İğneada’daki yazlık sitemizde artık mevsimi kapamak üzereyiz.. Arkadaşlarımızın bazıları sezonu kapayıp İstanbul ve Kırklareli’ne döndüler.. Onaltı haneli tatil sitemizde dört beş mekanda ışık var artık..
30 Ağustos günü sitede kalan hanımlarımız çarşıya indiler.. Belediye Başkanı Tahir Işık’ın düzenlediği Fener Alayına katıldılar..Binlerce katılımcı, deniz kıyısındaki Atatürk büstü önünde and içtiler. Atatürk’ümüzün “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir İleri!”sözlerini oradan haykırdılar..
Malum eskiden beri her şehirde, her kazada coşku ile kutlanan bir gündü 30 Ağustos.. Maalesef bugün pek çok şehir ve ilçede es geçilmekte..
(30 Ağustos’ta düzenlenen Fener Alayına katılan hanımlarımız Atatürk büstü önünde.. Soldan; Hacer Hanım, yöneticimiz Nilgün hanım, Gülay, Sema ve eşim Serpil hanımlar.)
31 Ağustos da İğneada için önemli bir gündür.. Bu gece yarısı Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi burada da balık mevsimi açılıyor.. Balık yasağı sona erdiği için, İğneada liman çıkışında sıralanan balıkçı teknelerinden şu sesler yükseldi:
“Vira Bismillah!”
Ne var ki, pek çok tekne limandan denize açılamadılar..
Çünkü hafif de olsa fırtına vardı ve deniz de dalgalı idi.. Bu yüzden balık avına çıkmayı ertesi güne, yani 1 Eylüle ertelediler.. Ve 1 Eylül pazar günü öğleden sonra tekneler, aylardır süren balık avı hasretlerine son vererek denize açıldılar.. Bütün olan biteni biz de deniz üzerindeki tepede, mekanımızdan zevkle izledik..
Akşam üzeri güneş batmakta iken balık avına çıkmış olan teknelerin dönüşleri başladı..
Ben eşim Serpil’le birlikte balkonumuzdan, sol tarafımdaki komşum Doktor Erol bey ve eşi Mihran hanım da bitişiğimizdeki balkondan, dönüş yapan tekne cümbüşünü izlemekteyiz..
Sağımdaki komşum Tuncay Beyle eşi Gülay hanım da deniz kıyısındaki bankta oturmuşlar, güneşin grubunu ve dönen balıkçıları izlemekteler..
Bu sırada cep telefonum çaldı..
Balıkçı Enver arıyor.. Meğer o sıra tam önümüzden geçmekte olan tekne onunmuş.. Ben karanlıkta tam göremiyorum ama, o balkonumun ışığı sayesinde beni görüyor ve el salıyormuş..
Komşularım tekneyi ve kasalarındaki balıkları daha net görebiliyorlar.. Enver’in “Beşiktaşlı!” diye bana bağıran sesini net olarak işitebiliyorlarmış..
İşte böyle.. Burası İğneada, cennetten bir köşe.. Tertemiz havası.. Doğal yiyecekleri.. Canlı balıkları..
Belki biz de haftaya İstanbul’a döneceğiz.. Ben az önce komşularımdan tavla arkadaşım Ömer’i de yolcu ettim.. Tavla başında birkaç günlüğüne Tuncay ve Ali Çınar’la başbaşa kaldık..
Haydi hayırlısı..
(Bu satırları şu anda, Enver’in gönderdiği canlı istavrit ve tekirleri yiyerek yazmaktayım. Darısı hepimizin başına.. Yüce tanrı her Türk’e bu mutluluğu yaşatsın..)
(*) COĞRAFYADA TARİH İZLERİ/ Yalçın Toker, Toker Yayınları http://www.xn--tokeryayinlar-gbc.com/ Tel.02126010035