E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
9 Şubat 2022 Çarşamba

 

 

İnsan hakları bir ideal midir; yoksa bir efsane midir?

Ya da insan hakları, bazıları için geçerli bir akçe, bir nevi seküler KUTSAL’mıdır?

İnsan hakları, bazılarının menfaatine olduğunda çok değerli, menfaatine gelmeyince, ya da kendi küresel statüsünde olmayanlar için gereksiz, hatta zararlı bir şey midir?

Bu soruları, insan haklarının dünyada bayraktarlığını yapan; kendileri haricindekilerde insan haklarının olmadığı iddiasında olan Batılı ülkelerdeki bazı uygulamalar için soruyorum.

Önce insan haklarının basit tanımına yer vereceğim.

İnsan hakları, insanların sırf insan oldukları için sahip oldukları haklardır.

Bu tanıma göre, bir kişinin, başta hayat hakkı olmak üzere, insan haklarına sahip olması için, bir insan varlığı olmaktan başka hiçbir şartın gerçekleşmesine gerek yoktur.

Yani bir kişinin insan haklarına sahip olması için, belli bir ırka, dine, medeniyete, kültüre sahip olmasına, belli bir coğrafi bölgede yaşıyor olmasına bağlı değildir.

Yani Afrika ülkelerindeki en yoksul insanlar da, Batı’daki en varlıklı insanlar da, insanlar da, insan haklarına sahiptirler. Daha doğrusu, insan hakları teorisi bunu gerektirir.

Batının kutsallaştırdığı insan hakları teorisine göre, Afrika’da ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan en yoksul insanlardan, dünyadaki en varlıklı insanlara kadar, bütün insanların hayat hakkı, mülkiyet hakkı, ifade hürriyeti vd. hakları mevcuttur.

Bu haklara sahibiyet ve bu hakların kişiler açısından değeri noktasından, bu insanların birinden diğerine hiçbir farklılık yoktur; olmamalıdır da.

Yani insan hakları bağlamında, malikanelerde yaşayanların hayat hakkı ile kulübede yaşayanların hayat hakkı aynı derecede ve değerdedir.

Hiçbir kimsenin, ırkından, renginden, cinsiyetinden, içinde yaşadığı ülkesinden, varlıklı olup olmamasından dolayı, hakları değerli ya da daha az değerli kabul edilemez.

Geri kalmış insanlarla medeni insanlar aynı haklara sahip değil demek, insan haklarını inkâr etmek demektir.

Özellikle bazı kişiler, başta hayat hakkı olmak üzere bazı haklardan mahrum bırakılıyorsa, bu mahrumiyete sebep olanların, insan hakları söylemleri ile eylemlerinin uyumluluğundan söz edilemez.

Bu genel değerlendirmeden sonra, göçmenlerle alakalı Batılı ülkelerin fiili uygulamalarına temas etmek istiyorum.

Göçmenlere Yönelik Dışlayıcı Politikalar

Tarihin her döneminde göçler yaşanmıştır.

Bu göçler bazen ülkelerin sınırları içinde gerçekleşirken, bazı kereler ülkeler arası, bazı kereler de kıtalar arası olmuştur.

Tabii ki, insanlar durduk yere göç etmezler; bir kısmı iç karmaşalar ya da savaşlar, bir kısmı yoksulluk sebebiyle, bir kısmı daha müreffeh bir hayat yaşamak için göç ederler.

Bazı devletler bu göçlere karşı kapılarını kapatırlarken, bazıları daha müsamahakâr.

Bazı ülkeler, daha nitelikli göçmenleri kabul ederken, bazıları insani saiklerle göçmenlerin büyük ekseriyetini kabul ediyor.

Bazen, büyük zaruretler sebebiyle yaşanır; geri dönüşü olmayan göçler yaşanır. Bu gibi durumlarda, göçmenlerin reddedilmesi, dramatik sonuçların yaşanmasına sebep olabilir.

Bazen göçmenleri kabul etmeyen ülkeler, yakaladıkları göçmenleri, ülkelerine geri iade ederken, bazı ülkelerin, göçmenlere yönelik reddedici politikaları çok katıdır. İnsanlık dramı mahiyetinde göçler de olsa, kabul etmiyorlar.

Bazen de göçmenlere yönelik alınan önleyici tedbirler, insanlık harici, onların ölüme terkedilmeleri, hatta ölümle sonuçlanacak uygulamalar şeklinde olabilmektedir.

Bu son durumun insan hakları temelli medeniyetle uyumluluğundan söz edilemez.

