E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Bülent Kuşoğlu

Günlük Tartışmalarımızı Küresel Pencereden Yorumlayabilir misiniz?
4 Kasım 2010 Perşembe

IMF’nin son Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na (World Ekonomic Outlook) göre, dünya GSYİH toplamı 2009 için 57.9 trilyon dolardı. 2010’da bu rakam 65 trilyon dolara yaklaşır, tahmin ediyorum. Bu rakamda bir gariplik yok fakat bu rakamın ülkelere dağılımında müthiş bir yamukluk var. ABD, AB ve Japonya toplam 750 milyonluk nüfusları ile 35.6 trilyon dolarlık GSYİH üreterek, dünya nüfusunun yaklaşık 1/9’u ile dünya ekonomisinin yarıdan çok fazlasına, 3/5’ine sahipler. (Rakamları hayalinizde canlandırın lütfen) Bu yamukluk ve adaletsizlik her ülkeyi ayrı ayrı etkiliyor, çok çeşitli sıkıntılara sebep oluyor. Petrol üreten, doğal kaynaklara sahip olan şanslı ülkeler dışarıda  bırakıldığında dünya nüfusunun çok büyük bir bölümünün günde üç-beş dolarla ve çok kötü koşullarda yaşadığını görüyoruz. ABD, AB gibi gelişmiş ülkeler, Çin, Hindistan gibi ülke vatandaşlarını çok düşük ücretlere çalıştırıyor, kendileri yüksek teknolojik ürünler üreterek bol bol tüketiyorlar. Ayrıca dünya rezerv parasına sahip olmaktan gelen avantajlarını da kullanarak refah içersinde yaşıyorlar. Bir de petrol üreten, doğal kaynaklara sahip olan ülkeler var. Türkiye gibi ülkeler ise doğal kaynağa ve yüksek teknolojiye sahip olmadan demokrasi ile kalkınmaya çalışıyor ve çok zorlanıyorlar. Kısaca Türkiye ekonomisi çok net bir şekilde uluslararası sistemden kaynaklanan bir açmaz ve çarpıklık içersinde…

Küreselleşme denen olgu, genellikle soyut bir kavram olarak algılanıyor. Halbuki somut yanı daha ağır basıyor. Örneğin, küresel güçler… Klasik sektörler silah, ilaç sanayileri vs. Bunlar dünyada savaşlar devam etsin isterler, yeni sektörler iletişim, elektronik vs. ise, sınırlar kalksın, tek devlet gibi yaşayalım isterler. İster finans kapital, ister klasik sermaye sonuç olarak küresel güçler müthiş bir mücadele içersindedirler, hem kendi aralarında çokça da gelişmekte olan ülkelerle.

Peki mücadelenin en yoğun yeri neresidir? Doğal olarak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye. Küresel güçlerin nasıl ve ne şekilde Türkiye üzerinden oyun oynadığı çok önemli bir sorundur. Hiç konuşmadığımız konu bu. Sanki emperyalizm diye bir şey yok, küreselleşme tümüyle olumlu bir konu imiş gibi…

Kimseyi, iktidarda dahil kastetmiyorum. Bu bizim iktidar-muhalefet hep birlikte sorunumuz. Tayyip Bey’in de vatansever olduğunu sanıyorum. Konu kimin vatansever, kimin vatan haini olduğu değil, kimin nasıl kullanıldığıdır. Unutmayalım, kullanılanların çoğu yurt severdir, ya dosyalarından, ya kasetlerinden ya da saflıklarından dolayı kullanılmaktadırlar. Bunu önemsememiz lazım.

Bakın bir şekilde, iletişim, sigortacılık, bankacılık, enerji, medya, kimya, liman işletmeciliği, AVM işletmeciliği, büyük mağazacılık gibi alanlarda ya tamamen yada kısmen dışa bağımlı hale gelmişiz. Tarımımız ise kısmi alarmlara başladı. Pamuk, et, buğdayda dahi dış alımlar var.

