19 Ekim Çarşamba akşamı…
Aslında tahmin edeceğiniz üzere yazı konusu farklıydı ama klavyenin önüne oturunca böyle bir günde, haftada başka bir şey yazmak mümkün olmuyor. Bütün gün yüzler gülmedi. Kimsenin gülmedi. Hava karanlığa meyilli. Hava puslu… Yürekler yanık…
Meclis çok gergindi? Akşam üzeri bir şehit ailesine ziyarete gittik. Ankara Pursaklar’a… Nedense herkes sessizdi… Akşamın karanlığında, kalabalığın karanlığında hayret, ses yoktu… Televizyon yorumcuları umut vermedi, sinirlerimizi daha da gerdiler…
Üzülmemek imkansız. Üzülmeyenimiz yoktur sanırım, eğer terör yanlısı ve insanlığını kaybetmiş değilse…
Tamam, üzülmek çare değil de, çare ne?
İnsan bazen çaresiz kalıyor.
Aslında çareler belli de o kadar zaman alacak ki, bu süre içersinde yine masumlar, genç askerler, polisler, siviller yine kurban olacaklar… Bu son değil ki…
Üzüntümün bir sebebi de karşımızda yekpare en azından ne istediğini bilen bir örgütün olmaması… Maşa bir örgüt…
Aksi halde çözüm olabilirdi…
Bütün gün sorumlu-sorumsuz herkes saçma sapan konuştu, 15 yıl önceki gibi, 25 yıl önceki gibi. Zirveyi tepedekiler kaptı… Herkesin tezi iflas etti ama herkes ben demiştim havasında… Sinirimi bozuyorlar…
Herkes bir sorumlu arıyor, kimse meselenin özünü söylemiyor…
Akıllarda var ama telaffuz edilemeyen acaba Kürtlere özerklik verilmesi mi?
Kürtlerin çoğunluğu PKK’nın istediği çözümü benimsiyor mu?
Özerklik çözüm olabilir mi?
Peki özerklik ilan edilecek olan bölgede 6, en fazla 7 milyon Kürt yaşıyor, geriye kalanlar ne olacak? Terör özerklik hatırına durur mu?
Federasyon desek o da aynı sonuca ulaştırmıyor mu?
Peki, “Lanet olsun!” diyip bağımsız Kürt devletine razı mı olalım?
Razı olsak çözüm olacak mı? Kürt bölgesine batıdan milyonların göç etmesi gerekmeyecek mi? Türk-Kürt evliliklerini, çocuklarını nasıl ayıracaksınız?
Bir yığın dram kokuyor...
Zor… Çok zor! Buna da çözüm denemez…
İki toplumlu, iki dilli bir Türkiye olsa?
Dünyada nerede ise bunun örneği yok. Toplumlar en ufak sebeplerle mutlaka kapışıyor…
İşin içine bir de dış desteği, emperyalizmin hedeflerini katınca çözüm iyice karanlıkta kalıyor…
Gazze, Somali meselesini uluslararası alana taşıyan hükümet neden PKK teröründe dış destek sağlayamıyor?
Dün 8, bugün 24 kurban verdik teröre, görüntü daha da devam edecek gibi… Demokrasiden taviz verilecek noktaya mı gidiyoruz? Birileri gidelim mi istiyor?
Umutsuzum, huzursuzum, gerginim…
Neyse! Bugün çözüm aramayayım. Bugün formumda değilim… Herkes gibi…
Başımız sağ olsun…