Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Killer İsrael...
İçinden geçtiğimiz yüzyılda sanıldığının aksine bilginin hayati bir önemi yok.
Google'dan daha fazla bilen mi var?
Bilgi değil, artık 'yapmak' önemli.
Socrates'in elinin altında bir bilgisayar olmadığı için önermelerini tez-antitez-sentez ile kuşatmak zorundaydı.
Büyüklüğü tartışılmayan Socrates bile "bilmediğimi bildiğim için, öteki insanlardan akıllıyım." diyerek zekasına emsalsiz bir kulvar açmıştı ama o bile hayatın 'eylem' olduğunu ancak son nefesinde anlayabildi.
Sokrates'in vasiyeti: “Kendinize özen gösterin”, “Kriton, Asklepios'a bir horoz borcumuz var; öde bunu, sakın ihmal etme.”
Dikkat ederseniz, burada kilit kelimesi "öde bunu, ihmal etme!" sözündeki 'eylem' talebi...
Hatta Socrates'in ispata muhtaç olsa da ölmeden önceki son kelimesinin "SADECE YAP!" olduğu da söylenir.
Az TV izlerim. Kendi programlarımın bile çoğunu izlemem. Eksik olmasınlar beğeni ve reytinglerim fena değildir ama kendimde, benim de farkında olduğum çok hata bulurum.
TV'lere kritik zamanlarda bakarım.
Yorumcuların CHP Kongresi analizlerini merak edip izledim biraz.
Akademik kariyer yapmış, gazetecilik mesleğine yıllarını vermiş meslek büyüklerim, arkadaşlarım ya da karşılıklı birbirimizden haz etmediğimiz gazetecileri dikkatle dinledim.
Her durumda aynı sözler mi söylenilir?
Hep söylerim; insanı bilgisayardan ayıran, bilgisi değil, değişik ortam ve şartlarda bakış açısına format atabilme kabiliyetidir.
Yorumcularda bunu göremedim.
Belki konforlu alandan vazgeçmeme, belki görememek, belki başka bir neden vardı ama kuşatıcı farklı bir öngörüye en azından zap yaptığım kanallar ve okuduğum yazılarda rastlayamadım.
Özetle yorumcular ; "Bu CHP'de lider değişse de, hiç bir şey değişmez" noktasında birleştiler.
Elbette bu değerlendirme de kıymetli ve böyle de olabilir ama böyle olmama ihtimali sahiden hiç mi yok?
Öngörüyü yapabilmenin ilk şartı, baktığımız pencereyi değiştirip, başka bir pencereden de seyretmek değil midir?
Başka türlü manzara değişmiyor. Manzara değişmiyorsa, yorum ve öngörü de haliyle değişmiyor.
Muhtemelen şuur altımıza, "Başka pencereden bakarsan karakterin bozulabilir!" gibi bir sinyal geliyor olabilir.
Oysa, kırmızı çizgilerimiz hariç, fikir esnekliği-empati insanın karakterine leke sürmez.
Seküler olarak her olayda aynı fikre saplanmak, insanın beynine patinaj yaptırmaz mı?
Teolojik olarak da "İki günü eşit olan zarardadır" gibi muhteşem bir Peygamber sözü mirasımız var.
Gelin beraber soğukkanlı ilerleyelim.
100 yıldır tükenmeyen bir parti var iktidarın karşısında.
Kurucu irade olmuş.
Cumhurbaşkanları, başbakanlar çıkarmış.
Bu 100 yıllık süreçte panik atak, şartların getirdiği ya da bilinçli-bilinçsiz hataları olmuş.
Kurucu iradesi olduğu vatandaşından bazen kopuk, bazen de hayati hatalar yapmış 100 yıllık bir öykü bu.
Ve bu öykünün liderlik koltuğuna ismi eski, makamı yeni Özgür Özel oturdu.
İktidarın göremediğini düşündüğüm öngörüm şu...
Özgür Özel sol oyları domino ederken, İmamoğlu'nun sağ oyları toparlama potansiyeli var.
Bir uçağın uçabilmesi için iki kanada ihtiyacı var.
Biri sağda, diğeri solda.
Siyasetin ruhunu da bir uçağa benzetebiliriz.
CHP Lideri Özel'in CHP'yi, 100 yıldır miras aldığı değerleri 2023 modele uyarlayarak fabrika ayarlarına çevirmeye çalışacağını öngörüyorum.
Özel'in politikalarından kaçanları da İmamoğlu toplayacak!
Bu stratejinin tutup tutmayacağını zaman gösterecek ama bir çeşit eski ANAP politikasını realize etmeyi deneyecekler diye düşünüyorum.
Bunu becerilerse, başarılı olma ihtimalleri az değil.
