Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Hatırlarsınız; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret suçundan hakkında İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Savcı, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin işletilmesini talep ederek 'belli haklardan yoksun bırakma' ve 'bir kamu görevini üstlenmekten' mahrum bırakılmasını istemişti.
Yargılama Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nden İstinaf Mahkemesi’ne geldi. Şimdiye kadar devam eden istinaf sürecinde aldığım özel bilgiye göre 24. Ceza Dairesi, İmamoğlu'na "5 yıl süreyle kamu haklarından mahkumiyet" kararı verdi.
Henüz İmamoğlu'na tebliğ edilmeyen karar Yargıtay tarafından da onanırsa İmamoğlu, önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olamayacak.
Bu kararla birlikte siyasette taşların yerinden oynama ihtimali büyük. Çünkü...
Mansur Yavaş ile birlikte Erdoğan'ın karşısına çıkma ihtimali en yüksek siyasetçi Ekrem İmamoğlu'ydu.
DİP NOT: Ekrem İmamoğlu davasında karar öncesi hâkimi değiştiren HSK'nın
İmamoğlu'na verilen cezanın istinaf aşamasına bakacak olan üç üyeli heyetin başkanı ve bir üyesini de görevden alması kamuoyunda tartışma meydana getirmişti.
SÜLEYMAN SOYLU'NUN ORGANİK RESTİ NEREYE GİDER?
Süleyman Soylu'nun TBMM'den 'dokunulmazlık zırhının' kaldırılmasını istemesi açık bir meydan okuma, net bir irade beyanı.
Soylu, muhataplarına 'şimdiye kadar bana yönelttiğiniz tüm suçlamaların kanıtlarını bekliyorum.' diyor.
Şartları göz önüne aldığımızda gösterdiği özgüven ve cesaretin siyasette örneği yok.
Çektiği 'hodri meydan' restinin bu çerçeve ile sınırlı olmadığını da düşünüyorum.
Aynı zamanda siyasette kendisine yönelik simetrik- asimetrik çok yönlü kurulan pusulara karşı da 'buradayım!' diyor.
* * *
Ağır eleştiri ve belgesiz ithamlara karşı kendisini zırha sarılmakla itham edenlere, kısa süre önce zırhlı makam aracını teslim ederek, siyasi tarihimizde hiç görmediğimiz protest bir eylemin sahibi de Süleyman Bey'di.
Sadece bir yılda 250 bin aleyhinde haber çıkmış bir siyasetçiden söz ediyoruz.
3-5 bin değil.
250 bin...
Sadece bir haberle kimyası bozulup, hastaneye kaldırılan, bundan sonra da benzerlerini yaşama potansiyeli olan çok sayıda siyasetçi- iş adamı- gazeteci- medya patronu tanıyoruz!
250 bin aleyhte yapılan habere ancak kendisine çok güvenen bir siyasetçi dayanabilirdi.
* * *
Özellikle terörle mücadeledeki başarısından dolayı kendisine diş bileyenlerin "zaten dokunulmazlığı kalkmaz" diyerek Soylu'nun bu tarihsel meydan okumasını küçültmeye çalışmaları yok hükmünde.
Çünkü... Bu bir irade beyanı.
Kendisi nihayetinde TBMM'nin bir üyesi.
Kendisinde olmayan bir takdirden dolayı suçlanmak komik ve ciddiye alınmaktan uzak bir yaklaşım.
'Dokunulmazlığımı kaldırın' talebi o kadar basitse, iki düzine kritik siyasetçinin toplumsal talep anlamında aynı Soylu gibi bu talebi karşılaması gerekmiyor mu?
(*Soylu'ya yönelik sadece gazetecilik güdüsü ile yorum- eleştiri yapanları bu tanımlamadan uzak tutuyorum...)
* * *
Soylu'nun bir röportajında "Devlet gözümün önünden geçti!" sözleri bence önemliydi.
Konuşmanın akışından anladığım; Görevdeyken "Önünden geçenleri bildiği için doğal olarak devlete ve kendisine kurulan pusuları da biliyor!"
Henüz meşru savunmasını dahi yapmayan bir siyasetçiden söz ediyoruz.
Meşru savunma demişken…
Yapılan saldırıları düşünün.
Sadece mücadele ettiği terör örgütleri, uyuşturucu tacirleri, sokak çeteleri, insan kaçakçıları gibi kriminal tipler saldırsa, tamam dersiniz.
Ama tüm bu kriminal şebekeler ve ilişkili oldukları uzantıları saldırırken o devleti ve iktidar partisini temsilen bu saldırıları göğüslüyordu.
* * *
Öyle ya hem bir Bakan olarak hem de bir siyasi aidiyet taşıdığı için doğal olan adına mücadele ettiği, mücadele ederken canını ortaya koyduğu bu yapıların yanında olması, en doğal beklentiydi.
Peki ne oldu? Tüm süreçlere bakıyoruz; bu mücadeleyi yapayalnız sürdürdü. Hatta bırakın desteği “Ayağı kaysa da düşse” diye zemini kayganlaştırmaya çalışanlar da mücadelesinde ona destek olması gerekenlerdendi.
İşte bu günkü benzersiz resti biraz da o yalnız bırakılmaya rest olarak görüyorum.
* * *
Zırhlı aracını İçişleri Bakanlığı’nın önüne bırakıp gitmesini, kendisinden sonraki dönemde bakanlığın neredeyse her bir günü Soylu’yu itibarsızlaştırma PR’ına ayırmasından ayrı okuyamazsınız.
Aslında zırhlı araç resti de dokunulmazlık resti de varlıklarını birilerinin zırhlarına, birilerine yakın olmakla, birilerinin verdiği görevlerle, unvanlarla kendilerini dokunulmaz görüp oradan aldıkları gücü istismar edenlere de çekilmiş bir resttir.
Kaderin getirdiği sonuçla Süleyman Soylu Türk siyasetinde kuvvetli bir güç unsuru oldu. Soylu bu gücünü Devlet- Millet- Erdoğan ve partisine tüm varlığı ile sunmasına rağmen kendisine karşı içeride- dışarıda yapılan yıpratma operasyonları kesintisiz devam etti.
Tüm bunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisini halen savunmaya devam ediyor.
Sonuç olarak Soylu'nun restini sadece muhalefet ya da terör unsurlarına karşı değil, suret-i haktan görünenlere karşı çekilen bir rest olarak da okuyabiliriz.
Bu rest organiktir. Bu rest kişiseldir.
Bu rest bundan dolayı şık ve onurlu bir resttir. Siyasi sonuçları mı?
İzleyip göreceğiz.
VELHASIL; Aslında zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, biz cesaret edemediğimiz için zordur.- Seneca
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 29040 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|