Devletin istihbarat örgütü MİT olay patlamadan aylar önce Rıza Zarrap ve bakanların ilişkisini Başbakan’a bildiriyor. Yani devlet durumu tespit ediyor.
O güne kadar seyirci kalan Başbakan olay patlayınca 4 bakanın istifasını istiyor ve bakanlar 1 hafta sonra istifa ediyor. Yani bir anlamda durum kabul ediliyor.
Ses kayıtları, tapeler ile konu polis tarafından tespit ediliyor. Yani durum resmen belgeli.
Rıza Zarraf’a ait paralar, bakanların çocuklarının ve üst düzey bürokratların evlerinde polisçe bulunuyor ve bu paraları önce inkar eden Zarraf daha sonra benim deyip alıyor. Yani para Zarraf’ın, ev bakanların, tam bir suçüstü durumu.
Devletin MASAK gibi kurumları bakanların servetlerinde gelirleriyle orantısız artışlar olduğunu tespit ediyor. Yani durum bilirkişilerce de belgeleniyor.
Peki, tüm bunlara rağmen komisyondaki milletvekilleri bu gerçekleri nasıl görmediler ve bakanları aklayabildiler?
Hangi ruh hali, hangi korku, hangi baskı vicdan sesini bastırıp yok edebildi?
Sizce bakanların yaptığı mı daha ahlaksız bir iştir yoksa komisyon üyesi milletvekillerinin mi?
Sizce tüm bunlara tepki göstermeyen meslek kuruluşları, STKlar, üniversiteler sanatçılar, kanaat önderleri ve toplum mu daha suçludur yoksa bakanlar mı?
Yolsuzluk kavramını yeniden tanımlayarak hırsızlıktan farkını gündeme getirerek konuyu yumuşatmaya çalışan bir ilahiyatçı mı daha toplum zararlısıdır yoksa bakanlar mı?
Nedir bu, rüyada mıyız?
Bu kadar şeref, haysiyet ve ahlak yoksunluğu olur mu?
Biz bu muyuz?
Çalıyorlar ama Müslümanlar, yönetemiyorlar ama Müslümanlar, aklıyorlar ama Müslümanlar… İslama bu kadar zararı İŞİD bile veremez, nedir bu? İslamiyet hırsızların sığınağı mı oldu?
Hukuka, devlete, topluma bu kadar zararı kimse veremez, düşmanımız dahi…
Üffff, gerçekten bunaldım. Gerçekten…
Bari şu fıkrayı yazayım, belki rahatlarız…
Adamın biri ölmüş, oğlu cenaze kalktıktan sonra Hoca'ya gitmiş ve sormuş "Babam cuma günü öldü. Öbür tarafta sıkıntısı olur mu, Hocam?" diye sormuş.
Hoca, "Namaz kılar mıydı?"
Oğlu "Hayır ama cuma günü öldü" demiş.
Hoca "İçkisi kumarı var mıydı?" demiş.
Oğlu "Vardı ama cuma günü öldü"
“Zekat, fitre verir miydi?”
“Hayır ama Cuma günü öldü?”
"Hiç hırsızlık yaptı mı?"
Oğlu "Yaptı ama cuma günü öldü" deyince, Hoca sinirlenmiş, "Vallahi” demiş
“Cuma günü ellemezler ama cumartesi anasını bellerler!"
Tamam bunlar da “Çalıyor ama Müslümanlar” anladık ta, cumartesi ne olacak, düşünüyorlar mı?