İsrail tarihi boyunca, hiçbir metin, kısa süre önce İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in yaptığı konuşma kadar önemli olmadı.
O kadar önemli bir konuşmaydı ki; Dünya tarihi yazılırken, İsrail’e ayrılan paragrafın en büyük yerini İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin’in bu açıklaması işgal edecek.
İsrail’in 1 numarası, İsrail Bilim Akademisin’de düzenlenen “Yabancı Düşmanlığı ve Başkasını Kabullenme” konferansında yaptığı konuşmada, “İsrail’deki Araplar ve Yahudiler arasındaki gerginlik rekor seviyelere ulaştı. Farklı taraflar arasındaki ilişkiler ise en düşük seviyede seyrediyor. Şiddet hastalığı sadece belli bir kesimle sınırlı değil, tüm alanlara nüfuz etmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Rivlin, asıl can alıcı satırlarını en sona sakladı;
“İsrail toplumunun hasta olduğunu ve bunu tedavi etmemiz gerektiğini itiraf etmenin zamanı geldi…”
İsrail Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin mürekkebi bile kurumadan haklılığı ortaya çıktı!
Suçluları takip ettiği iddiasıyla Müslüman aleminin en kutsal yerlerinden biri olan Mescid-i Aksa’ya 47 yıl sonra giren İsrail, Kur’an’ı Kerimleri yerlere attı, postallarla Mescid-i Aksa’yı kirletti.
Sözde demokrat Dünya, Müslüman alemine inanmıyorsa, İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin’in, “Hastalıklı toplumuz” sözlerine inanmalı.
Cumhurbaşkanı Rivlin’i cesur sözlerinden dolayı kutluyorum ama emri altındaki İsrail askerlerinin tam da dediği gibi hastalıklı bir ruh hali ile, Mescid-i Aksa’yı kirlettiler.
İsrail, kaosu arttırarak kıyameti yaklaştıracağına inanan bir devletçik.
Ne kadar çok Müslüman öldürürlerse, kıyametin o kadar erken kopacağını ve cennete daha erken gireceklerini hayal ediyorlar.
5 yaşındaki bir çocuğu uyutmak için bu masalı anlatsanız, çocuğun uykusu kaçar.
İsrail’e, “Kardeşim, dua edin de çok istediğiniz kıyamet geç kopsun. Ne kadar geç koparsa, cehenneme o kadar geç gidersiniz!” diyecek bir baba yiğit yok mu?
Talat Atilla/Güneş