Turktime, kısa bir süre sonra 7. yaşını dolduracak.
Yeni yaşımıza yeni görsellikle girmek istedik.
Özünden kopmadan, daha modern bir yüzle…
Umarım beğenirsiniz…
Aradan yıllar, yıllar geçmiş.
Kolay değil, koca 7 yıl.
Ajda’nın o muhteşem şarkısındaki gibi;
“Kimler gelmiş, kimler geçmiş!..”
Fatih Altaylı’dan, Sinan Aygün’e, Emin Özgönül’den, Ufuk Söylemez’e kadar onlarca değerli isim Turktime’da yazdı…
Ne acemilik günleri yaşadım, yaşadık…
Turktime’ı ilk kurduğumda o kadar bilgisayardan uzaktım ki, telefonda, “mousa tıkla” diyene, “Bilgisayarı elimle tıklıyorum ya!” cevabını veriyordum.
Yani, sağ elimin yüzük parmağı ile cam ekranı tıklıyordum!
Bilgisayarın karşısında geri zekalı gibiydim!
O dev, ben cüceydim!
Daha da ötesi var!
Her şeyi elimle yazıyordum.
Düşünün;
Haberi bile kopyalamayı bilmiyordum!
Bir gün bir büyük alim (!), “Yahu, niye elinle yazıyorsun, bak, şöyle yapacaksın…” dedi ve dünyam değişti…
Nasıl sevindim, anlatamam.
Ne İsac Newton yer çekimi yasalarını bulduğunda, ne de Galileo teleskopu bulduğunda bu kadar sevinmemiştir…
Yani, perişan bir halim vardı.
Doğrusu çok emek verdim, verdik.
Ümitsizliğe kapıldığım zamanlarda bana ümit aşılayacak kelimeleri çalışma masamın tam ortasına yapıştırdım…
Turktime, Babialihaber, internetoku ve haberola derken 4 site ile tam bir medya grubu olduk.
7 ulusal ödül aldık;
Hürriyet’ten, Star TV’ye kadar onlarca yayın organına yüzlerce özel haberimizle önderlik yaptık, haberlerimiz bazen kaynak gösterilerek, bazen de gösterilmeden yayınlandı.
Sağ/sol kompleksimiz olmadı…
Haber değeri varsa yazdık.
Sağ kesim solcu, sol kesim sağcı dedi bize;
Güldük!
Bu yüzden hem sağ, hem de sol kesimle yıldızlarımız barışmadı!
Yakın dostlarımızla bile aramız bozuldu.
TURKTIME GOOGLE GÖRE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 4 SİTESİNDEN BİRİSİ
Turktime, Türkiye’deki bir çok ulusal gazetenin tirajını ikiye katladı.
Türkiye’nin tüm il, ilçe ve köylerinden Turktime takip edildi, ediliyor.
Dünya’nın 128 ülkesinde Turktime var…
Dünya’nın en büyük şirketlerinden, internetin dünya’daki tek ve en büyük patronu bilindiği gibi Google…
Turktime, Google’a göre Türkiye’nin en büyük 4 sitesinden birisi.
Google’ın page rank’e göre Turktime’a 10 üzerinden verdiği not; 7
(Hürriyet’in google notu 8)
Bu yolda elbette yalnız değiliz. Çok güçlü yol arkadaşlarımız, sevdiğimiz dostlarımız var.
İnternethaber, ensonhaber, aktifhaber, postmedya, gazeteport, medyafaresi, medyatava bunlardan bir kaçı…
Turktime, pornovari fotoğraflarla yol almadı, almayacak.
Tek kriterimiz tıklanma olmadı.
Öyle olsa idi, porno sitelerini baş tacı yapmamız gerekirdi!
Onların reytingine hangi haber sitesi erişebilir?
İnternet medyasına özel haber ve röportaj geleneğinin gelmesinde ciddi katkılarımız oldu.
İnternet Medya Derneği’nin kurulması fikrini değerli Hadi Özışık’a hasbelkader bu satırların yazarı verdi. O’da üşenmedi, elini taşın altına koydu.
Uğur Dündar’dan, Emin Çölaşan’a, Fehmi Koru’dan, Numan Kurtulmuş’a kadar yüzlerce önemli isim Turktime’ı ziyaret ederek röportaj verdiler…
Elbette hatalarımız da oldu.
Amacımız bunları en aza indirmek…
Ve 4 sene önce sevgili dostum Ersin Tokgöz’le tanıştım.
Siteyi o kadar sahiplendi ki, görmenizi isterim!
