Bu hafta TBMM’ninde açılmasının katkısı ile de gündem oldukça yoğunlaştı. Gündem diyince hemen medyanın ve Başbakan’ın gündemini anlamayın; O zaman Alex, 18 yaştaki çocuğun milletvekili olması ve Diyarbakır Emniyet Müdürünün açıklamalarına takılırız. Gerçek gündem bir az daha farklı; Zamlar, son açıklanan OVP ve seçim kazanmak için değiştirilmek istenen idari yapı…
***
Hükümetin açıkladığı 2013-2015 dönemi Orta Vadeli Program (OVP) hükümetin ekonomide de sınıfta kaldığını kendi eliyle tescili oldu.
AKP iktidarının açıkladığı 3 yıllık OVP’da maalesef negatif olmayan, olumlu olan hiçbir ekonomik büyüklük yok. Ancak, bunun anlamı hükümetin ekonomik politika yanlışlıklarının halka çıkacak olması. Bu OVP tahminlerinin gerçekleşmesi ile AKP dönemi ortalama ekonomik büyümesi başlangıçtan bugüne Türkiye ekonomisi ortalama büyümesinin de altına düşmüş olacak.
Türkiye’nin birkaç yıl yüksek büyüme gösterip sonra ortalamanın altına düşmesi, krize girdiğinin göstergesidir ve kronik hastalığıdır. Maalesef bunu hala tedavi edemedik.
Yıllardır yapısal/temel reformların gerçekleştirilmemiş olmasının sonucu bu olumsuz tablo ortaya çıktı. Kimse küresel gelişmeleri bahane etmesin. Üretmeyen, borçlanan, temel sorunlarını çözemeyen bir ekonomi anlayışının böyle bir sonucu doğurmuş olması normaldir.
Türkiye ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Krizin çok şiddetli bir görüntü vermemesinin sebebi tüm dünyaya küresel piyasalara paralel olarak yaşanan döviz bolluğu. Bolluğa rağmen döviz için en fazla reel faiz ödeyen ülkelerin başında geliyoruz. OVP krizin tescili oldu.
Zamları henüz hissetmediyseniz mutlu azınlıktansınızdır demektir. Tebrik ederim…
***
Allah aşkına bu 18 yaşında seçilme işi nereden çıktı bu karmaşada? Kendinizi 18 yaşında milletvekili olarak tahayyül edin; Doğru mu, memlekete hayrınız olur mu?
Diyebilir siniz ki sanki 40-50-60 yaşındakilerin hayrı dokunuyor mu? O başka… İzanımızı da kaybetmeyelim, hiç olmazsa.
***
Geçen hafta TBMM açılmadan 13 ilde daha büyükşehir belediyesi kurulması hakkında bir kanun tasarısı geleceğini ve bununla ne amaçlandığını anlatmıştım. Siz de yorumlamıştınız. Kanun tasarısı bu hafta Meclis’e geldi. Tahminimden daha fazla seçim kazanma amacı güdüyor. İnsaf bile kurumuş, memlekete yazık…
***
Tayyip Bey, Hüseyin Aygün kaçırıldığında kıyameti koparmıştı. “Arkadaşlar bana iyi davrandı” diyen Aygün’e başta “Onlar çiçek çocukları mı?” lafı olmak üzere demedik bırakmadı. Hatta kaçırılmasının düzmece olduğunu dahi söyledi. Şimdi kendi tayin ettiği ve işi güvenlik sağlamak olan müdürü “Teröriste ağlamayan insan değildir” diyince göstermelik bir tepki gösterdi. Tepkiyi de yardımcıları ve grup başkan vekilleri diğer türlü söylemlerle nötrleştirdi… Tam bir tiyatro. Ancak, “Show must go on…”
***
Temel, silah yapıp-satan İdris’e gitmiş. “Pana bir tabanca ver” demiş. İdris’te hava olsun diye, “Savunma içün mi?” diyince. “Yok” demiş, “Oni, sonra avikatim yapacak”
Bunu sadece sizi tebessüm ettirmek için yazmadım. Nedense bana Davutoğlu’nun dış politikasını hatırlattı da paylaşmak istedim.