Vefatların arkasından, “Kaybettik” diyorlar ya…
Gönlümün bam telleri parçalanıyor.
Ne demek kaybetmek?
Kaybettiğimiz ne? Paramız mı, gençliğimiz mi?
İnsan vefat eder.
Meselem, “kaybettik” diyenin inancını sorgulamak asla değil.
Belki de , “Kaybettik” derken bu kelimeye ontolojik bir değer yüklemeden de söyleniyor olabilir.
Sadece, “Hiçbir şey kaybolmaz” demeyi kişisel bir notum olarak eklemek.
Kişisel notum ifadesi de eksik/yanlış aslında.
Bizzat Allah diyor. Ve tereddütsüz inanıyorum(z).
Kış gelir. Bembeyaz kefen misali Kar örtülür Dünya’nın üstüne…
Çiçekler, ağaçlar vefat eder. Her mevsim yaşadığımız bir küçük kıyametin ardından yeniden çiçekler açar, ağaçlar yeşillenir.
Öldü dediğimiz çiçekler teker teker, bir küçük mahşer gibi dirilmezler mi?
Mucizeye alışmak, mucizeyi sıradanlaştırabilir mi?
Aynı güneş’in elmayı kırmızı, patlıcanı mor, biberi yeşil, domatesi kırmızı yapması tesadüf olabilir mi? Güneş’in aklı mı var?
Ensemizde dolaşan trilyonlarca gezegenin, milyonlarca yıldır bizi teğet geçmesi, birbirine çarpmaması, üzerimizdeki koruma kalkanı tesadüf olabilir mi?
Taş topraktan oluşan şuursuz Gezegenlerin aklı mı var?
Milyonlarca çiçekten bir kimyager gibi bal yapan arı, bal yapma kursuna mı gitti? Minik arı’ya bal yapmasını kim öğretti? Arı’nın aklı mı var?
Dünya’yı hem kendi, hem güneş’in etrafında bir topaç gibi çevirirken bizi üzerinden fırlatmayan kim? Dünya’nın aklı mı var?
Küçüklüğümden bu yana Allah’ın insanoğlu’na verdiği en büyük ikramın Dünya’ya getirmek değil, yeniden diriltmek olduğunu düşündüm/düşünürüm.
Sonsuzluğun yanında 80 senenin ne hükmü olabilir ki?
Ve birlikte düşünelim: Allah deseydi ki, sizi öldüreceğim ama yeniden diriltmeyeceğim. Allah böyle bir karar alsaydı, Allah’ı kim ikna edebilirdi ki?
Bu uzun girizgahı, CHP Ankara Milletvekili değerli Bülent Kuşoğlu’nun eşi Tülin Kuşoğlu’nun vefatı için yazdım.
Tülin hanım vefat etti.
Hayatımda eşi için bu kadar çırpınan, her şeyini ortaya koyan, bir nefes daha fazla alır mı diye sabahlara kadar eşinin yanında nöbet tutan başka bir insana rastlamadım.
Çok sarsıldı Bülent Kuşoğlu.
Kuşoğlu’nun verdiği mücadele, yine arkadaşım Levent Demir’in babası aynı zamanda vefat ederken düştüğü acı benim babam için verdiğim mücadeleyi hatırlattı. Bu yüzden çok sarsıldım.
4 sene oldu babamın fotoğrafına bakamıyorum. Gördüğüm an tüm günüm kıyametin kopmasını dilemekle geçiyor.
Hala ettiğim, “Ya rabbi, babamın sevapları cennete girmesine yetmiyorsa, benim sevaplarımdan al” dualarım sıkıştırıyor beni. Bu nasıl bir acı Allah’ım?
Mahşer olmasa dayanmak mümkün değil.
Şükür ki mahşer var.
Bir taze baharda yeniden buluşmak üzere…
Rabbim, tüm vefat edenlerimizi şanına layık ağırlasın…
Amin…