Dostluğu ve işini mükemmel yapması ile Ersin herhangi bir çalışandan çok bir sırdaş, dost ve kardeş… Ayrıca Radikal’deki köşe yazılarını takip etmenizi şiddetle tavsiye ederim…
Ersin’in aramıza katılması ile Turktime her yönüyle büyük güç kazandı.
Ya Birsen Ateş?
Soyadı gibi ateş gibi zekaya sahip.
Müthiş enerjisi ile Birsen’in yeri doldurulamaz…
Ya Aytun Çıray?
Benim 10 yıllık dostum, arkadaşım, Turktime’ın hatalarını o nazik üslubu ile her zaman dile getirerek bize katkı sağladı.
Yazdığı köşe yazıları ile büyük bir okur kitlesi kazandı…
Ya Seda Yıldız?
Bilkent mezunu, ODTÜ mastırlı ve üstüne bir de Anadolu Üniversitesi mezunu… Deha beyin Seda Yıldız, Yayın Koordinatörü ve yazar olarak bize güç verdi, vermeye devam ediyor….
Ya Ebru Kuzay?
Aramıza yeni katılan Ebru’dan çok umutluyum. Büyük işler yapacak…
Ya Özge Atalay?
Kendisinin bile tam farkına varamadığı büyük bir cevher. Işıl ışıl zeka. Duygusal, başarılı ve çalışkan.
Ya Nihan Sevdin?
Çok zeki, fena hırslı. Duygu yerine rasyonel olmayı tercih ediyor. Dominant olması önündeki en büyük engel. Bunu aşarsa şaşırtıcı başarılara imza atabilir…
Ya Erol Tümayer?
Haberlerini İsveç’ten tüm şartları zorlayarak geçti…
Arabasını Turktime’ın emrine verdi.
Ve tabi ki, medya da yer alan onlarca muhabirden, genel yayın yönetmenine kadar sıkı dostlarım…
Geleceklerini riske atarak Turktime’ın özel haberlerde rakipsiz olmasını sağladılar.
Onlara minnetarım…
Ya Emin Özgönül?
Çok kıymetli dostum, Sabah Gazetesi’nin eski Ankara Temsilcisi ağabeyim ve usta gazeteci Özgönül uzun bir süre Turktime’da yazdı.
Sağolsun, yeni yeri Gazeteport’u Ankara’da marka yaptı…
Kıymetli gazeteci Yalçın Malgil.
Her ne kadar yollarımız ayrılmış gibi görünse bile, Yalçın Malgil’in Turktime’a katkılarını da unutmadık.
Ya Kenan Sönmezler?
Usta gazeteci Kenan Sönmezler’de Turktime’da bir süre yazdı, Turktime’a emeği geçti.
Yanlış anlaşılma yüzünden onunla da yollarımız ayrıldı ama Kenan Sönmezler’i unutmadık.
Ya Kerem Küçükkurt?
Beni en çok kızdıran ama çok sevdiğim bir internet sihirbazı…
Ya Şahnaz Çakıralp?
Eski Cumhuriyet yazarı ve sanatçı Şahnaz Çakıralp’in de Turktime’a emeği geçti.
Yazılarını aksatınca bize hiç yakışmayan ve Çakıralp’in hak etmediği şekilde Turktime’daki yazılarına son verdik.
Buradaki üslup ve tavır nedeniyle kendisine gecikmiş bir özür borcum var.
Şahnaz Çakıralp’ten yıllar sonra özür dilemek sanırım beni vicdanen rahatlatacak.
Ya Durmuş Türemen?
Nerede davamız varsa, o engin bilgisi ile yardımımıza koştu, koşmaya devam ediyor.
Ya Fatih Altaylı?
Her ne kadar zaman zaman birbirimize kızsak da, Altaylı ile benim ortak noktam kin tutmayan yapılarımız…
Fatih, Turktime’da 1 seneye yakın zaman başyazarlık yapma nezaketini tek kuruş para almadan gösterdi, açılışımıza geldi.
Şimdi Gazete Habertürk’ü sırtladı götürüyor. Yolu ve bahtı açık olsun…
Ya okuyucularımız?
Onlar olmasa, yukarıda yazacak tek satırımız olmayacaktı.
4 sitemizde buluşan yüz binlerce okurumuza minnetarız…
Ya yorumcularımız?
Onlar olmasa, biz kime kızacağız?
Onlar olmasa, biz yanlışlarımızı nasıl göreceğiz?
Adını andıklarım ve varsa (inşallah yoktur) unuttuklarım haklarını helal etsinler.
Türkiye’yi ve içinde nefes alan her canlıyı çok seviyoruz…