Göçmenlere Yönelik Gayrı İnsani Politikalar

Yunanistan, Türkiye’nin Batı bölgesinde komşusu olan bir ülkedir.

Yunanistan, Batı medeniyeti ailesi içinde yer almaktadır.

Bu ülke, Batı medeniyetinin kurumsal örgütlerinden Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin tarafıdır. Bu Sözleşmede ifade edilen insan haklarını korumak ve ihlal etmemek yükümlülüğü altındadır.

Batı medeniyetinin temel değerlerinden birinin insan hakları korunması olduğu bilinir.

Türkiye’de insan hakları ile alakalı bir ihlal görüldüğünde, bütün Avrupalı ülkeler yoğun tepkiler verirler. Hatta Türkiye’de terörle mücadele kapsamında alınan önlemler bile, çoğu kereler bu ülkeler nezdinde yoğun eleştirilere konu olabilmektedir.

Sömürü ve İşgal Sonrası Göçlere Karşı Gayrı İnsani Muameleler

Yunanistan’ın, göçmenlere yönelik önlemleri çok katı.

Geçenlerde Yunanistan tarafından ülkelerine alınmayarak, Ayakkabıları çıkarılmış, elbiseleri soyulmuş olarak, Yunan sınır birlikleri tarafından geri itilen 22 göçmenden 19’u Edirne sınırında donarak hayatını kaybetti.

Türk Dışişleri Bakanlığından konuya ilişkin şu açıklama yapıldı: Yunanistan'’ın uluslararası hukuku ve insan hakları normlarını ihlal ederek düzensiz göçmenleri geri itmesi pek çok masumun hayatına mal olmaya devam ediyor. Göçmenlerin yaşam hakkına kasteden bu gayrimeşru ve vicdansız yaklaşım Avrupa’nın utancı olarak hafızalara kazınıyor. AB, Yunanistan’ın düzensiz göçmenlere karşı bu zalim tutumuna sessiz kalmakta, girişimlerimizi yanıtsız bırakmaktadır. Uluslararası topluma çağrımız, tüm insani değerleri hiçe sayan Yunanistan’ın bu eylemlerinin araştırılması, insan hakları ihlallerine sessiz kalınmamasıdır”.

Medeni(!?!?!?) Batılı ülkelerden bu olaya ve Türkiye’nin talebine hiçbir tepki gelmedi.

Bu ilk de değil, muhtemelen son da olmayacak gibi görünüyor.

Önceki tarihlerde de, Yunanlı deniz güvenlik birimlerinin düzensiz göçmenlerin botlarını patlatarak onları ölüme terk ettikleri yönde çok sayıda hadiseler yaşandı.

Yine sözüm ona Medeniyetin üstadlarından(!?!?) tısss diye bir ses çıkmadı.

Dahası aslında bu göçlerin en büyük müsebbibi Batılı ülkeler.

Amerika, Suriye’yi işgal etti. Orada YPG vb. terör örgütlerini kurdu. Rusya ve Suriye rejimi ile mücadeleye girdi. Milyonlarca insan yurtlarını terk etmek zorunda kaldı.

Benzer uygulamalar, Irakta ve diğer bazı ülkelerde de yaşandı. İnsanlar, vahşice yurtlarından, evlerinden, barklarından mahrum edildiler.

Çaresizlik içindeki bu insanlar, işgalci güçlerce denizde ölüme terk ediliyorlar.

Yunanistan, sadece kendi sınırını korumak için bu vahşice ve canavarca uygulamaları yapmıyor. Arkasında bütün Batılı ülkeler var. Yani medeniyetin Kutsal temsilcileri(!?!?), bu uygulamaları, sonuna kadar destekliyorlar. Bu desteklemeyi, doğrudan olmasa da, tepkisel ses çıkarmayarak, içlerinden sevinç çığlıkları atarak gerçekleştiriyorlar.

Yunanistan göçmenleri kabul edip Batının iç bölgelerine geçişlerine izin verse, Batılı ülkelerin ağababalarından kıyamet tepkisi verilecektir. Yunanistan, bu tepkilerden çekinerek, göçmenlere, bütün Batılı ülkelerin temsilcisi pozisyonunda bu vahşi politikaları uyguluyor.

Türkiye’nin, darbeci FETÖ’cü teröristlerin geri iade edilmesi yönündeki taleplerine olumlu cevap vermeyerek, FETÖ’cülerin korunması için her çabayı sarf eden Batılı ülkeler, göçmenlere karşı çok acımasız davranıyor. Yani masum insanlara karşı acımasızca muamele ederken, suçlu teröristlere karşı ise tam şefkat gösteriyor.

O zaman yukarıdaki bazı soruları, daha somut olarak tekrarlamak isterim.

Batı Medeniyetinin temsilcileri Almanya, Fransa, ABD ve onların sınır karakolu Yunanistanlı yöneticileri nezdinde, göçmenler İNSAN mıdır, yoksa başka varlıklar mıdır?

Mesela kaplumbağalar mı yoksa göçmenler mi daha fazla korunmaya değerdir?

Maalesef Batılı ülkeler bazen bir kaplumbağanın yaşatılması için, göçmenlerin yaşatılmasından daha fazla çaba sarf ediyorlar.

Acımasızlığı Temeli

Peki, Batılı ülkeler, eli kanlı FETÖ’cü teröristler için çok müşfik oldukları halde, düzensiz göçmenlere karşı neden bu kadar acımasız?

Bu sorunun cevabı, Batı medeniyetinin özünde ve ruhunda mündemiçtir.

Batı medeniyetinin temeli menfaattir.

Menfaatini korumak için uyguladığı politikaların temelinde sosyal Darwinizm yatıyor.

Sosyal Darwinizm’e göre, “HAYAT BİR MÜCADELEDİR, BU MÜCADELEDE GÜÇLÜ OLAN YAŞAR, ZAYIF OLANLAR YOK OLMAYA MAHKÛMDURLAR”.

Bir söz var: “MENFAAT ÜZERİNE DÖNEN SİYASET CANAVARDIR”.

Hayatı mücadele olarak gören ve menfaati için feda etmeyeceği hiçbir değeri olmayan Batılı ülkeler, bir milyon düzensiz göçmen kendi politikaları neticesinde ölseler de umurlarında değildir. Çünkü onların yaşamasında Batılı ülkelerin menfaatleri yoktur.

Buolitikalar, karşımıza ÇİFT RUHLU bir Batı medeniyetini ortaya çıkarıyor.

Birincisinde, İnsan hakları şampiyonu bir BATI sahne alıyor. İnsan hakları ile alakalı literatürde dünyadaki akademik çalışmaların muhtemelen %80’i Batı menşe’lidir. Diğer ülkelerdeki akademik çalışmaların büyük ekseriyeti de Batı’da söylenenlerin tekrarı mahiyetindedir. Kısaca, İnsan hakları konusunda Melaike görünümlü bir Batı manzarası var.

İkincisinde, iki tür insan var; birincisi, insan hakların sahip olan kendi insanları, ikincisi, kendinden olmayan ve hayat mücadelesinde yok olması gereken insanlar. Batının bu ruhuyla şekillenen yüzünde insan hakları sadece kendinden olanların haklarına indirgenerek, bu teorinin tabiatı yok edilmiş olmaktadır. Artık Batı için önemli olan, menfaatidir. İnsan hakları, bu menfaati ile uyumlu olduğu ölçüde korunmaya değerdir.

Batının ikinci ruhu uluslararası politikalarda daha baskın olduğu için, Türkiye için emsal alınacak zerre kadar bir kısmı yoktur. Böyle olduğu için de, Türkiye’nin göçmenlere karşı politikaları vahşi Batılı uygulamalardan farklı olmaktadır.

Batılı ülkelerin, canavarca kimliği ile Türkiye’ye verebileceği hiçbir pozitif değeri yoktur. Bu ülkeler, Türkiye’nin insani politikalarını emsal aldığı ölçüde insanileşecektir. Ama salt menfaat temelli politikalara sıkı sıkıya sarıldığı ölçüde, Batılı ülkelerden insani politikalar beklemek, helikopterle Venüs gezegenine gitmeye çalışmaya benzer.

İnsanlık Türkiye’de ölmedi; çok canlı, ama Batı sınırından bir türlü içeriye alınmıyor. Ama zulüm devam etmez; “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” sözünde olduğu gibi, Batı’nın zulmânî politikaları da bir gün tersine dönecektir. Adaletin galip geldiği bir düzende, Batılı ülkeler ya adalete teslim olacaklar, ya da çok daha gerilere gideceklerdir.

Artık sahte, ikiyüzlü, münafıkâne insan hakları savunuculuğunun yerini, adalet temelli hakiki insan hakları savunuculuğunun alması, politikaların bu eksende gelişmesi zamanının gelmesini şiddetle arzu ediyoruz.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 28542 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
İstanbul Başakşehir
Euro
konuk oyuncu
burçin terzioğlu
İslam
Tarsus
Çanakkale Savaşı
hapis
meb