Saadet Partisi kayyum kararıyla artık kesin olarak ikiye bölündü.
Bu habere AK Parti yönetimi kadar sevinen olmamıştır sanırım.
Oyları % 7 bandına dayanan Saadet Partisi artık siyasette etkisiz bir aktördür.
Mahkeme kararından daha çok, mahkemenin, “Parti kayyuma devredilsin” diyenleri, partinin kayyumuna ataması ilgimi çekti.
Kayyum, tarafsız gözlemci demektir, oysa, taraf olduklarını, “Parti kayyuma devredilsin” diyerek resmileştiren 3 Saadet Partisi yöneticisi, partiyi kongreye taşıyacaklar.
Komplo teorilerinden hoşlanmam ama bu iş biraz sırıtıyor.
Her şey AK Parti’nin işine yarıyor ve her şeyi tesadüf olarak görüyorsak, akıl denen olguya hürmetimiz yok demektir.
Nokta…
Saadet Partisi Lideri Numan Kurtulmuş’u, bazı isimleri yönetime almayarak en sıkı eleştiren gazetecilerden birisiyim ama bu süreçten sonra gelişen bazı olaylar Numan Kurtulmuş’u aklayan mahiyette gelişti.
Size çok net ve doğruluğundan şüphe etmediğim bir bilgi vereceğim;
(Gazeteci arkadaşlarım bu bilgiyi teyit edebilir, geliştirebilirler)
SP Lideri Kurtulmuş bazı yöneticileri yönetime almadığı için durumdan vazife çıkaranlar Kurtulmuş için, “KATLİ VACİPTİR” diye karar çıkarttılar.
Daha açık yazayım;
"Numan Kurtulmuş'u öldürenlerin sevap kazanacağı" fetvası verildi.
İnanmanızın zor olduğunu biliyorum ama bu bilgi kesinlikle doğrudur.
Şayet konuşursa, Numan Kurtulmuş bu bilgiyi teyit edecektir.
“Numan Kurtulmuş’un katli vaciptir” kararını verenler ve destekleyenlerin kimler olduğu şu ya da bu şekilde ortaya çıkacaktır.
En az bu karar kadar vahim olan, “Bir insanın ölümü kainatın ölümü gibidir, bir insanın yaşaması kainatın yaşaması gibidir” düsturuna inananların bu karara sahip çıkmalarıdır.
Çok yazık…
Bu saatten sonra Numan Kurtulmuş için tek seçenek ayrı bir parti kurmasıdır.
Kayyumun yapacağı seçimle yeniden lider olsa bile, orada fazla duramaz.
Kurtulmuş, er ya da geç mutlaka yeni bir parti kuracaktır.
Tayyip Erdoğan’ları, Abdullah Gül’leri milli görüşten koparan süreçlerden Erbakan’ın zerre kadar ders almadığı görülüyor.
Ya da böyle olmak işine geliyor!
Bir ideolojinin lideri ancak bu kadar kötü ölebilirdi!
Erbakan öldü!
Erdoğan, bir daha dirildi!
Son not;
Erdoğan köşke çıkarsa, Numan Kurtulmuş AK Parti genel başkanlığı makamının en güçlü adayı olur! Erdoğan, Numan Kurtulmuş'a kendi makamını vermekten rahatsız olmaz!
Bekir Coşkun
Şu ya da bu şekilde Bekir Coşkun yeniden mağdur.
Kıymetli yorumcuların, “Emin Çölaşan’dan sonra Bekir Coşkun’un da başını yedin, kına yak!” mesajlarına ifrit oluyorum.
Bu bana karşı yapılmış büyük bir haksızlık.
Evet, Emin Çölaşan’la yaptığım röportaj yüzünden Emin Çölaşan Habertürk’te yazamadı ama lütfen Emin abiye sorun; Tek kelimelik bir yalan, tek kelimelik çarpıtma var mıydı röportajda? Evet, Bekir Coşkun’la ilgili, “3 günlük yayın yasağı” haberimden sonra Bekir Coşkun Habertürk’ten kovuldu ama daha haberimin üzerinden 10 gün geçmeden haberimin doğru olduğu ortaya çıkmadı mı?
Bana hakaret etmek, kızmak yerine, birkaç dakika, “Bu adam yalnızca röportaj, yalnızca haber yaptı. Her ikisinde de yalan yoktu” demeyecek misiniz?
Bir gazeteci yaptığı haberin sonucu ile niye ilgilensin ki?
Dikkat edeceği tek unsur;
Doğru mu, değil mi?
Tekrar Bekir Coşkun olayına geliyorum…
Coşkun’un işsiz kalmasının uzun uzun sosyolojik nedenlerini sıralayacak değilim.
Mağdur, mağdurdur…
İçinde her ne kadar Bekir Coşkun’un mağduriyetten beslenme gayreti varsa da, basın özgürlüğü açısından hoş bir tablo değil bu.
AK Parti iktidarının basın özgürlüğünü içselleştiremediği ortada.
Farklı, aykırı seslere tahammül edemediği sır değil.
Gazeteleri, gazetecileri susturduğunu yedi düvel biliyor.
“Demokrasi” diye bir kavramla kısmen barıştıkları aşikar.
Kendisi gibi düşünmeyeni istese bile sevemiyorlar!
Bunlara ve bunların yanına eklenecek bir çok şeye imza atarım ama içimdeki his Bekir Coşkun işinde AKP’nin parmağı olmadığını söylüyor.
Niye?
Bekir Coşkun bir Emin Çölaşan değil.
Evet, etkili ve iyi yazıyor ama yazılarının ana dokusu mizahla örüldüğü için Bekir Coşkun’un AKP üzerinde yıkıcı bir etkisi yok.
Aydın Doğan’ı parmak uçlarıyla sarsan bir iktidar gücü Bekir Coşkun’dan niye korksun ki?
(İster misiniz, Bekir Coşkun’u işinden eden AKP yöneticisi bu yazımı okuyunca, kıkır kıkır gülsün!)