18 Mayıs Cuma günü Silivri 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ergenekon’dan tutuklu gazeteci Tuncay Özkan ve tanık gazeteci Nuray Başaran arasında basına yansımayan ilginç diyaloglar yaşandı.
Emine Erdoğan hakkında atılan manşetin tartışıldığı ve henüz tutanaklarının bile tamamlanmadığı ilginç diyaloglar şöyle gelişti;
Mahkeme Başkanı, tanık Nuray Başaran’a, “Tuncay Özkan gazeteye nasıl müdahale ediyordu?” diye sordu. Gazeteci Başaran, “Emine Erdoğan’la yaptığım röportajı Tuncay Özkan manşete çarpıtarak taşıdı.” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın, “Hangi manşet, olay nasıl oldu?” sorusunu Başaran şöyle yanıtladı;
“3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde Emine Erdoğan’la röportaj yaptım. Tuncay Özkan çalıştığım medya grubunun başkanı olduğu için manşetlere müdahale edebiliyordu. Emine Erdoğan’ın bana verdiği röportajda söylediği sözleri çarpıtarak, Emine Erdoğan’a ithafen, ‘Abim 16 yaşımda başını ört dediğinde intihar etmeyi düşündüm’ manşeti attı. Bu manşet doğru değildi.” şeklinde konuştu.
Başaran’ın bu sözleri üzerine gazeteci Tuncay Özkan, Sabah yazarı Sevilay Yükselir’in konuyla ilgili köşe yazısını mahkemeye göstererek, ‘Sevilay Yükselir köşe yazısında Emine Erdoğan’ın, Başaran’la "off the record" konuştuğunu yazmış. Emine Erdoğan’ın bu röportaja yönelik, ‘Nuray Başaran’a hakkımı helal etmiyorum.’ sözleri de köşe yazısında var. Dolayısıyla hayali şeylerin hesabını vermeme de gerek yok.” dedi.
Bunun üzerine Başaran, Emine Erdoğan’la yaptığı röportajın ses kayıtlarını Sevilay Yükselir’le mahkemelik olduğu makama sunduğunu söyleyerek, “O dönemde Gül Cumhurbaşkanı olacak, meydanların başbakanı da Erdoğan demiştim. Şimdi aktif gazetecilik yapsam, ‘Meydanların başkanı Erdoğan derim.’ şeklinde konuşunca, Tuncay Özkan ayağa kalkarak, “Başaran mahkemede propaganda yapıyor” itirazında bulundu.
Bu yargılama sonucuyla belki de basın ve yargı tarihinde ilk kez bir manşetin hangi niyetle atıldığı yargı kararıyla tespit edilecek.
Köstebek krizi
Ak Parti’de Uludere krizi giderek büyüyor. Erdoğan’ın Uludere Alt Komisyonu’nun kurulması nedeniyle parti yöneticilerine attığı fırçayı geçen hafta yazmıştım. Şimdiki gerilimin kaynağında ise Komisyon kaynaklı haberler var. Geçtiğimiz günlerde, Tuğgeneral Salim Cüneyt Kavuncu’nun TSK’dan ani emekliliğinin Uludere nedeniyle olduğu yönünde çıkan haber de büyük kriz çıkardı.
General Kavuncu’nun Uludere olayından önce emeklilik dilekçesi verdiğinin ortaya çıkması üzerine haberin kaynağı hakkında hummalı bir çalışma başladı. Bazı işaretlerin Komisyon Başkanı’nda toplanması üzerine gerilim iyice tırmandı. Parti yönetimi, Uludere Komisyonu’nun kurulması ve komisyondan sürekli doğru olmayan bilgiler sızması nedeniyle Hükümet ile TSK arasında gerilim oluşturulduğu ve bunun sağlıklı yürüyen ilişkileri bozacağını düşünüyor. Daha önce de Uludere hakkında, Savcılığın Kuvvet Komutanlarını hatta Genelkurmay Başkanı’nı ifadeye çağıracağı bilgisinin kaynağı olarak yine Komisyon Başkanı’nın ismi gündeme gelmiş, daha sonra da savcılık bu bilgilerin doğru olmadığını açıklamıştı.
Kritik karar!
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın MYK toplantısında “Bu üç ili istiyorum” dediği gazetelere yansıdı. O iller Diyarbakır, Van ve Mardin… Yerel seçimlerde belki de bu üç ildeki yarış İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerdeki yarışlar kadar çekişmeli geçecek. Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni Büyükşehir Belediyesi Kanun Tasarısı seçimler açısından oldukça kritik.
Yeni tasarıda Büyükşehirin sınırları bütün il düzeyine çıkartılıyor. Yani kırsaldaki vatandaşlar da Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oy kullanacak.
Ak Parti’nin yasayı yerel seçimden önce çıkartıp çıkartmayacağı oldukça kritik. BDP cephesi yasanın çıkmasını bekliyor. Kırsaldan gelen oylar katıldığında BDP, başkanlığı neredeyse garantiliyor. Ancak Hükümetin yasal düzenlemeyi Meclis’te yerel seçimlerden sonraya kadar geciktireceği konuşuluyor.
İşte bu!
Birkaç hafta ısrarla, “Dernek adıyla Ankara Mamak’ta kumar oynatılan yerler pislik saçıyor” diye yazmıştım. Ankara Valisi Alaattin Yüksel’in talimatıyla baskın yapan Ankara İl Jandarma Komutanlığı, kumar oynatılan bir çok yere baskın yaptı ve 100’den fazla kişi hakkında işlem yapıldı. Ankara Valisi Yüksel’e, fikri takibi ve ilgisi için tüm Ankaralılar adına teşekkür ederim.
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…