Özgür Özel ve İmamoğlu ekibinin mutlaka ayrışacağını ama kısa zamanda ayrılmayacağını düşünüyorum.
Özgür Özel'i genel başkanlık, İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı adaylığı şimdilik tatmin etmiş görünüyor.
İktidarın 'arge'si eski refleksleriyle siyaset yapmaya devam ederse, yerel seçimlerde sıkıntıyla karşılaşabilirler.
Çünkü...
CHP'de artık "Ben atadan CHP'liyim" diyen bir genel başkan...
Diğer yandan Anavatan kökenli, merkeze oynayan ve 19 bakanlığın bütçesine sahip örtülü bir eş genel başkanı var ve iktidar her ikisi ile çarpışacak!
Özetle; daha önce uçuş yasağı olan hava sahasında iki uçak birden uçmaya başladı!
Hedefi iktidar siperleri!
ROL ÇALMAK!
Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Mehmet Özhaseki'yi tanırsınız.
Seveni, sevmeyeninden fazladır.
Özellikle Kayseri Belediye Başkanı olduğu dönemlerde oldukça başarılıydı.
Çalışkan ve sempatik bir siyasetçidir.
Kıvrak bir zekâsı olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı sadakati ile bilinir.
Ankara'da Bakan yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Özhaseki'nin en yakın kurmayı olarak bilinir.
Tanışıklıklarının çok eskiye dayandığı söylenir.
Ankara'da dilden dile aktarılan iddialara göre bakan yardımcısı Refik Tuzcuoglu, bakan Özhaseki'nin de önüne geçecek kadar etkin ve birçok konuda başrol oynuyor!
Daha doğrusu rol çalıyor.
Bu rol büyütmenin çarpan etkisinin Kayseri- Ankara hattına dayandığı, daha ötesi bakanlık bürokratlarının bu konudan rahatsız oldukları söyleniyor.
Refik Tuzcuoglu'nun Erdoğan'a kadar rapor edildiği detayları başka bir yazıda ele alırım ama bu fotoğraf, Özhaseki'nin kaşıkla doldurduğu pozitif çalışma algısını kepçeyle boşaltıyor!
DP KAYNIYOR!
Dün kısmen yazdığım DP'de genel başkan Gültekin Uysal'ı devirme operasyonları yavaş yavaş görünür hale gelmeye başladı. Önce Cenk Küpeli, arkasından eski DP'li yönetici Neslihan Çevik, DP liderini hedef alan şu açıklamayı yaptı. "Siyaset netice itibarıyla sonuç odaklı olan bir şeydir! Siyasi tarih literatürünü çok iyi bilmenin, ağdalı kelimelerle konuşmanın, en fazla şiiri ezbere bilmenin veya zaten yapılması gereken rutin siyasi faaliyetler/ziyaretleri yapmanın parti tabanlarını ve seçmeni sonuca götürmediğini net şekilde gördük. Bu çerçevede Parti yönetimine aday olarak değişim için bir çıkış yapan Genel Başkan Yrd. Sn. Cenk Küpeli’ye de başarılar dilerim."
Aldığım bilgilere göre DP Liderine yakın bazı isimlerin de kongre için imza kampanyası başlatma girişimleri var.
TEPKİLER DEVAM EDİYOR!
Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu'nun İYİ Parti'den AKP'ye katılmasına ilişkin tepkiler devam ediyor.
Son olarak iktidar partisinin eski milletvekili Şamil Tayyar "Vekil transferi, sivil siyasetin itibarını zedeleyen eski Türkiye’nin kötü bir alışkanlığıdır" diyen Tayyar, "Gidene hain deyip geleni kutsallaştıran yaklaşım, milli iradeye haksızlıktır. Şahıslar fikir ayrılığına düştüğü partileriyle yollarını ayırabilir ama giderken vekillik emanetini millete iade etmelidir" ifadelerini kullandı.
İdris Nebi Hatipoğlu'nun şirketinin 50 milyon dolar tutarındaki stratejik teşvik belgesi başvurusunun 25 Ekim’de onaylandığına yönelik bilgilerin de Hatipoğlu'nu zor durumda bıraktığını söyleyebilirim.
KATİL İSRAİL
Dinle insanlığın katili israil. Bundan sonra başına gelen her felakete sevinecek yeni bir dünya inşaa ettin. Mutlu olmak için erken çığlık atıyorsun. Allah'ın adaleti ve insanlığın onuru seni mutlaka yenecek.
En büyük utanma payı bu vahşeti seyreden islam alemine aittir.
KİLLER ISRAEL
listen Israel, the murderer of humanity
to every disaster that befell her from now on You have built a new world to be happy about. You scream too early to be happy Allah's justice and humanity's honor will surely defeat you. The biggest share of shame belongs to the Islamic world who watched this brutality.
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 26611 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |