Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 14 Nisan 2014 tarihinde, Sabah Gazetesi’nden Şaban Arslan’a verdiği röportajda, “17 Aralık’tan sonra Başbakan Erdoğan’ı yalnız bıraktık. Ben de geriden geldiğim için Başbakan Erdoğan’dan özür diliyorum.” dedi.
Gökçek’in, “Cemaatin elinde beni sıkıntıya sokacak kaset olduğuna yüzde yüz inanıyorum.” sözlerini de çarpıcı ve cesur buldum.
17 Aralık sürecinde, isim vermeden bir büyükşehir belediye başkanının tehdit edildiğini yazmıştım.
O belediye başkanı Melih Gökçek’ti.
Gökçek’in 30 Mart ile ilgili yaşadığı sıra dışı bazı bilgileri ilk kez paylaşacağım.
Melih Beye ilk saldırı, aday adaylığı döneminde başladı.
Ak Partili bir Ankara Milletvekili ve Ankara İl Başkanlığının bazı yöneticileri, Gökçek’in, eğilim yoklamasından mağlup çıkması için genel merkezin birkaç yöneticisi ile birlikte, aleyhte gizli bir kampanya yürüttüler.
Bu kampanyada kısmen başarılı olsalar da, Gökçek temayül yoklamasından birinci çıktı.
Gökçek, ikinci darbeyi, en yakın bürokratlarından aldı.
Üst düzey bürokratların bir bölümü, kızağa aldığı bürokratların çoğu ve cemaate mensup bürokratların tamamı başka bir partiye çalıştılar.
Gökçek’e yapılan ihanet o kadar ileri gitti ki;
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin en kritik, Gökçek’e yıllarca en yakın bürokrat olarak çalışan bir daire başkanı, kurduğu bir sahte twitter hesabı ile Gökçek’e ağır saldırılarda bulundu.
Aynı bürokrat, Osman Gökçek’in odasının fotoğrafını çekerek, “Her şeyinizi biliyorum!” mesajıyla, Gökçek’e, “Çekil!” mesajı vermeye çalıştı.
Gökçek’i tedirgin etmek için elde avuçta ne varsa, sosyal medyaya servis edildi.
Tehdit o kadar çığırından çıktı ki;
Gökçek’in kapısını çalan cemaatin içine sızmış bazı unsurlar, “Ak Parti’den istifa ederek, bağımsız aday olun. Yoksa, tutuklanmanızı engelleyemeyiz.” tehdidinde bile bulundular.
Tüm bunların üzerine Melih Gökçek, ölümle de tehdit edildi ama bu olumsuz baskılara rağmen inanılmaz bir direniş gösterdi.
Mansur Yavaş’ın özgül ağırlığı, cemaatin CHP’ye açık desteği, bürokratların ihaneti, tutuklanma tehdidi derken, Gökçek; hayatı boyunca unutamayacağı bir seçim dönemi yaşadı.
Seçim tam anlamıyla gitti-geldi.
Anket firmaları bile, “Ankara’da kim kazanacak?” sorusunu yanıtsız bıraktılar.
Hakkını yemeyelim!
Bir gazeteci, 48 saat önce Gökçek’e, “Seçimi 1 puan farkla kazanacaksınız.” diye mesaj attı.
Ankara, 1 puanla Gökçek’in oldu!
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…