En zorudur ilk adım, ilk itiraz, ilk slogan ya da..
Ya da enfes bir konuşmanın virgül aralığında ayağa kalkıp, avuçlarını patlarcasına alkışlama..
Herkesin geçmektedir aklından avucunda çınlayacak melodinin düşü ama, çekinir insan; ya arkamdan gelen olmazsa mukabilinden.
Tam cesaretini toplayıp, ayaklanmana ramak kalmışken, sıçrar içini kemiren kurt beynine. ‘otur oturduğun yerde!’
En zorudur ilk alkış ya da adım ya da itiraz.
Ya da kurşun..
*
Vatan, bir avuç Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi üyesinin hazırladığı bildiridir. O üyelerden Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı Hasan Tahsin’in Konak Meydanında işgalci Efson Alayına sıktığı ilk kurşunun adıdır vatan.
Asıl adı Osman Nevres’di, mahlasının haberi yoktu bundan.
*
Demişim evvelce bu sayfada.
Zordur ilk; ister alkış, ister itiraz, ister adım, isterse kurşun olsun..
Zordur, ama atılınca ilk adım, gerisi gelir arkadan. Zordur ama, memleket kurtarır ilk adım; Sivas’tan, Erzurum’dan
Samsundan.
İlk, zordur..
‘güneşi zapt edeceğiz güneşi, güneşin zaptı yakın!’ demişse ne olmuş
Deme, o hengâmenin arasından bağıran adama.
Kar küreme aracıdır o kısacık cümle; karanlığın, karın, kasvetin, dahası umutsuzluğun çöktüğü Zigana Geçidinde.
Peşi sıra çiçek açar, gün doğar..
Bakarsın bahar gelir, mor sümbül dalında bi’ tomurcuk patlar.
Ne çıkar ‘güneşi zapt edeceğiz.’ demişse, deme; bakarsın maviye düşer motorlar, dalgaları yırtar.
Zordur ilk kurşun, ilk adım, ilk itiraz, ilk cümle..
Miting alanında, tiyatroda, konferansta, sınıfta, ya da mikrofon uzatılan sokakta zordur da..
Ya puslu havalarda ?
En bulanık ama..
Şerefli Türk subaylarının sanık, terör örgütü üyelerinin tanık olduğu, teröristlerin otobüsün üzerinde alkışlarla karşılandığı, Genelkurmay Başkanının uyduruk belgelerle kodese tıkıldığı zamanlarda ?
Herkesin sustuğu, perde aralığından boş meydanları izlediği, ya da masanın altına sığındığı sırada ?
İşte bunların olduğu o karanlık yıllarda
İlk İzmir Marşını o söyledi binlerle, ilk o dalgalandırdı bayrakları zorluk, darlık, zindan pahasına; Arena’da.
Bugün trollerin ‘hdpkk’lı mısın?’ diye, yavşak yavşak sorular sorduğu
Sarı Osman’ın oğlu, Uğur Dündar..
‘Puslu, bulanık, kasvetli havalarda ilk İzmir Marşını o söylemişse ne çıkar ?’
Deme.
Gün doğar, güneş açar, kiraz dallarına çarpan kavisli bi’ rüzgâr, hürriyetin ıslığını çalar.
Kapısını aralar.