Ergenokon iddianmesinde benim ismimin de geçtiği satırlar var… Ve bu satırlardan öğreniyorum ki, emekli bir yarbay beni şu anda tutuklu bulunan Ergenokon sanıklarına açıkça hedef göstermiş.
Hem de şu satırlarla; Talat hakkında gerekeni yapın. Orhan ile temasa geçin ve bir terbiyesize haddini bildirin… Yarına kalmasın şimdiden harekete ve eyleme geçin…
Filmi geriye saralım ve olayın nasıl cereyan ettiğini açıklayalım;
Emekli Yarbay ve eski Milletvekili Tevfik Diker Büyük Türkiye Lobisi isminde bir oluşum kurdu…
Bir süre sonra da bu oluşum adına siyaset ve medya ödülleri verileceği açıklandı.
Ben ve sevgili dostum Ersin Tokgöz Turktime’da manşetten “Büyük Türkiye Lobisinin bu ödüllerini reddediyoruz” açıklaması yaptık…
Yani bize verilen, “Yılın gazetecileri” ünvanını kabul etmedik…
Buna çok sinirlenen Tevfik Diker, bir çok yere mail atarak benimle ilgili karalama kampanyasında bulundu…
Bunun üzerine ben de Turktime’da Tevfik Diker’i sert bir dille eleştiren bir yazı kaleme aldım…
Diker’in benimle ilgili geçtiği maillerin kopyasını mahkemeye vermek üzere aldım ama araya giren bazı arkadaşlarımın “Bir acı kahvenin 40 yıllık hatırı vardır” sözleri üzerine mahkemeye vermekten vazgeçtim…
Kısa bir süre sonra isminin Orhan Tunç olduğunu söyleyen (şu anda Ergenokon sanığı olarak tutuklu) bir şahıs beni arayarak, “Büyük Türkiye Lobisi isimli oluşuma Tevfik Diker’in yerine genel başkan olduğunu, bana karşı Tevfik Diker’in yürüttüğü kampanyaya üzüldüğünü ve verilen ödülleri neden reddettiğimizi” sordu…
Bende,”Kime ne için verildiği belli olmayan, 150 kişiye verilen bir ödülü kabul etmeyeceğimizi” ifade ettim…
Orhan Tunç olduğunu ifade eden şahıs da nazik bir dille ”Şimdi siteye Tevfik Diker’in size karşı başlattığı kampanya nedeniyle bir özür açıklaması koyulması talimatını verdim” dedi.
Ben de;” Gerek yoktu ama teşekkür ederim” dedim.
Orhan Tunç daha sonra beni bir kez daha arayarak,” Yeni bir siyasi oluşum yaptıklarını, İstanbul’da yemek vereceklerini, gazeteci olarak yemeğe gelip, gelemeyeceğimi” sordu…
Bende, “Gelemem size başarılar diliyorum. Nasıl bir oluşum yapacaksınız?” diye sordum..
“Merkez sağ bir oluşum” dedi…
“Siz gelemezseniz, bu oluşumu takip edecek gazeteci tanıdıklarınıza söyleyebilir misiniz.? Behiç Kılıç için iyi bir gazeteci diyorlar, onu tanır mısınız?” dedi…
Ben de; “Evet, benim eski yayın yönetmenim. Sağlam adamdır” dedim…
Orhan Tunç bir kez daha daha beni arayarak, "Yemeğe gelip gelemeyeceğimi, gelemezseniz dahi tanıdık gazetecilere haber verebilir misiniz?" dedi...
Tevfik Diker'in bana karşı yaptığı maille yıpratma kampanyasında bu kişi beni hiç tanımadığı halde benim yanımda yer aldığı için kendisine karşı kendimi borçlu hissettiğim ve "İstanbul'da olduğu için zor, ama yine de bir bakayım" dedim...
Ergenokon operasyonunda gözaltına alınanlar içinde Orhan Tunç ismine aşinalığım bu kadar…
Toplam beni üç kere Tevfik Diker’le olan kavgamızdan dolayı aradı.. Kendisiyle tesadüfen dahi bir yerde karşılaşmadık…
Ve bugün Ergenokon iddianamesinden anlıyorum ki, o dönem içinde yaptığım bir tartışmada Ahmet ve Orhan isimli şahıslara karşı açıkça hedef gösterilmişim…
Ve hala Ergenokon'un hedefi miyim, bilmiyorum?
İDDİANAMENİN 1204 NOLU SAYFASI
Tevfik: Orhan abine söyledim. Talat hakkında gerekeni yapın. Ahmet: Tamam not ettim, yarın görüşeceğiz Orhan abi ile…Tevfik: Orhan ile temasa geçin ve bir terbiyesize haddini bildirin.. Tevfik: Yarına kalmasın şimdiden harekete ve eyleme geçin…”Ben gördüm kardeş” le biten e-mail ile ilgili Tevfik DİKER’in Ahmet ORAK’a gönderdiğini, E-mailde geçen konunun Güneş gazetesi yazarı Talat Atilla ile ilgili Tevfik DİKER’in atıştığını, Talat Atilla’nın sitesine bol miktarda Tevfik Diker’i destekleyici e-mail gönderin anlamında olduğunu…
NOT: Sayın Savcı anlaşılan iddianame iyice genişlemesin diye bana yönelik bu sözleri genişletmeyip, mail olayı ile yıpratılma konusu olarak yorumlamış... 'Gerekeni yapın, harekete geçin, Talat'ın haddini bildirin' sözlerini önemsiyorum...