Geçenlerde medyada çok az yerde çıkan şu haber dikkatimi çekti. Bir bölümünü sizinle paylaşayım;
AK Parti Kütahya İl Başkan adayı tanıtım toplantısında konuşan Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, "2015 yılında yapılacak seçimlere lidersiz gireceğiz. Başımızda lider olmayacak. Yani bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan çalıştı, biz oyları aldık." dedi. Saraçoğlu, AK Parti'nin iktidarda bugüne kadar yaptıkları ve yapacakları işlerle ilgili de ilginç bir kıyaslama yaparak, Kur'an-ı Kerim'in bile 23 yılda indirildiğini söyledi. "23 yılda inen Kur'an’da alkol bile bir kerede yasaklanmadı. 3 kerede yasaklandı. Bazı şeyleri yapmak, tamamlamak zaman alıyor." diyen Saraçoğlu'nun siyaseti dinle bağdaştırması dikkat çekti.
İlk bölümü girmeyeyim. Hani AKP’li Belediye Başkan’ı 2015 seçimlerine lidersiz gireceğiz diyor ve Davutoğlu’nu harcıyor ya, çok ağır bir itham, iyi de malzeme vermiş ama o bölüme girmiyorum. Dikkatimi çeken ve sizin de dikkatinize sunduğum bölüm AKP’yi Kur’an-ı Kerim’le ve Peygamberimizle kıyasladığı bölüm. Çok ilginç geldi bana…
AKP’liler kendilerinin siyaset yaptıklarını değil, siyaset ve demokrasi yoluyla ülkeye hizmet ettiklerini değil, Peygamberimiz dönemindeki gibi müşriklerle, münafıklarla, Yahudi, Hristiyan, putperestlerle savaştıklarını düşünüyorlar. Ülkeye İslamı getirmekte olduklarını sanıyorlar. Bu kaçıncı İslamın yayılması ve Peygamberimiz dönemi ile kıyaslama?
Onlara göre galiba benim gibi CHP’lilerin veya onlardan olmayanların her biri Ebu Cehil, Ebu Leheb veya Hind’in Vahşi’si gibi düşman kişiler… Hayrettin Karaman’ın “İslam ve demokrasinin bağdaşmaz” düşüncesi de bunu doğruluyor. “Abaratma!” diyeceksiniz ama Belediye Başkanı’nın, AKP’nin bugüne kadar yaptıklarını Peygamberimizin yaptıkları ile hatta Ku’ran ile kıyaslamasını nasıl açıklayacaksınız? Münferit bir küçük olay demeyin, bu ilk değil ki… Daha önce onlarca benzer örnek yaşadık. Hatta İçişleri Bakanı Efgan Ala birkaç ay önce şu talihsiz açıklamayı dahi yapmıştı;
“Peygamberimiz Mekke’yi fethedip oraya girerken muhtemelen tabii şimdi buradan biz çıktık, geri geldik ve Mekke’yi fethettik, insanlar fevç fevç İslam’a giriyorlar. Muhtemelen kendisine bir pay çıkardı oradan. Bakın biz böyle bir medeniyetin, böyle bir inancın temsilcileriyiz. İnsanın biraz gururlanması doğal bir şeydir, insanidir. Ama hemen ikaz ediliyor. ‘İstiğfar et, Allah tövbeleri çokça kabul edendir.’ Onun için biz kendimize pay çıkarmıyoruz başörtüsü yasağını kaldırdık diye. Allah yaptı diyoruz. Kuran’ı Kerim’i her yere askeri okullar dahil biz sokmadık. Kendisi yaptı, bizi de onunla imtihan etti.”
İmtihanı kendileri vermiş, Peygamberimiz kibirlenmiş,verememiş…
Demokrat olanlar, sivil, çağdaş siyaset yapanlar siyaset yoluyla iktidara gelmeyi de gitmeyi de kabullenmiş kişilerdir. AKP’liler iktidardan gitmeyi asla düşünmüyorlar. Sebep bu olsa gerek. İslamı yayıyorlar, mübarek amaçları var. Dolayısı ile sonuna kadar iktidarda kalmaları gerek. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet İslami bu ulvi amaçları doğrultusunda tali konular… O nedenle yolsuzlukta, rüşvette bu mübarek amaç doğrultusunda mübah…
Tövbe, estafurullah…
‘İnsanı zorla dinden çıkaracaklar’ demeyin zira bu kafada olan AKP’liler dinden çıkmış durumda…
İnanın demokrasimizin ve toplumumuzun bu kadar sefil durumda olmasının önemli bir nedeni de AKP’lilerin yukarıda anlatmaya çalıştığım anlayışı…
Yine bir fıkra ile yazıyı bitireyim;
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek,
“Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle” demiş, ancak adamdan ses çıkmamış.
Papaz, bir kez daha sözünü tekrarlamış ama ölüm döşeğindeki adamın sessizliği devam etmiş.
Sonunda Papaz biraz sert bir ifadeyle, “Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun?” diye sorunca adam halsizce karşılık vermiş, “Henüz cennette mi, cehenneme mi gideceğim belli değil. Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum”
Bizim halkta bu AKP iktidarından bıktı ama AKP’nin gideceğini garanti altına almadan haklarında kötü konuşmak istemiyor... Ama öbür tarafta gidecekleri yer belli olduğundan tavsiyem Şeytana lanet etmesinler…