Gidişin nereye doğru olduğunu düşünmemiz lazım. Hem ekonomik yönden, hem kültürel ve siyasi açılardan.

Konunun çeşitli başka yansımaları da var;

Bir Merkez Bankası araştırmasına göre birey olarak her geçen yıl daha fazla tüketiyor ve borçlanıyoruz. 2003’te harcanan her 100 TL’nin  7 TL’si borç iken bu rakam 2009’da 38 TL olmuş. Diğer taraftan biliyorsunuz devlet de sürekli borçlanıyor. 2002’de tüm ülke borcu 220 milyar dolar iken şimdi 500 milyar doları geçmişiz.

Sayı olarak yabancılar borsanın binde 1’ini dahi bulmazken hisse senetlerinin yüzde 75-85 oranındaki kısmı yabancılara ait.

Son yıllarda her yıl 15-16 milyar dolar yurt dışına transfer edilmeye başlanmış.

 Önümüzdeki 20-25 yılda  nüfusumuz yaşlanmaya başlayacak ve gençlik avantajımızı yitirecekmişiz.

Bunlara başka ilaveler yapıp uzatmaya gerek yok. Durum ortada. Potansiyeli olan bir ülkeyiz fakat, gidişatımız küresel dalgaları dikkate alır bir tarzda değil. Çok dikkatli olmalıyız. Ekonomik güvenlik kavramı burada devreye giriyor. Tabi, ekonomik güvenlikle birlikte siyasi konular, kültür emperyalizmi, dini yayılmacılık, siyasal ayrımcılık vs. ele alınması gereken başlıklar. Bu şu-bu parti sorunu da değil, düşünen, sorumluluk duyan hepimizin sorunu.

Sadece iktidarı veya bazı şahısları suçlayarak sorunu çözemeyiz. Her gün tartıştığımız konuları farklı bir yerden bakarak değerlendirmeliyiz.

Yorumlardan gözlemlediğim kadarıyla bu konu tam yorumcularımıza göre…

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 10859 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Günlük Tartışmalarımızı Küresel Pencereden Yorumlayabilir misiniz?
11/3/2010
Anlayamadım, Yardımcı Olur Musunuz?
11/1/2010
Anlayamadım, Yardımcı Olur musunuz?
11/1/2010
Yükselen Yorumcu Seviyesi, Yolsuzluklar ve Bir Fıkra
10/30/2010
Plansız Sohbet Yansımaları
10/27/2010
Sürprizli Genel Seçime Kafa Olarak Hazır mısınız?
10/25/2010
Okuyucu Yorumları
10/22/2010
Enayi Yerine Konduğunuzu Hissettiğiniz Oldu mu?
10/20/2010
Kamyoncu Şerif'in Oğlu ve HALK!
10/18/2010
Okuyucu Yorumları , Başbakan’ın Yanlışlığı, ABD’nin Talebi ve Bir Fıkra
10/15/2010
Ankara Başkent Kalabilecek mi?
10/13/2010
Edepsizleşiyoruz!
10/11/2010
Okuyucu Yorumları, İki Empati, Üç Ziyaret ve Bir Fıkra
10/8/2010
Yeni Dönemde Siyasete Hazır Mısınız?
10/6/2010
Ekonomi Sever misiniz?
10/4/2010
Okuyucu Yorumları, Hanifi Avcı, Anadil, Anayasa ve Bir Fıkra
10/1/2010
Makul, Masum ve Mağdur Çoğunluk!
9/29/2010
KLUGE
9/27/2010
Okuyucu Yorumları, Başkanlık Sistemi ve Bir Fıkra
9/24/2010
İşaretler Ne Yönde?
9/22/2010
DP ve AKP'nin Sosyal Yapıları ve Ahlak
9/20/2010
Okuyucu Yorumları, İşin Özü ve Bir Fıkra
9/17/2010
Garip Referandum Sonucu Nasıl Yorumlanmalı?
9/14/2010
Hayırlı Olsun
9/13/2010
U2, Okuyucu Yorumları, Rererandum ve Bayram
9/9/2010
Asabinin Referandumu Olmuş
9/6/2010
Referandumda Devlet?
9/3/2010
Hep Birlikte Gerçeği Arayalım!
9/2/2010
Geliyor!
8/29/2010
YORUMLAR
Toplam 31 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 5 Kasım 2010 Cuma 11:48

