Ankara'nın tanınmış gazetecilerinden SKY TURK Ankara Temsilcisi Sedat Yazıcıoğlu Gaziosmanpaşa'da manzaralı bir ev satın alır.
Mutlu başlayan ev satın alma hikâyesi bir süre sonra kâbusa döner.
Kâbusun adı; CHP Genel Başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'dur.
Sabah 6'da koşu bandında spor yapan Tanrıkulu'nun gök gürültüsünü andıran sesleri yüzünden Yazıcıoğlu ailesinin gözüne uyku girmez.
Soluğu Tanrıkulu'nun yanında alan Yazıcıoğlu, "Sezgin Bey gürültünüz yüzünden tadımız tuzumuz kalmadı. Sporunuzu lütfen sabah 9'dan sonra yapın" ricasında bulunur.
Tanrıkulu'nun yanıtı oldukça rahattır;
"Sporda mı yapmayalım!"
Bir iki günlük sessizliğin ardından CHP'li Tanrıkulu gürültü mesailerine kaldığı yerden devam edince, Sedat Yazıcıoğlu yeniden Tanrıkulu ile konuşmayı dener.
Bu seferki yanıt, tam fıkralıktır!
"Gürültüyü yan komşu yapıyor!"
Sinirlenen Yazıcıoğlu, "Sizi Kemal Kılıçdaroğlu'na şikayet edeceğim" diyerek Tanrıkulu'nun yanından ayrılır.
Sabah 6'daki sporuna ara veren Tanrıkulu bu sefer de gecenin 2'sinde koşu bandına çıkmaya başlar.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, Tanrıkulu'nun telefon konuşmaları, Yazıcıoğlu'nun evinden duyulacak kadar yüksek tonda yapılır.
Bardağı taşıran son damla;
Tanrıkulu’nun evinden sık sık topuklu ayakkabı seslerinin gelmesi olur.
Ortamın iyice gerildiğini gören Yazıcıoğlu için iki seçenek vardır.
Ya mevcut durumun daha da gerilmesine göz yummak, ya da evini satmak!
Yazıcoğlu zor seçeneği işaretler ve evini satar.
SKY TURK Ankara Temsilcisinin evini sattığı kişinin durumunu bilmiyoruz ama tahmin edebiliyoruz!
Allah yardımcısı olsun!
Milyonluk skandal büyüyor!
Birkaç gündür Ankara’da yaşanan milyonluk bağış skandalını kaleme alıyorum.
Hatırlayalım;
İş yapmayan 14 minibüs sahibinin, işlek hatlara sahip olmak için, her biri ayrı ayrı, bir futbol kulübüne 120 şer bin TL bağış yaptığını yazdım.
Minibüsçüler Odası Başkanı Hacı Gani medeni cesaret göstererek aradı.
Gani, “Bu bağış normal değil. Ben hiç kimseye telkinde bulunmadım. Bu olaylara şahit olduğumda da, ‘Beni karıştırmayın’ diye uyarıda bulundum” şeklinde konuşarak yazdıklarımı doğruladı.
Her nedense bu skandal karşısında, olayların göbeğindeki ANKESOB Başkanı ve bağışların yapıldığı Ankara Gücü Kulübü’nün başkanı Mehmet Yiğiner saklanmayı tercih etti.
Sanırım, birkaç defa yazılır ve unutulur diye düşünüyor ama fena halde yanılıyor.
Yazdıklarıma fikri takip yapmak gibi kötü bir huyum var.
Başta minibüsçüler ve futbol kulüpleri olmak üzere Ankara esnafı, “para karşılığında bazı minibüsçülerin işlek hatlara taşınmasına” çok tepkili.
Beni arayan bazı futbol kulüp başkanları, “Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören bu haksız rekabete el koymalı” şeklinde görüş bildirdiler.
Bana göre; bu skandalın üstüne gidecek kişi dürüstlüğünden kimsenin şüphesi olmayan Ankara Valisi Alaattin Yüksel’dir.
Yargı da üzerine düşeni sanırım yapıyor.
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…