Baykal’ın iç dünyasını bilmeyenler için kısa süre önce Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen, “Kutlu Doğum Haftası”nda yaptığı konuşma şaşırtıcı geldi.
Baykal’ın Hz. Muhammed için söylediği güzel sözlerin samimiyetinden şüphe etmiyorum.
Bazı okurlarımızdan, “Baykal nasıl Hz. Muhammed’i över?” türünden ilginç mesajlar alınca bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
CHP’nin din ile arasındaki mesafe Baykal’la birlikte giderek azalıyor. Baykal, kendi özel yaşamı ve CHP’nin DNA’sı arasında bir uyum sağlamaya çalışıyor. Sanıldığı kadar kolay iş değil tabi…
CHP’nin katı devlet ve laikçilik anlayışını makul bir noktaya çekmek yalnız Baykal için değil, tüm CHP liderleri için risklidir.
Dincilik ve dindarlık ne kadar ayrı tanımlamalar gerektiriyorsa, laiklik ve laikçilik de o denli tartışmaya muhtaç içerikler taşıyor.
Baykal bu ayrımları iyi biliyor ama parti teşkilatının neredeyse yarısını emanet ettiği Önder Sav gibi siyasetçiler yüzünden hareket alanı sanıldığı kadar geniş değil.
İnsanların özel dünyası elbette mahremdir ama yazdığımızın daha iyi anlaşılması için Baykal’ın din ve vicdan hürriyetine bakışına birkaç satırla değinmemiz uygun olacak.
Baykal denk düştüğü zaman Cuma namazı kılan, ramazan ayında oruç tutan ve yine denk düştüğünde şarap içen bir lider.
Açıkça ilan edemese de, üniversitelerde başörtüsü yasağından hoşlanmıyor ama bunu muhafazakar partilerin kaşıdığına inandığı için bu düşüncesini ısrarla satır aralarında gizliyor.
CHP’ye göre dindar denilebilecek bir kıvamı var yani CHP Liderinin…
Baykal kendisinin açıkça yapamadığı ‘din açılımını’ partide güvendiği isimler eliyle yaptırıyor ve sonra da yarı kerhen onaylamış gibi bir tavırla demlenmeye bırakıyor.
Bu konudaki en radikal tavrı CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’e yaptırdığı çarşaf açılımı idi.
Hatırlayın;
CHP Milletvekillerinin bir çoğu bu açılıma açıkça tepki gösterdi, bir kısmı basına aksetmeyen ciddi kaynamalar oldu CHP içinde.
Buradaki paradoks CHP’nin delege ağırlığının partinin laikçilik olgusunun sarsılmaz savunucusu Önder Sav’ın elinde bulunması.
Baykal’ın din konusundaki her hareketi Önder Sav’ın radarında kayıt altına alınıyor.
Önder Sav’dan bu kadar söz edince, Sav’ın bu gücünün nereden geldiğini de kısaca izah etmeliyiz;
CHP’nin kurmay heyeti deyim yerindeyse fazla çalışkan olmayan bir gruptan oluşuyor. Halk deyimi ile tembeller.
Tembellikleri o kadar ileri boyutta ki, kendi illerindeki delegelerle ilgilenmeyi bile Önder Sav ve grubuna bırakıyorlar. Sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlayan Önder Sav da bu durumdan güç çıkarmayı beceriyor. Sav’ın güç esrarı aslında bu kadar basit.
Yeniden CHP Lideri Baykal’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen, “Kutlu Doğum Haftası”nda yaptığı konuşma gelirsek;
Ve elbette saygı değer yorumcularımızın, “Baykal nasıl Hz. Muhammed’i över?” sorusuna…
Hz. Muhammed için Baykal’dan yüzyıllar önce ve üstelik Müslüman olmayan büyük düşünürlerin sözlerine göz atmak ister misiniz?
Alman Devleti'nin kurucusu Prens Otto Von Bismarck;
"Sana muasır bir vücud olamadığımdan müteessirim ey Muhammed!
Ben şunu iddia ediyorum ki, Muhammed mümtaz bir kuvvettir. Yaratıcının böyle ikinci bir vücudu imkân sahasına getirmesi ihtimalden uzaktır."
Ünlü Alman filozof Goethe; "Hz. Muhammed 'in muvaffakiyetinde olduğu gibi, hakikat her tarafa nur saçabilmelidir; tek ve eşsiz Allah'ın mevhumunu aşılamakla o bütün dünyayı yenmiştir. Hiç kimse Hz. Muhammed'in kurallarından daha ileri bir adım atamaz. Biz Avrupa Milletleri medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki bu yarışmada kimse onu geçemeyecektir."
Dünyaca ünlü Rus Yazar Tolstoy;
"Muhammed her zaman Evangelizmin (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilahı yoktur ve Muhammed O'nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur. Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Hıristiyan ve her bir insan şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği, tek Allah'ı ve O'nun peygamberini kabul ederdi."
Ne oldu?
CHP Lideri Baykal’ın, “3 madde önerisine” önce sıcak yaklaşan, hatta, “Olabilir” diyen Başbakan Erdoğan, Baykal’dan yeni öneriler gelmesi üzerine, “CHP bu işi sulandırıyor” gerekçesi ile uzlaşma ihtimalini bitirdi.
Erdoğan, “İlk önerinizi ciddiye alıyorum ama ikincisinin anlamı yok” diyerek uzlaşma kapısını açık tutabilirdi, tutmadı.
Bilmediğimiz bir şeyler olduğu açık. Başbakan’ın, Baykal’ın bu önerisini hayata geçirmede bir risk gördüğü aşikar. Ama ne?
Hayırlı olsun
2 gazetecinin amiyane tabiri ile ters manyeline rağmen Hakan Fidan MİT Müsteşar yardımcısı oldu. Muhtemelen de MİT Müsteşarı olacak. Eğitimi, temiz sicili ve kendisini tanıyanların tarifine göre objektif duruşu ile MİT’in güç kazanacağına inanıyorum. Turktime olarak kendisine başarı dileriz.