Yeryüzünde olan biten kötülükler ne kadar yüreklerimizi burksa da, Gazze'de yaşanan savaşın çocukları kadar olamaz..
Çünkü çocuklar saf, masum, zararsız...
Üzerlerine yağan bombaların tahribatını yara bere içinde anlamaya çalışırken, paranın saltanatından habersizler..
Gazze'de savaşın ortasında yaşam mücadelesi veren, kaderine terk edilmiş o çaresiz çocuklardan biri.
Henüz 9 yaşında bir erkek çocuğu.
Yüzü gözü kızarmış savaşın korkunç izleri üzerinde.
Mikrofon uzatan gazetecinin
-'Ne yapıyorsun?' sorusuna sesi titreyerek, bakın ne yanıt veriyor:
*Zeytin topluyorum.
-Ne kadar para kazanıyorsun?
*1 dolar.
-Parayla ne alıyorsun?
*Patates
Yerken izleyenlerin boğazlarında kalıyor.
Patatesler!
Bu insanlar nerede?
Vicdanlı, iyi yürekli insanlar.
Savaşın dünyanın en berbat, en tiksindirici şey olduğunu bilenler.
Ne-re-de?
Bu dünyada bu acımasızlığa karşı çıkacak bir yönetici de mi yok?
Dünya böyleyse,
"Batsın' diyecek...
Yok diyemiyorsanız şirazesi kaymış bu dünya ile birlikte batmaya mahkumsunuz.
İsrail'in ekonomik gücü var. Üretiyorlar satıyorlar. Filistinde böyle bir şey yok.
Bu nedenledir ki, sistem
karşı olanların sesini kesiyor.
Filistin bir şey satamadığına göre, almadığına göre, değeri de yok.
O zaman olmasa da olur.
Ama böyle düşünmeyenler de var.
Örnek mi?
Bizim ülkemiz, insanımız.
Topyekün Savaş istemeyen bir ülkeyiz.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yükselen sesindeki kararlılık ifadesinden de anlıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle diyor:
"Bölgemizi ve tüm dünyayı felakete sürükleyen Netanyahu denen bu barbara, bu hayduda, gözünü kan bürümüş bu muhterise artık dur denmelidir."
Koskoca dünyada başka yürekli yöneticiler yok mu?
Çocuklar için, kadınlar için, masum insanlar için Netanyahu denen hayduda ses yükseltecek.
Yoksa.
O zaman " batsın bu dünya" !!!