"Cuma 10:37 " Sevgili dostum,vala doğru dersin(!) "CHP yi bu halk 50-60 yıldır bir türlü anlamıyor(!),anlayamıyor(!).Tıpkı 500 Milyonu aşkın eski DOĞU BILOKU halkının SSCB yi seksen yıl boyunca anlayamadığı gibi(!).SSCB de Politbürodakiler Halkın dilinden konuşmuyorlardı,"halk onları anlamadı,ama Halk sonunda Politbüroyuda,destekçilerini de TARİHİN karanlık derinliklerine DEFNETTİ.CHP deki Politbüro mensuplarınıda, destekçilerini de,Türk halkı aynı şekilde,tarihin ÇÖPSEPETİNE gönderecektir.H.T.

Yorumu oyla      56      49  
Misafir 5 Kasım 2010 Cuma 10:51

01:24 Bir TÜrkü faciasini önlediniz,Türkülerde Kültürlerin bir parcasidir,kültürümüzüde benim yanlislikla yaptigim gibi, bilincli sekilde yillardir dejenere yapiyorlar.Bir millet yada Devlet düsman karsisinda yenilebilir,kisa bir zamanda kendini toparlayabilir,Kültürdeki bir yenilkinin toparlanma sansi yoktur.Capanoglu

Yorumu oyla      56      49  
Misafir 5 Kasım 2010 Cuma 10:37

Globallasan ve Küresellesen Dünya üzerine Köy kahvesinde yapilan derin sohbette, Köylü´nün bir tanesi baska birinin kulagina egilip bunlar ne diyor?global,Küresel ben bunlardan hic bir sey anlamiyorum,dogru dürüst Türkce konusunda bende muhabetinize katilayim.Burda anlatmak istedigim Chp´yi yillarca Halkin anlayamamasidir.Halk diyorlar,Millet diyorlar,bir tane elle tutulur icraatlari yok,icraatleri sadece özgürlükleri kisitlamak var olan haklari tirpanlamak,yanlisim varsa beni yerden yere vurun.

Yorumu oyla      55      49  
Misafir 5 Kasım 2010 Cuma 08:58

Bizim "Dandi Kemal",Gandi olma yerine, bu seferde GORBAÇOV olmaya karar verdi.CHP yi 1930 ların faşist ve Nazist zihniyetinden temizlemeye karar verdi.Bir DEMOKRASİ Savaşçısı olarak bende Gorbaçov Kemal beyin arkasındayım.Tek endişem,Gorbaçov olmayı isterken,SITALİN olmaya sapması olabilir mi?.Herşeye rağmen CHP nin faşist ve Özgürlükler düşmanı fosillerden temizlenmesi için,sağcı-solcu Tüm DEMOKRATLARI Kılıçtaroğlunun arkasında olmaya davet ediyorum.Ülkenin buna şiddetle ihtiyacı var.H.Tahsin.

Yorumu oyla      58      49  
Misafir 5 Kasım 2010 Cuma 08:51

Suudi uslu çocuk rolunde şimdilik.Kimsenin tavuğuna kış demiyor.Suudide de hele bir Saddam veya benzeri yapı ortaya çıksın, bak bakalım "Küresel güçler(!)" rahat duruyormu. H.Tahsin.

Yorumu oyla      56      49  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Gökhan Töre
yangın
Eczacıbaşı
Ferit Şahenk
poyraz karayel
kardemir karabükspor
Elif Erbakan
saldırı
ismail kartal