Dün...
Bugün...
Yarın...
Derken; bitiveriyor 'HAYAT'
Mevlana şöyle demiş:
“Hayat bir nefestir, aldığın kadar.
Hayat bir kafestir, kaldığın kadar.
Hayat bir hevestir, Daldığın kadar.”
Yaşamak, var olmak ve var olanı sevmektir. Uzunluğu değil, nasıl yaşandığı önemlidir...
Bize yaşamayı, “hayat” geçtikten sonra öğretiyorlar.
Hayat sadece kalbin içinden yaşar.
Hayatın yeşerdiği, ruhun yeşerdiği toprak kalbe aittir.
İyi yaşamak bil ki her gün, başlı başına bir hayattır.
Yaşam, bize çok şey öğretiyor. İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça, kendini tanıyabiliyor!
Samuel Johnson bir yazısında hayatı şöyle ifede ediyor:
Bir insanın nasıl öldüğü değil, nasıl yaşadığı önemlidir. Kimine göre pişmanlık , kimine göre yanlışlık. Sen ne dersen de , dünya öyle bir yer ki ; her güzelliğin sonu sadece yalnızlık.
HER GÜZEL HAYATIN SONU: YALNIZLIK
Cahit Sıtkı Tarancı “Otuz Beş Yaş” adlı enfes şiiri ile “HAYATI” o kadar güzel anlatmış ki, okurken gözleri yaşarıyor insanın:
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.