Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Savaş Güvercinleri, özellikle I. ve II. Dünya Savaşları sırasında kullanılan eğitimli güvercinlerdi.
Görevi mesaj taşımak olan bu güvercinler özel olarak eğitilip cephedeki askere mesaj iletmek üzere donatılırdı.
Güvercinler savaş sırasında o kadar etkili oldular ki, başarı oranları %90'ı bulunca İngiltere gibi bazı ülkeler savaş güvercinlerine karşı kampanya başlattı ve savaş güvercinini vurana 5 Pound ödül verdiler.
Ve neredeyse gökyüzünde güvercin bırakmadılar!
Oysa o güvercinlerin savaştan haberleri bile yoktu!
O güvercinler millet!
Ateş eden de masayı deviren muhalefet oldu!
STRATEJİ HAYAT KURTARIR!
Bugün son anda bir değişiklik olmazsa Saadet Partisi önünden binlerce CHP'li Kılıçdaroğlunu alıp CHP genel merkezine götürecek.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığının partisi, kendisi ve belki de Türkiye'yi nereye götüreceğini beraberce göreceğiz.
Tahminimi şimdilik söylemem ama görünen köy kılavuz istemediği gibi o köy uzak da değil.
Kılıçdaroğlu'nun kazanmaktan başka çaresi yok ama.
Kazanamazsa kesin gider diyenlere sadece o kadar kesin değil demekle yetineyim...
Binlerce mazaret, mazeretlere inanmaya hazır CHP içinde kemik özel bir kitlesi var Kemal Beyin.
Kazanma ihtimalini arttırmak istiyorsa bir senedir Cemal Enginyurt ile Alaattin Çakıcı karışımı sert mesaj atmalara artık bir son vermeli.
Gandhi imajını kendi elleriyle boğarak öldürmek mi istiyor!
Ya da "Gandhi oldum da ne oldu, 10 kez kaybettim. Dur bi tarz değiştireyim mi" dedi.
Muhtemelen aklı evvelin biri önerdi, Kemal Bey de "Şahhaneee.." diye üzerine atladı.
Bir kişi de çıkıp Kemal Beye "Sayın Başkanım, taklitler aslını yaşatır. Gandhi imajı üzerinize oturmuştu. Millet sakin güç istiyor. " demedi, diyemiyor, demiyor!
O zaman tarih der!
Çakıcı, Gandhi gibi davransa yakışır mıydı?
Sırıtırdı!
Bilirsiniz, Gandi, Hindistan'dan alınan Britanya tuz vergisine karşı 1930'da yaptığı 400 kilometrelik Tuz Yürüyüşü ile ülkesinin Britanya'ya karşı başkaldırmasına öncülük etmişti. 1942'de Britanyalı yetkililere çağrıda bulunarak Hindistan'ı terk etmelerini istedi. Hem Güney Afrika hem de Hindistan'da bu yüzden birçok kez hapsedildi.
Çakıcı diyelim ki birisine kızdı.
"Arkadaş, seni yürüyerek protesto edeceğim!" der mi?
Demez!
Namluyu mermiye sürüp....
Tak...Tak..
Her şey orjinalinde güzeldir.
Sadece Kılıçdaroğlu değil, Akşener adına düşünenlerin, düşüncelerini üslup ve strateji konusunda revize etmelerini öneririm.
Hakikat bunu emrediyor!
KUŞATMAYI YARMALIYIZ!
ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley'in Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK'nın işgalindeki bölgeleri ziyaret etmesi çok ilginç.
Deprem sonrasındaki bu ziyaretin Türkiye'ye gözdağı mesajı olduğunu varsaymak mümkün.
Genelkurmay başkanı Mark Milley'in daha önce Irak ve Afganistan savaşında bulunduğunu da hatırlatmak isterim.
İhtisas alanı, işgal ortamını hazırlama ve ani işgal uzmanı.
Bir yandan da ABD ve NATO, Türkiye'nin etrafını kuşatmaya devam ediyor.
Biliyorsunuz, Yunanistan'daki adaları silahlandırdıktan sonra bazı limanlara da Türkiye'ye yönelik silah ve mühimmat yerleştirdi.
Diğer taraftan, MİT bir yıldır özellikle PKK üs kadrosu ve sorumlularına yönelik büyük operasyonlar yapıyor.
PKK/PYD'yi yönetecek sözde komutan sıkıntısını ABD'nin çözmeye çalıştığını öngörebiliriz.
Çok dikkatli olmalıyız!
SEFİL CANLI TÜRÜ: GAZETECİLER
Meslektaşlarım bilirler, gazetecilerin ezici bir çoğunluğu, aşağılık kompleksine sahip, haset, şişkin ego ve bomboş bir beyine sahiptirler.
Mevcut donanımlarıyla saygı göremiyeceklerini bildikleri için, çoğu kestirme yoldan mühim adam olmak için gazeteci olurlar.
Öz benliklerinde bilirler ki, normal yaşamda gece bekçisi olamazlar.
Diyelim çalıştılar, çabaladılar, gece bekçisi oldular.
Ya o garajı hırsız, ya da kendileri soyarlar!
Bu girizgah, bir gazeteci arkadaşımın yakın zamanda yaşadığı deneyimleri bana anlatması yüzünden.
Neler mi yaşamış?
Bir medya gurubu ile el sıkışmış.
Grubun yöneticileri kıskançlık ve network endişesi yüzünden perde arkasında bu gazeteciye numara üstüne numara çeviriyorlarmış.
Sadece yeni gelen gazeteciye mi?
Patronlarına da!
Güldüm.
Neler yapmamışlar ki?
Birisi patronlarına kazık atmış, çalışan bayanlara sarkıntılıklar...
Bir başkası geçmiş dönemlerde mahkemelerde kayıtlara geçen nahoş suçlamaların muhatabı olmuş.
Neler...Neler...
"Buradayım. Yazarız, merak etme." dedim.
"Eyvallah" dedi!
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 26816 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|