Kurtulmuş’un istifa nedeni ortaya çıktı!
Sağlam gerekçeleri olsa da ayrılıklara/ayrışmalara itirazım var. Sanırım bu refleksimin de tetiklemesiyle, Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'a, Saadet Partisi'nden ayrılma sürecinde, “Neden ayrışıyorsunuz.” mealinde ağır yazılar yazmıştım.
Zaman su gibi akıp geçerken nehrin altında kalan çer-çöpü de sahile taşıdı.
Erbakan'ın çocukları birbirlerini zimmetlerine para geçirmekle suçladılar.
Yalıların, köşklerin, kaynağı meçhul fabrikaların gölgesinde yapılan tartışmalar bir çok kişi gibi benim de midemi bulandırdı.
O dönem içinde her ne kadar görünür gerçekliğe göre yorum yapmış olsam da, bugün ortaya çıkan tablodan görüyorum ki; Numan Kurtulmuş'a haksızlık etmişim.
Vicdan hesaplaşmaları sonucunda içimdeki ses bana, "Enaniyet yapma. Numan Kurtulmuş'u ara ve kendisinden açıkça özür dile." dedi.
Aklıma direnirim ama içimdeki sese asla...
Cep telefonundan Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u aradım;
- Numan Bey içim rahat değil. Sizden helallik istiyorum.
- Hayırdır, Talat Bey.
- Saadet Partisi'nden ayrılma sürecinde sizi, "Saadet'i bölmekle" itham ederek ağır şekilde eleştirmiştim ama bugün gördüğümüz fotoğrafla ortaya çıkıyor ki, siz haklısınız. O zaman dilimi içinde size yaptığım eleştirilerden dolayı özür dilerim. Hakkınızı helal edin lütfen.
- Estağfurullah. Ben istifa ederken, arkadaşlarıma, "Partiden ayrılırken yanınıza tek bir kalem dahi almayın" demiştim. Hatırladınız mı?
- Evet, iyi hatırlıyorum.
- Ben bu açıklamayı yaparken özellikle bu günleri öngörerek söylemiştim.
- Bugün ortaya çıkan zimmet olaylarını istifanızdan önce duyup, rahatsız olmanız istifanızın temel nedenlerinden birisi o zaman.
- Evet ama buna öngörü diyelim isterseniz Talat Bey.
- Anlıyorum. Siz öngörü diyerek yine de Saadet Partisi tabanını incitmek istemiyorsunuz sanırım. İyi günler.
-İyi günler.
Suç duyurusu gibi!
A.Ü. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ziyaretime geldi. Branşında Türkiye’nin en yetkin hocalarından birisini bulmuşken, sağlık gündeminin en çetrefilli sorusunu sormamak olmazdı;
- Hocam bilimsel verilere bakarsak, Türkiye’de yeterli bal yok. TV reklamlarına bakarsak, Dünya’nın en büyük bal üreticisiyiz. Bu nasıl bir paradoks böyle?
- Haklısınız. Geçtiğimiz yıl yağış nedeniyle çok az bal elde edebildik.
- Peki, üretimde bu kadar sıkıntı varken, bu bal bolluğu nasıl oluyor?
- Ekranlardaki bal bolluğu, hiç hayvanı olmayan mandıraların kaçar peyniri ürettikleri dönemi hatırlatıyor…
Bu sözleri söyleyen herhangi birisi değil. AÜ Ziraat Fakültesinin Dekanı ve profesör.
Açıkça diyor ki; Bu ballar gerçek değil! Başta Başbakan Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ olmak üzere ilgili savcıların dikkatine sunuyorum!
Gergin AKP MYK’nın perde arkası
AKP geçen hafta son yılların en gergin MYK toplantılarından birisini gerçekleştirdi. Gazetecilerin perde arkasına ilişkin haber yazamamalarının sebebi de işte bu gerginlik.
Dışarıya sızma olmaması için uğraşılsa da ele alınan konu bilinince muhabirlerin fikri takibinin sonuç vermemesi imkânsız gibiydi. Toplantıda yakın dönemin kritik iki konusu MİT Krizi ve Yeni Eğitim Sistemi konusunda yapılan anketler ele alındı.
Anketin sonuçları sarsıcı çıkınca, sızmayı engellemek için ekstra önlemler alındı. Ankette yeni eğitim sistemine destek yüzde 50 çıktı.
Yeni sistemin yeterince tartışılmadığını düşünenlerin oranı yüzde 50’nin üstünde. Milli Güvenlik Dersleri’nin kaldırılması konusunda, yüzde elliyi aşan oranda bu derslerin toptan kaldırılmasına karşı çıkıldı.
Asıl şaşırtıcı unsur ise MİT kriziyle ilgili sonuçlarda… AKP’nin anketine göre; vatandaşların yüzde 60’a yakın bir oranı MİT mensuplarıyla ilgili yapılan yasal düzenlemeyi “Yargıya müdahale” olarak görürken, yüzde 55’lik bir oran ise bu düzenlemenin Ergenekon Davası’na zarar vereceği görüşünde.
Anketlerdeki bu sonuçların parti yönetimini hoşnut etmemesi üzerine gündemin değiştirilmesi yönünde değerlendirmeler yapıldı. Başbakan’ın uçakta yayın yönetmenlerine, Üniversite Giriş Sınavının kaldırılacağı açıklaması, bu günlerde sık sık bu tarzda gündemi değiştirecek açıklamalar geleceğinin işaretleri olabilir.
Aslında AKP’nin zirvesini sarsan ve MYK’da uzun uzun konuşulan bu anket oldukça önemli bir haberdi. Bu haberin yazılmadığını söyleyip AKP muhabirlerini oto sansürle itham etmem haksızlık olur. Haberin farklı gazetelerde hatta hükümete yakın büyük gazetelerde bile yazıldığını biliyorum. Ve hatta daha ilginci var. Milliyet ve Vatan gazetelerinin internet siteleri bu haberin kısa halini girdiler ama ertesi gün bu gazetelere bakanlar tek satır bile göremediler.
Böylesine ilgi çekici ve haber değeri taşıyan bir konunun nasıl buhar olduğu konusunu hayal gücünüze emanet ediyorum!
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…