmediğini bilmeyende kaçınınız." kelimesi ile final yapacak....
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 53439 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |